Dünya
  • 22.2.2005 11:43

POLLOK: HEDEFİM TÜRK HÜKÜMETİ''YDİ

ABD''nin önde gelen gazetelerinden yazıda kasıtlı olarak sert bir üslup kullandığını, amacının uzun zamandır sesi çıkmayan ABD yanlılarını tahrik etmek olduğunu söyledi. DHA''nın sorularını yanıtlayan Robert Pollok, ''''Amacım Türkiye''ye yardım etmekti. Böyle giderse Türkiye hem Avrupa hem de ABD''nin dostluğunu kaybeder'''' dedi. Adalet ve Kalkınma Partisi''ni de eleştiren Pollok, ''''Biz onları güvenilir ılımlı Müslüman ve Ortadoğu''daki diğer ülkelere model olabilecek bir hükümet olarak gördük, ancak açıkçası AKP artık güvenirliğini yitirdi'''' ifadelerini kullandı. Makalenin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı''nın kendisine yönelik bir eleştiri gelmediğini vurgulayan Pollok, bu saatten sonra değişeceğini sanmadığını söylediği AKP''nin muhalefete düşebileceğini de iddia etti. Pollok''ın DHA muhabirinin sorularına yanıtları söyle: - Sayın Pollok, son yayımlanan yazınız nedeniyle Türk hükümetinden ve Türk halkından büyük eleştiri aldınız. Bu yazıyı kaleme almanızdaki gerekçe neydi? R.P: Yazıdaki amacım uzun bir süredir sessizlik içinde olan Türk-Amerikan dostluğunu savunan kişileri harekete geçirip, onları kışkırtarak bir tartışma ortamı yaratmaktı. - Böyle bir makale yazmakla Türkiye''ye yardım etmek istediğinizi mi söylemek istiyorsunuz? ''TÜRKİYE MARJİNAL ÜLKE KONUMUNA DÜŞER'' R.P: Evet, bu yazıyla Türkiye''ye yardım etmek istedim. Bu delicesine süren anti-Amerikan propagandasına karşı özgür güçlerin harekete geçmesini sağlamak istedim. Buna bir direnç göstermelerini sağlamak istedim. Bu böyle devam ederse ilerleyen zamanda Türkiye marjinal bir ülke konumuna düşürecektir. - Yazınızda da eleştirdiğiniz Türkiye''yi şu anda nasıl görüyorsunuz? R.P: Türkiye''yi şu anda çok hasta bir ülke olarak görüyorum, kamuoyunda Amerika, İsrail ve Yahudi karşıtı yalanların egemen olduğu bir ülke durumunda. İleride kötü şeylerin olmasına yol açacak bir halde. Bunun önüne geçilmezse çok kötü şeyler olabilir. Türkiye''nin AB''ye girmek için yaptığı ekonomik ve politik reformlar çok etkileyici ve çok hassas şeyler. Eğer Türkiye''deki siyasi tartışmalar son 2 yılda olduğu gibi bir süre daha böyle devam ederse gelişmiş ilişkiler riske atılacak. - Yazınızın son paragrafında belirttiğiniz gibi Türkiye sizce ABD''nin dostluğunu kaybedip, AB''ye alınmayacak ve tek başına mı kalacak? Türkiye''nin geleceği bu mu olacak? R.P: Umarım bu olmaz. Eğer bir ülke küçük bir beyne sahip olur ve paranoyalara kapılırsa, bu ilişkileri bozar. Türkler AB''ye girmek yolunda çok hoşnutlar, belki anti-Amerikan propagandasının bu sürece yardımcı olacakları düşüncesindeler. Bu doğru bir şey, ancak Fransa''ya bakın. Orada da çok sevmeyenimiz var, ama onlar ABD''ye çarpacak bir göktaşı masalı uydurmuyorlar. Küçük kafalı, paranoyak ve delice bir takım fikirlere sahip bir ülke ile hiç kimse bir şey yapmak istemez. Avrupalılar da böyle bir ülke ile uğraşmak istemez. Çok düşmanımız var, ancak hiç biri ABD hakkında bu kadar yalan ve delice senaryo üretmiyor. Avrupa Türkiye''yi bu yüzden terk eder ve ABD ile dostluk biter. ''KİMSE DÜĞMEYE BASMADI'' - Bir çok kişi bu yazıyı yazmanız için birilerinin düğmeye bastığına