
PKK bitirildi Cudi Dağı'ndaki Nuh Aleyhisselam Türbesi ziyarete açıldı
PKK'nın Cudi'deki önemli para kaynağı kesildi
Terör örgütü PKK'nın Şırnak bölgesindeki en önemli barınma alanlarından biri olan Cudi Dağı artık turizm ve buradaki kömür ve maden yatakları sayesinde ülke ekonomisine katkısıyla adını duyuracak.
Şırnak bölgesindeki Cudi Dağı, terör örgütü PKK'nın, bir dönem kurtarılmış sözde kızıl alanlar ilan ettiği ve "Asker buralara ayak basamaz" dediği, en önemli barınma alanlarından biriydi. PKK'lı teröristler için de en uygun barınma alanı Cudi'nin Anılmış ve Sefine bölgeleriydi.
Teröristler yıllarca buradaki kömür ocaklarını basarak işçileri katletti, koruma görevi yapan asker, polis ve korucuları şehit etti. Kömür ocakları ihalesini üstlenen yüklenici firmalar da terör örgütüne haraç vermeyi reddettikleri için çoğu kez sindirildi ve ocaklar uzun yıllar kapalı kaldı. Teröristler, Cudi'ye operasyon yapıldığında ise Kuzey Irak'taki Haftanin bölgesine kaçabiliyordu.
Ancak Haftanin'de sürdürülen Pençe Kaplan harekâtı nedeniyle Kuzey Irak'a da kaçamayan teröristler kapana kısıldı. Bu yıl emekliye ayrılan Şırnak Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu'nun girişimleri ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da desteğiyle, havadan İHA, SİHA ve helikopterler, karadan da güvenlik güçleriyle düzenlenen operasyonlarla bölgedeki 300 civarındaki teröristin sayısı 25'e kadar düştü.
CUDİ ETEKLERİNDEKİ KÖYLERİN GENÇLERİ DE İŞ SAHİBİ OLDU
Kömür ocaklarının büyük bölümünün bulunduğu Anılmış ve Sefine'nin hâkim bölgelerine de kalıcı ve yüksek güvenlikli üs bölgeleri kuruldu. Yeni nesil gece görüşlü termal kameralar ve gelişmiş cihazlarla donatılan, askerlerin ve korucuların 7/24 nöbet tuttuğu üslerle bölgedeki hâkimiyet tam olarak sağladı. Cudi'nin teröristlerden temizlenmesiyle bölgedeki maden yatakları, termik santralleri ve kömür ocaklarını işleten müteahhit firmalar da rahat bir nefes aldı.
Bölgedeki maden ve kömür ocaklarının üretim kapasitesi geçmiş yıllara oranla yüzde 200 arttı. Huzur ve sükûnet sağlanınca daha önce çalıştırılacak işçi bulmakta zorlanan ocaklarda gençler çalışabilmek için sıraya girdi. Yüklenici firmalarda prensip olarak işçileri yine Anılmış ve Sefine bölgesi başta olmak üzere Cudi Dağı eteklerinde yaşayan köylerdeki gençlerden seçiyor.
İNANÇ TURİZMİ DE BAŞLIYOR
Cudi Dağının Sefine bölgesindeki Nuh peygamber türbesi ve Nuh'un gemisi efsanesi nedeniyle yıllarca kanlı terör örgütünün hain saldırıları nedeniyle kapalı kalan bölgenin önümüzdeki yıl turizm sezonunda ise inanç turizmine açılması planlanıyor. Sefine bölgesi teröristlerden temizlendikten sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu burayı ziyaret ederek Hz. Nuh türbesinin olduğu yerde namaz kıldıktan sonra askeri üste görevli askerleri telefonla Cumhurbaşkanı ile görüştürmüştü.
CUDİ DAĞI EFSANESİ
Geçmiş yıllarda araştırmacılar Austen Henry Layard ve L. King, bu dağın dolaylarında çivi yazısıyla hazırlanmış Asur yazıtlarına rastladılar. İslâmî inanışlara göre Tufan'dan sonra Nuh'un gemisi bu dağın üzerine oturmuş, buranın halk arasındaki adı, Cudi Dağı'dır. Nuh Peygamber, pencereyi açarak bir güvercin saldı. Güvercin, konacak yer bulamayarak geri döndü. Yedi gün sonra, güvercini yeniden saldı. Güvercin bu kez ağzında bir zeytin dalıyla gemiye döndü. Sular çekilmişti. Nuh Peygamber gemisinden çıkarak Ağrı Dağları'nın eteklerinde bir köy kurdu. İnsanlar, canlılarla birlikte yeniden çoğaldılar. Sümerlerin Gılgamış Destanları'nda da geçen ve bütün dünyaca bilinen bu efsaneyi gerçekleştirmek için bilginler, yıllardan beri, Ağrı Dağları'nda Nuh’un gemisinin kalıntılarını arayıp durmuşlardır.
Tufan efsanesi burada biter ama, Doğu Anadolu’da daha başka söylentiler de vardır. Derler ki, suların çekilmeğe başladığı günlerde, Nuh’un gemisi ansızın, şiddetli bir sarsıntı ile allak - bullak olur. Gemi bir dağın sivri tepesine çarpmıştır. Gemidekiler korkudan "Suphanallah" derler. Dağın adı “Süphan Dağı” olur. Gemi, bu tehlikeyi atlattıktan sonra, kuzeye dümen kırar, bir tepeye daha çarpar. Nuh Peygamber "Allahü Ekber" diyerek bu tehlikeyi de savar. Bu dağa da “Allahuekber Dağı” derler. Derken, bir süre sonra sular çekilir. Gemi bir büyük dağın sivri tepeleri üzerine oturur. Uğraşır uğraşır, kurtaramazlar. 0 zaman hep bir ağızdan "Ne ağır dağ" derler. Dağa “Ağır Dağ” adı verilir, bu ad sonradan “Ağrı Dağı” olur.
Güncellenme Tarihi : 8.9.2020 12:47