
PKK'YA DESTEK VEREN ALMAN VAKIFLARI BAKANLARIN DA GÜNDEMİNDE
AHMET UMUR ÖZTÜRK
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yazar Cengiz Dağcı'nın cenaze törenine katılmak üzere Kırım'a hareketleri öncesi Ankara Esenboğa Havalimanı'nda ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Davutoğlu, Cengiz Dağcı'nın ailesi ile birlikte Kırım'da defnedilmesi konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.
Dağcı'nın acılı bir hayat yaşadığını ve manen her zaman Kırım'da yaşadığını ifade eden Davutoğlu, Kırım'ın çektiği her acıyı yaşadığını belirtti. Kitaplarında Kırım'a duyduğu özlemi hep dile getirdiğini söyleyen Davutoğlu, 'Anamın diliyle bu eserleri yazdım' diyerek Türkçe'ye bağlılığını gösterdiğini kaydetti. Bakan Davutoğlu, Dağcı'nın Türkçe'nin uluslararası alanda edebiyat dili haline gelmesine katkıda bulunduğunu da ifade etti.
Cenaze töreni hakkında bilgi veren Bakan Davutoğlu, Dağcı'nın cenazesinin Kırım'a götürülmesini bir vefa borcunun yerine getirilmesi olarak niteleyerek, cenazeye Türk siyasiler, sivil toplum kuruluşları, Kırım'dan göç eden vatandaşlarla gideceklerini söyledi.
Davutoğlu, Ak Mescit'te kılınacak cenaze namazının ardından Dağcı'nın naaşının Yalta'nın Ata köyüne defnedileceğini kaydetti. Dağcı'nın Türkçe'nin kaynaklarından birisi olduğunu belirten Bakan Günay, Dağcı'nın Türkiye ile Asya arasındaki ilişkilerin somut anıtlarından birisi olduğunu ve ideallerinin hiç sönmeyeceğini umut ettiğini ifade etti.
Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Meclis'teki konuşması sırasında teröre vurgu yapması ve Başbakan Erdoğan'ın bir Alman vakfının CHP ve BDP'yi desteklediği iddialarını hatırlatması üzerine Bakan Davutoğlu, terörün çeşitli görünümlerde değişik desteklerinin olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, ''Bizim için şu anda terörün bütün kaynaklarının, beslendikleri kaynaklar ne olursa olsun kurutulması büyük önem taşıyor. Sivil görünümlü faaliyetler çerçevesinde herkesin bu faaliyetlerin teröre ne ölçüde imkan sağladığı konusunda bilinçli ve duyarlı olmasını beklemek bizim hakkımız. Eskiden beri zaten bu tür çalışmaları hep yakından takip edegeldik Dışişleri Bakanlığı olarak. Sadece bu Alman vakıfları çerçevesinde olan faaliyetleri söylemiyorum, genel olarak bu tür irtibatlar ilgili devlet kurumları tarafından yakından takip edilir, gerekli girişimler yapılagelmiştir. Bundan sonra da gerekli girişimler her zaman yapılır. Önemli olan bu duyarlılığın herkes tarafından gösterilmesi ve bu çerçevede hareket edilmesi'' dedi.
Cengiz Dağcı'nın Türkiye'ye 1970'li yıllarda geldiği fakat siyasi görüşleri nedeniyle kabul edilmediği yönündeki soru üzerine ise Davutoğlu, Dağcı'nın Türkiye'ye gelmek istemesinin daha önceye dayandığını belirtti. Davutoğlu, ''1947'de İngiltere'ye geçtiği zaman Polonyalı eşi ile birlikte gelmek ister.
Ve maalesef o dönemler, 40'lı yılların sonunda bu talepler, birçok başka talep gibi bu talepler belki de 'bazı ülkeleri rahatsız eder' düşüncesiyle kabul edilmez. Bunu da kendisi 'Yurdunu kaybeden Adam' da da Sadık Turan örneğinde, roman kahramanı olarak o isimle kendisi biraz da sitemkar şekilde yansıtır. Ben 1970'li yıllardaki müracaatını bilmiyorum var mıydı, reddedildi mi. Hepimiz onun eserlerini okuyorduk, eserleri Türkçe'ye de kazandırılmıştı'' şeklinde konuştu.
Davutoğlu, Dağcı'nın Karadeniz'e yakın bir Türkçe kullandığını ve İstanbul'da yaşadığını düşündüklerini belirtti.