inanıyor. Her hangi biri düğmeye bastı mı? R.P: Kesinlikle hayır, bu yazıyı yazarken en büyük korkum, ABD''de bile birçok kişinin bu yazıdan hoşnut olmayacağı yönündeydi. ABD Dışişleri Bakanlığı''nda da birçok insanın bu yazıdan mutlu olmayacağını biliyordum. Yazımda hiç de diplomatik olmayan bir üslup kullandım. Bunu bilerek yaptım, bazı çevreleri tahrik edip, bu konun tartışılması için zemin yaratmak istedim. Bu tartışmaları başlatacak bir etki yaratmak istedim. - Bu provokasyonla en temel hedefiniz neydi? R.P: Ana noktam şuydu; ABD''de herkes Türkiye''nin Irak''ta ABD ile birlikte hareket etmeme kararına saygı duydu, hoşumuza gitmese de bu karara saygı duyduk. Türkiye demokrat bir ülkeydi. Türkiye''de Amerika aleyhine çıkan haberler affedilmez bir hale gelmişti. Hiçbir politikacı buna tepki göstermedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bu haberlerin üzerine gitmeli ve bunlara karşı mücadele etmeliydi. Hükümete yakınlığıyla bilinen, AKP ile iyi ilişkiler içerisinde olan Yeni Şafak gazetesinin ABD aleyhindeki yayınları için hükümet bir şey yapmadı. ''HEDEFİM TÜRK HÜKÜMETİYDİ'' - AKP için neler düşünüyorsunuz? Yazıda hedefiniz AKP miydi Türkiye devleti mi? R.P: Türk hükümetine yönelik yazdım. Belki hatırlar belki hatırlamazsınız, ama AKP ilk iktidara geldiğinde biz Wall Street Journal olarak onlara kapımız açık davrandık ve ılımlı, sorumluluğunu bilen bir Müslüman parti olarak değerlendirdik. Demokrasi açısından Ortadoğu''daki diğer ülkelere model olacakları inancındaydık. Maalesef ümit ettiğimiz gibi gerçekten sorumluluklarını bilen bir hükümet olmadılar. Bu utanç verici bir şey. Başbakan Erdoğan Irak''ta yapılan seçimlerin güvenilir olmadığını savunan ve sorgulayan dünyadaki birkaç liderden biri oldu, daha iyi şeylerin olmasını ümit ediyorduk. - Türkiye ile Beyaz Saray arasında tansiyon giderek yükseliyor. Türkiye ve ABD arasındaki son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? R.P: Şu an çok tehlikeli. Türkiye''de bizim için konuşulanlar hiç hoşumuza gitmiyor. Hiç kimse tecavüzcü, katil olduğumuz ve kimyasal silahlar kullandığımız yönündeki konuşmaları tasvip etmiyor. Özellikle bunların da hükümete en yakın yayın organı olan bir gazetede yayınlanması ikili ilişkilerin gidişatı için çok kötü bir işaret. Değerli bir dostluğu elde edebilmek için herşeyi açık açık konuşabilmeliyiz. Erdoğan ve Gül''ün bu saatten sonra tavır değiştireceğine inanmıyorum Böyle bir şey olursa çok şaşırırım, ama olmasını da ümit ediyorum. CHP''nin hükümete karşı sıkı bir muhalefeti giderek yükseliyor, bazı şeyler değişebilir. Bilmiyorum, ama şu anda belki de o (Başbakan Erdoğan) iktidarda olan hükümete karşı güvenilir bir ana muhalefet lideri haline gelebilir. ''TÜRKLER SADECE TÜRK BASINININ YALANLARINI OKUYOR'' - İkili ilişkileri nasıl düzelteceğiz? Nasıl iyi bir hale getireceğiz? R.P: İnsanlar bunu konuşmak zorunda, hep yalanlar var ortada. Dedikodular gerçekle bağdaşmıyor. Sizin Irak savaşında yanımızda yer almama kararınızı beğenmedik. Bu olabilir, ama yalanlar olamaz. Gazetelerde çıkan, kimyasal silahlar kullandığımız, Iraklı kadın ve çocukların ırzına geçtiğimiz ve onların iç organlarını ABD''de sattığımız, Irak''ta İsrail askeri kuvvetleriyle