KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/ Fethullah Gülen'in, ''laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu'' iddiasıyla 10 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.
Ankara 2 No'lu DGM'de görülen davanın bugünkü duruşmasına, sanık Gülen'in 3 avukatı katıldı.
Tanık olarak dinlenen Ankara Emniyet Müdürlüğü eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Zafer Aktaş, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Başmüfettişlerinin yazıları üzerine soruşturmaya başladıklarını, bu soruşturmada ''koordinasyon ve sekreterya görevini üstlendiğini'' belirtti.
Aktaş, Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde, irticai akımların takip edildiği ''C Masası''ndaki bilgisayarlara müdahale edildiğini öne sürdü. Bilgisayarlara ''melisa virüsü'' bulaştığını anlatan Aktaş, ''Bu çok dikkat çekiciydi. Topladığımız bilgilerin bir kısmı yok oldu'' dedi.
Soruşturmayla ilgili ilk raporu 18 Mart 1999 tarihinde hazırladıklarına işaret eden Aktaş, ''Bu rapordan sonra yer yerinden oynadı. Ortaya Telekulak skandalı atıldı. 8 Haziran'da açığa alındım.
Yaptığımız çalışmalar sonucu bazı şeyler ortaya çıktı. Ancak bu bilgileri somut delillerle ortaya koymak için fırsat verilmedi.
Örneğin, Fethullah Gülen ile ilgili, üzerinde belge bulunan bazı polisler yakalandı'' diye konuştu.
Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel'in de talebi doğrultusunda, Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde talimatla ifade veren, ancak ''ayrıntılı'' açıklamalarda bulunacağını bildiren eski İstihbarat Şube Müdürü Dalman, tanık olarak dinlendi. Dalman, soruşturmaya başladıklarında emniyet arşivinde, Gülen ile ilgili hiçbir bilgi bulunmadığını söyledi.
Kişisel problemi vardı
Başkan Eken, Gülen'in kitaplarını okuduğunu söyleyen Dalman'a, kitapları okuyunca neler hissettiğini sordu. Dalman, şöyle konuştu:
''Bu adamın kişisel bir problemi olduğunu tespit ettim. Bir insanın tek bir zeytin ile uzun süre yaşadığını söylüyordu. Örneğin Edirne'de çalıştığı bir dönemde, bir caminin şerefesinde 2.5 yıl kaldığını söylüyordu.
Kitaplarını inceledikten sonra bazı konuları tespit ettik.
Kitaplarında, Cumhuriyet dönemi yerine talihsiz, karanlık veya up uzun hicranlı dönem, şeriat yerine İslam, militan yerine hizmet erleri ya da ışık erleri, laik kesim yerine karşı kesim, Cumhuriyet yöneticileri yerine o kafalar, Atatürk yerine deccal gibi kelimeler kullandığını gördüm. Kitaplarında, Atatürk, İsmet İnönü ve onların yaptıklarından söz edilmiyor. Tekke, medrese ve zaviyeler övülüyor.'' Dalman, konuyla ilgili ilk raporu 18 Mart 1999 tarihinde yazdıklarını ve Gülen'in 3 gün sonra ABD'ye gittiğine işaret etti.
Gıyabi tutuklama yok
Sanık avukatları, tanık anlatımlarını kabul etmediklerini söylediler.
Savcı Yüksel, suçun vasıf ve mahiyetine göre Gülen hakkında gıyabi tutuklama kararı verilmesini istedi.
Mahkeme Başkanı Hüseyin Eken, kısa aradan sonra, dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Cavit Çevik ile Ergun Poyraz'ın tanık olarak dinlenmelerine karar verildiğini bildirdi.
Gülen hakkında tutukluluk kararı verilmesine gerek olmadığını açıklayan Eken, ''Fethullahcı yapılanma'' konusundaki soruşturmanın hangi aşamada olduğunun, tamamlanmışsa bir rapor örneğinin gönderilmesi için Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılacağını kaydetti.
Eken, Serhat Özkan, Eyüp Kayar ve Arife Kayar'ın müdahilliklerinin ortadan kaldırılması ve Avukat Hüseyin Buzoğlu'nun azledilmesi taleplerinin de kabul edildiğini bildirerek, duruşmayı erteledi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:43
