KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA - Hakkındaki seks kasedi yüzünden görevden alınan eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, son iddianamesinde, pek çok Alman vakfını Türkiye'nin bütünlüğü aleyhine yerli partnerleriyle casusluk faaliyeti yürütmekle suçladı. Savcı, 15 sanık için 15 yıl istedi.
Mahkemeye sunulan 72 sayfalık iddianamede Alman vakıflarına casusluk suçlaması şöyle gerekçelendirildi: "Yürüttükleri faaliyet, ülkenin içişlerine karışmayı, hatta yönetim üzerinde etki kazanmayı hedeflediği, bizzat vakıf yöneticilerince itiraf edilmekte. Türkiye faaliyetlerinde, konunun 'legal bir casusluk faaliyeti' olduğuna ilişkin ciddi belirtiler var. Altın arama faaliyetine karşı köylüleri desteklediler. Almanya'nın bu hassasiyeti, çevrecilikle açıklanabilir mi?
İllegal yapılanmalar, rejim karşıtı güçlerle temasa geçmekte, etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıklarını ele almakta, bunları derinleştirip ulus devleti zaafa uğratmaya çalışmakta. Vakıflar, Türk ordusu ve MGK'dan rahatsızdır. Faaliyetleri, vakıflar ve FİAN örgütünün ülke bütünlüğüne ve rejime karşı faaliyet için görevlendirildiği, yerli partnerleriyle irade birliğine vararak ittifak oluşturduğunu göstermekte. Gayeleri, Türkiye'nin emniyeti, birlik ve bütünlüğü, rejimi için yakın bir tehlike arz etmekte."
İşte casus sanıklar
İddianamede, TCK'nın 'devletin emniyetine karşı gizli anlaşma' suçunu düzenleyen 171. maddesine göre 8 yıldan 15 yıla kadar ağır hapsi istenen sanıklar şunlar:
Konrad Adenaur Vakfı Türkiye Temsilcisi Wulf Schönbohm, yar-dımcısı Dirk Tröndle, Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Fügen Fatma Uğur, Frederic Ebert Vakfı Başkanı Hans Schumaher, Frederich Naumann Vakfı Türkiye Temsilcisi Wolfgang Sachsenröder, Orient Enstitüsü Başkanı Claus Schönig ve yardımcıları Astrid Menz ve Börte Sagaster, eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, FİAN Örgütü Başkanı Petra Sauerland, FİAN temsilcisi Birsel Lemke, Bergama köylülerini tem-sil eden Oktay Konyar, eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın, İzmir Barosu avukatları Semih Özay ve Özcan Durmaz.
Duyumlar kanıt oldu
İddianameye, Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun 'Alman Vakıfları-Bergama Dosyası' kitabı temel kaynak yapılırken, Ceviz Kabuğu' ndaki tartışmalar, vakıfların yayınları, Aydınlık dergisinin iddiaları ile altın madeninde çalışmaya başlayan işçi ifadeleri suç kanıtları arasında. Bergama eksenli sivil toplum hareketlerini Alman vakıflarının finanse ettiği iddiasına kanıt olarak, bazı köylülerin 'para dağıtıldığını duyduk' ifadeleri gösterilirken, yalnızca bir köylünün hesabına Konyar'ın 200 milyon lira yatırmasına ilişkin dekont bulunduğu bilgisi dışında somut belge yok.
AB yasaları da suçlu!
Savcıya göre Alman vakıfları, devleti zayıflatmada çok yol almış. Savcı kanıt olarak AB'ye uyum yasaları olarak bilinen son düzenlemeleri gösterdi: "Bu vakıflar, anadilde eğitim, azınlık ve cemaat vakıfları konularında ülkemizde mesafe kat etmeyi de başarmıştır."
Casus partnerleri
İddianameye göre, İstanbul Barosu, İHD, Mazlum-Der, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı, Alman vakıflarının içerdeki partnerleri.
(Radikal)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:29