birlikte hareket ettiğimiz, Türk emniyet mensuplarına Irak''ta İsrail askerlerinin suikast yapmasına müsaade ettiğimiz yönündeki iddiaların üzerine kimse gitmezse ilişkilerimizi nasıl düzeltebiliriz? Türkler bunlara inanmaya başladı, çünkü duydukları bunlar. Türkiye için anlamak zorunda olduğumuz bir gerçek varsa o da Türklerin büyük bir çoğunluğunun sadece Türk medyasını takip etme şansına sahip olduğudur. Dış basına ulaşamıyorlar ve Türk basınına da bu tür hikayeler hakim olmuş durumda. Türk kamuoyundaki bu düşmanca tutum nedeniyle iyi ilişkiler fazla uzun sürmeyecektir. - Tekrar soruyorum, siz Wall Street Journal olarak Beyaz Saray''a çok yakınsınız. Bir çok Türk birilerinin size bu yazıyı kaleme almanızın talep edildiğine inanıyor. Birileri düğmeye bastı mı? Bu yazıyı kaleme almanızda doğru bir zamanlama yaptığınızı düşünüyor musunuz? R.P: Sanırım bu konuyu tartışmaya açmak için doğru bir zamanlamaydı. Erkan Mumcu''nun istifası gibi bir takım göstergeler, bence zamanlama doğruydu. Türkiye''de bazı köşe yazarlarının bana katılmadığını biliyorum. Bazıları da bir çıkış noktam olduğunu savundu, ama böylelikle bu konunun tartışılabilmesi için zemin yarattım. - Bu yazınız nedeniyle Amerikan hükümetinden eleştiri aldınız mı? R.P: Hayır, hiçbir olumsuz eleştiri almadım. - Demek ki Amerikan hükümeti de görüşlerinizi paylaşıyor? R.P: Ben bunu söyleyemem. Yazımda da belirttiğim gibi Büyükelçi Edelman''ın ne kadar olumlu çabalar içinde olduğunu söyledim. Şu anda ABD Dışişleri Bakanlığı''nın bu yazıdan pek mutlu olmadığını düşünüyorum, ama gerçekten Amerikan hükümetinden kimse bu yazımdan dolayı beni eleştirmedi. - Geleceğe bakalım. Şu önümüzdeki bir kaç sene içersinde neler olabilir? Siz Türkiye''nin geleceğini nasıl görüyorsunuz? ''METAL FIRTINASI GİBİ FANTAZİLER ÜRETMİYORUZ'' R.P: Bir takım riskler ortaya çıkıyor. Türkiye demokrat bir ülke. Müttefiklik kamudan gelen destekle olur. Eğer bir kaç sene daha bu tür ABD aleyhtarı bir zehire sahip olunursa ilişkiler yürümez. Metal Fırtınası kitabı hakkındaki herşeyi biliyoruz. En fazla satan kitap oldu. Bizler burada sizin gibi orada yarattığınız gibi ABD-Türkiye savaşını fantezilerimizde süslemiyoruz. Bu çok kötü bir işaret. - Peki Türkiye her zaman politikalarında ABD''ye gerekli desteği verdi. Biz bu noktaya neden geldik? Tüm suç Türklerin mi? Sizce Türkler nasıl ABD''nin düşmanı haline geldi? R.P: Yazımda da belirttiğim gibi özellikle İstanbul''da sol görüşe sahip kişiler bu ittifaka karşı çıkıyor. 2002 yeni bir fenomenimiz oldu; Ilımlı İslamcılar. AKP''yi her nasıl değerlendirirseniz değerlendirin. Aşırı solcular ve bu ılıman Müslümanların birlikteliği ile ABD''ye karşı bir tavır oluşturuldu. Eski solcular ve ılımlı Müslümanlar bu kombinasyonu yarattı. Türkiye de bir anti Amerikancı politika oluştu. Eski partilere baktığımızda Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Turgut Özal tarih oldu. Türk-Amerikan ilişkilerine bu yeni kombinasyon damgasını vurdu. Tekrar ediyorum, Türkiye''de demokrasi var, ABD''de de bu ittifak 2 ülkedeki yaşayan insanların desteğiyle yürür. Kamu desteği olmazsa bu dostluk yürümez. KAYNAK: MİLLİYET Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:09

İLGİLİ HABERLER