Gündem
  • 4.3.2008 10:22

PKK İLE AKP ARASINDAKİ GİDİŞ GELİŞİ IRAKLI KÜRTLER SAĞLIYOR

ABD’nin en etkili düşünce üretim kuruluşlarından Washington Enstitüsü’- nden dört kişilik bir heyet, Kürt Özerk Yönetimi ABD Temsilcisi Kubat Talabani’nin (Celal Talabani’nin oğlu) mihmandarlığında, 21-28 Şubat arasında Kuzey Irak’ta incelemelerde bulundu. Erbil ve Süleymaniye’de, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani dahil, Mesud Barzani hariç herkesle görüşen heyette, Enstitü’nün Türkiye programı direktörü Dr. Soner Çağaptay da vardı. Kendisiyle izlenimleri üzerine konuştuk:

Irak Kürtleri Türkiye’ye nasıl bakıyor?

Herkes Türkiye ile ilişkiler konusunda çok yumuşak mesajlar verdi. Özellikle Talabani’nin KYB’si. “Türkiye’yi çok seviyoruz. Türkmenlerle kardeşiz. Türkiye’ye muhtacız” dediler.

İnandırıcı buldunuz mu?

Büyük ölçüde samimi buldum, çünkü Kürtler kendilerini kuşatılmış hissediyorlar. En büyük destekçileri ABD’nin de 2007 başından itibaren kendilerini terk etmeye başladığını düşünüyorlar. 2003-2007 arasında Bağdat’ta istedikleri gibi at koşturmuş olan Kürtler, Kerkük, Petrol Yasası, bütçe ve Peşmerge maaşlarını kimin ödeyeceği gibi konularda Araplar tarafından bloke edildiler. Önce Amerikalıların baskısıyla Petrol Yasası Arapların istediği şekilde geçti. Ardından Kerkük referandumu ertelendi ve şimdi de Türkiye, ABD’nin onay ve desteğiyle PKK’ya karşı operasyonlar yapıyor

ABD gerçekten Kürtleri terk mi ediyor?

Tıpkı 1975’te olduğu gibi Amerikalıların kendilerini terk etme ihtimaline sahiden inanan çok Kürt gördüm. Gerçekten de ABD, Irak’ın çoğunluğunu oluşturan Şii ve Sünni Arapların tatmininin Kürtlerin tatmininden daha önemli olduğunu; Irak’ı istikrarlı bir şekilde bir arada tutmak istiyorsa öncelikle Araplara yönelmek zorunda olduğunu anlamış. Yani ABD Türkiye ile yakınlaştığı için değil, büyük Irak resmine baktığı için Kürtlerle arasına mesafe koyuyor.

Ya İran?

En çok İran’dan korkuyorlar. Tahran rejiminin Kuzey Irak’taki istihbarat çalışmaları ve İslamcılara verdikleri destek sayesinde kendi canlarını çok yakabileceğinden endişeleniyorlar. Çok kişi İran’ın PKK ile anlaşma yaptığı, PJAK’ın saldırmaması karşılığında Tahran’ın da PKK ve PJAK’a göz yumduğu söyleniyor. Sonuçta Iraklı Kürtler gözlerini Türkiye’ye dikmiş durumdalar. Samimi bir şekilde işbirliği arayışı var.

Bu ne kadar mümkün?

Çok sorun var. Bir kere Iraklı Kürtler PKK’yı terörist bir örgüt olarak görmüyorlar. İkinci olarak da, “genel af” ve “PKK yöneticilerinin siyaset yapma hakkı” gibi formüllerle soruna siyasi çözüm istiyorlar. ABD’nin El Kaide’ye genel af ilan etmesi ne kadar imkansızsa bunun da öyle olduğunu söyledim kendilerine. Ama çok ısrarlılar. Bu arada “AKP ile çok sıkı bağlarımız var” diyorlar. Bu noktada isim de veriyorlar. “AKP’yi çok seviyoruz”, “AKP bizim de partimiz” diyenler de çıktı. “Kuruluş aşamasından beri yakın bağlarımız oldu, olmaya devam ediyor. Aramız çok iyi” diyorlar. Dolayısıyla “genel af” gibi fikirlerin AKP ile paylaşıldığını da düşünüyorum. Şunu söylemek mümkün: PKK ile AKP arasındaki gidiş gelişi Iraklı Kürtler sağlıyor. Bazı fikir ve öneriler onlar üzerinden AKP’ye veriliyor ya da tartışılıyor, danışılıyor diyebiliriz. Böyle bir zincir var demek mümkün.

