Gündem
  • 19.12.2007 11:54

PKK'NIN İÇ YÜZÜ: "APO'NUN AYETLERİ"

Nazlı Ilıcak/Sabah

PKK'nın iç yüzü: "Apo'nun ayetleri"

Türk Ceza Kanunu'nun 221. maddesi, "Eve dönüşü kolaylaştıracak" biçimde esnetilirken, Demokratik Toplum Partisi (DTP) de, siyaset yolunu açık tutmalı. Konu yargıya intikal etti ama, sonuçta Anayasa Mahkemesi kararlarının siyasetten etkilendiğini biliyoruz. DTP'nin kapatılması, hem Türkiye'nin barışçıl çözüm aradığı iddiasına darbe vuracak, hem de "düz ovada siyaset yapmak" isteyenlerin güvenini kıracaktır.

PKK'da rol alan, 12 Eylül askeri cuntası döneminde 28 yıl cezaya çarptırılan ve 1991 yılında, Turgut Özal döneminde çıkan kısmafla cezaevinden kurtulan Selim Çürükkaya'nın "Apo'nun ayetleri" isimli anı kitabını okudum. Çürükkaya, 1991 yılında Şam'da ve Bekaa'da Abdullah Öcalan'ın gerçek yüzüyle karşılaşınca, kaçmayı tercih ediyor.
Önce annesinin duygularından notlar verelim: "...Dolaptaki elbiselerinizi kucaklarken, hıçkırıklar boğazımda düğümleniyor. Hepiniz ananızı bırakıp gittiniz ve ben gece gündüz ölüm haberlerinizi bekleyerek yaşıyorum. Resimleriniz vardı; polis evimizi bastı, çerçeveli resimlerinizi dipçiklerle kırıp yırttı. Bana sadece elbiseleriniz ve ayakkabılarınız kaldı. Her gün gelip elbiselerle konuşuyor, kokluyor, öpüyorum. Sıkıntılarım azalıyor; sizinle konuşmuş, görüşmüş, öpüşmüş gibi oluyorum."

Selim Çürükkaya, hapishaneden çıktıktan sonra, Öcalan diktatörlüğüyle tanışıyor. Uyum sağlamayanların öldürüldüğünü görüyor: "Türk devletinin öldürdüklerinin isimleri, resimleri, öyküleri vardı. Diğerlerinin ne isimleri, ne resimleri, ne öyküleri, ne de mezarları vardı. İşin en kötüsü bunların akıbetini sormak da suçtu."
Selim Çürükkaya, "önderliğe" boyun eğmediği için, sorgulandığını ve özeleştiriye davet edildiğini anlatıyor: "Selim Çürükkaya kendini tamamen boşaltacak, önderliğin istediği şeyleri boşalttığın yere dolduracaksın. Talimat böyleydi. Ya uyarak kendimi yok edeceğim, ya intihar edeceğim. Benden istenen özeleştiriyi yazmayı kabul ediyorum. Hiçleştiğimi, cüceleştiğimi yazarak ulu önderimi yükseltiyorum."

Çürükkaya, sonuçta bir fırsatını bulup kaçmış. Bu şartlarda yaşayan binlerce PKK'lının Türk devletinin uzatacağı şefkat elini hasretle beklediğine inanıyorum. Yeter ki, hata yapılmasın.
 
Kadınlarla Yoğunlaşmak
 
"Apo'nun ayetleri" kitabında, kadınlarla ilişkiler de ortaya çıkıyor. Selim Çürükkaya, Batmanlı Sakine'ye soruyor:
Selim: Önderlik, kızları güçlendirmek ve eğitmek için evine alıyordu. Bu ne derecede doğru?
Sakine: Evet doğru. Kimini duygu bazında bağlıyor; kimini korkutuyor; kimine yetki veriyordu.
Selim: Biz kadınlara bir teklifte filan bulunsaydık hemen ajan olurduk. O ise, kadınlarla yattıkça devrimleşiyordu. Bunun sırrı neydi?
Sakine: Bunun sırrı, kadınların ahmaklığıydı.
Selim: Yanıma gel derken, yatağıma mı gel demek istiyordu.
Sakine: Evet, gitsen o anlama geliyordu.
Şemdin Sakık'ın anlattıkları. Bitlis kırsalında öldürülen Tekoşin adlı genç kızın sözlerinden naklen: "Eğitim devresinin sonunda, başkan, bir grup kızı seçip, yoğunlaşma eğitimi için evine aldı. Eve gittiğimizde, 3 aydır yanında olan kızlar görevi bize bıraktı. 'Önderliğe namuslu bir kadın gibi yaklaşmayın. Sizin her şeyiniz onundur. O hepimizin sevgilisidir. Ona seksi görünmeyi ihmal etmeyin. Bazen hepinizle, bazen de birinizle birlikte olmak isteyebilir. Sizi eğitmek için birlikte oluyor, bu fedakârlığa sizin için katlanıyor' dediler.
...Bazen
kadını soyduktan sonra, tekrar giyinmesini emredip 'Kokuyorsun, çirkinsin, senin gibi kadınla yatmak işkencedir' der, tükürüp, tekmeleyerek geri gönderirdi. Bütün kadınlara sahip olabilmek için, örgütte duygusal ilişkiyi yasakladı."
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 15:06

İLGİLİ HABERLER