Asayiş
  • 26.12.2002 02:05

POLİSLER EMEKLİ OLDUKTAN SONRA DEDEKTİF OLUYOR

Ekonomik krizle birlikte tırmanan suç oranı, Türkiye’de yasal dayanağı olmayan dedektiflik bürolarının artışına yol açtı. Özellikle polis ve askerler emekli olduktan sonra bu mesleğe yöneliyor. Sadece İstanbul’da binin üzerinde emekli polisin, özel dedektiflik yaptığı belirtiliyor. Özel dedektifler, çoğunlukla eş, çalıntı araç takibi, adres tespiti, kayıp arama, kapkaç, hırsızlık, uyuşturucu kullanımı gibi olaylara bakıyorlar. Dedektifler talebe göre günlük 50–200 dolar arasında ücret alıyor. Dedektiflerden en çok eşler aldatılıp aldatılmadığını; aileler oğullarının ya da kızlarının uyuşturucu kullanıp kullanmadığını öğrenmek istiyor. Çalıntı arabalarının bulunmasını arzu eden ya da eşkalini verdikleri kapkaççının kimliğinin ortaya çıkarılmasını talep eden binlerce de müracaat var. İstanbul Kadıköy’de As Özel Dedektiflik Araştırma Bürosu’nun sahibi Tufan Aslan, görev alanlarının sınırını “Polisin bakmadığı işlere bakıyoruz. Yani onların yapmadığı işleri yapıyoruz.” diyerek çiziyor. Ankara’da faaliyet gösteren özel dedektif Mehmet Uzuner ise kapkaç ve hırsızlık olaylarında kendilerine 48 saat içinde haber verilmesi durumunda yakalamak için faaliyet yürüttüklerini kaydediyor. Aslan, Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro’dan 1994’te emekli olmuş. Yaklaşık 7 senedir özel dedektiflik yapıyor. Müşterilerinin büyük çoğunluğu, kendisine gazetelere verdiği ilanlardan ulaşıyor. Dedektiflik bürosu açanlar Türkiye’de bu mesleğin yasal dayanağı olmadığından, ilanlarında özel dedektif sıfatını kullanmıyorlar. Gazetelere, ‘Araştırılacak işlerinizde emekli polislerle takip’ ifadeleriyle ilan veriyorlar. Eski mesleklerinden dolayı daha rahat araştırma yapabiliyorlar. Bu durumu, “Emekli polis olmamızın bilgi toplarken faydasını çok görüyoruz.” şeklinde açıklayan Aslan, örneğin tapu, elektrik idaresi, muhtarlıklar gibi kurumlardan kolay bilgi alabildiklerini belirtiyor. Broşürlerinde de bunu, “Emniyetten emekli arkadaşlarımızla mesleki ihtisas ve yeteneklerimize dayanarak hizmetlerinize sunduğumuz araştırma büromuz..” şeklinde vurguluyorlar. Aslan, çalışma alanlarını şöyle anlatıyor: “Vatandaş savcıya şikayetini arz eden bir dilekçe verir. O da araştırılması için konuyu karakola havale eder. Polis verilen adrese bakar, orada varsa müdahale eder, yoksa bölgesinin dışına çıkmaz. Artık bu işin peşini bırakır. Burada bizim işimiz başlar. Bu işten para kazandığımız için, takibi sonuna kadar sürdürürüz. Çünkü biz manava, bakkala, markete kadar girip adamın izini süreriz.” Yaşanan ekonomik krizle birlikte 2 milyonun üzerinde kredi kartı sahibi haciz işlemine maruz kaldı. Bazıları da bankaya yanlış adres vererek, kredi kartı borcunu ödememek için izini kaybettirmeye çalıştı. Bankalar özellikle bu şahısların izini bulmakta zorluk çekti. Aslan böyle durumlarda kendilerinin devreye girdiğini söylüyor. Kadıköy’de özel bir bankaya borçlanıp kayıplara karışan 40 kişiden 35’inin adreslerini tespit ettiğini ifade ediyor. Dedektif Uzuner, daha çok kapkaç mağdurları üzerine yoğunlaşmış. Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde kapkaç olaylarının arttığına dikkat çeken Uzuner, bu konuda kendilerine pek çok mağdurun başvurduğunu bildiriyor. Bazı sigorta firmalarıyla da irtibat halinde olduklarını dile getiriyor. Sigortalı cep telefonu çalınan şahıs, aldığı firmaya başvurarak, yenisini istiyor. Sigorta şirketi de paranın kasasından çıkmaması ve telefonun bulunması için dedektiflere başvuruyor. zaman Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:00

İLGİLİ HABERLER