Ya PKK ile ilişkileri?

PKK ile görüştüklerini ima ediyorlar. Çünkü “daha önce de bazı yasalar çıktı, ama yürümedi...” dediğimde “Bu sefer PKK üst düzeyi, genel bir af çıkması durumunda silahları bırakmaya hazır” dediler.

Peki bu öneriler Türkiye’nin işine yarar mı?
Önerecekleri fikir kendilerine yarar. Bu tür öneriler Türkiye’den çıkmış olsaydı o zaman “bunlar Türkiye’nin çıkarına” diyebilirdik belki. Türkiye ile iyi geçinebilmeleri için PKK sorununun çözümünün şart olduğunu biliyorlar ama getirdikleri önerilerin Türkiye realitesine uymadığı da ortada.

PKK’yı Türkiye’ye karşı pazarlık kozu olarak kullanmıyorlar mı?

Bunu kesinlikle reddediyorlar. Iraklı Kürt liderler PKK’da biraz kendilerini görüyorlar. Onlar da zamanında dağdaydı, bu yüzden biraz sempatileri var. Ayrıca halk nezdinde PKK’ya sempati çok daha güçlü.

Kara harekatına beklendiği kadar tepki göstermediler...

ABD’nin onayı olduğu için yapabilecekleri bir şey olmadığını düşündüler. Resmi düzeyde az tepki oldu ama halktan daha fazla itiraz geldi.

PKK bundan sonra ne yapar?

PKK’ya karşı somut olarak bir şeyler yapabilirler mi?

Bunu çok tartıştım. Örgüt elebaşlarının teslimine, hatta bu konuda yardıma kesinlikle yanaşmıyorlar. PKK’nın yaşadığı alanların tecriti konusunda “ya bu fiziki olarak imkansız” diyorlar ya da “zaten tecrit halindeler” karşılığını veriyorlar. Terörist örgüt olarak tanımaya da “imkanı yok” diyorlar. Yani çok ciddi sorunlar var ve buradan bir şey çıkması çok zor. Hele ABD PKK konusunda Türkiye’ye bu kadar yakınlaşmışken.

Türkiye yeni kara harekâtı yapar mı?

Birincisi, Dağlıca gibi yeni bir PKK baskını olursa, 24 saat içinde bunun cevabı verileceğe benziyor. İkinci olarak, herhangi bir PKK üssünde bir hareketlilik saptanırsa da hava veya karadan harekatlar olabilir. Türkiye’nin Mart 2003’den itibaren K. Irak’ı seyirci gibi izlemesi sona erdi. 1990’lardaki sıklıkla olmasa bile PKK kamplarına sürekli saldırı olabilir. Tabii bu süreç ABD ile bilgi alışverişiyle gidecektir. Harekâtın başlamasında Iraklı Kürtlerin haberi yoktu ama Amerikalıların vardı. Iraklı Kürtlerin PKK’ya haber vermesinden korkuluyor.

PKK bundan sonra ne yapar?

Irak Kürtleri’nin PKK ile aralarında bir “telkin kanalı” var. PKK’ya “sus” diyebiliyorlar. Örneğin ateşkes ilan ettirebiliyorlar. Irak Kürtleri PKK’ya uslu durmayı telkin edecektir. Ama PKK içinde bu tür uyarıları dinlemeyen kesimler de var. Yani sürpriz PKK saldırıları olabilir. Ama çok yoğun bir terörist faaliyet içine gireceklerini sanmıyorum.

(VATAN)

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:25

İLGİLİ HABERLER