
PKK'LILAR İÇİN GENEL AF BASKISI...
MURAT ÇELİK'İN BUGÜN'DEKİ YAZISI:
GENEL AF BASKISI KAPIDA
"Siz Türkiye olarak eğer bir genel af çıkartırsanız, o zaman ben de PKK'nın dağdan inmesini sağlayabilirim.
Türkiye böyle bir adımı atarsa, PKK da silahı bırakır. Bunun gerçekleşmesi için bütün gücümü kullanır ve sonuca ulaşılmasını sağlarım. Emin olun bunu yapabilirim, yaparım. Tabii eğer Türk Hükümeti genel af ilan ederse."
Elinizdeki gazetenin dünkü manşet haberinde okumuşsunuzdur; bu sözler Irak Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesut Barzani'ye ait.
Barzani'nin PKK üzerinde böylesi bir gücü ya da etkinliği var mı?" sorusu bir yana, IKDP liderinin artık resmi olarak seslendirdiği "genel af" talebi, hiç şüphe yok ki, Türkiye'de bu senenin en sıcak gündem maddelerinden biri olacak.
"Genel af ilan edilmeli" sesleri - farklı tonlarda da olsa - hem içeriden hem dışarıdan zaten bir süredir geliyor. Fakat artık açıkça görülüyor ki konu, "Bu iş böyle olmuyor. PKK meselesi askeri yöntemlerle çözülecek olsa 20 yıldır çözülürdü. Eğer örgüt silah bırakacak ve akan kan duracaksa genel af ilan edilebilir" noktasına taşınacak.
15 Şubat - 21 Mart arasının kritik dönem olduğu ve bu periyotta PKK'nın eylemlerini iyiden iyiye artıracağı bilgisi devletin tüm güvenlik ve istihbarat birimlerinin elinde var.
"Genel af" taleplerinin de, terörün şiddetindeki artışa paralel yükselmesini beklemek büyük bir kehanet olmasa gerek...
Çözümün, Abdullah Öcalan'ın da serbest bırakılmasını kapsayacak bir genel afta olduğunu savunanlar, bu görüşlerine Avrupa Birliği (AB) üyesi bazı ülkelerden de net destek alıyorlar. Ancak "genel af" konusuna farklı bir ivme kazandırabilecek olan, Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) bu yönde telkinlerin gelmesi ihtimali.
Türkiye'nin, Irak'ın kuzeyindeki PKK varlığına yönelik operasyon talepleriyle adeta bunalttığı Washington da eğer (ilk planda resmen ve doğrudan olmasa da) "Genel af; neden olmasın?" derse, işte o zaman, konu şüphesiz bambaşka bir boyuta taşınacaktır.
Son dönemde daha da belirginleşen birkaç parça birleştirildiğinde, 2006 yılında Ankara'nın karşısına, genel af ilanı yönünde, "güçlü ve organize" bir telkin/tavsiye, hatta baskı sürecinin çıkmasının şaşırtıcı olmayacağı net şekilde görülüyor.