
PORCHE'U OLAN ERKEĞE İHTİYACIM YOK
Ben Sema’yı feci şekilde çekici ve rahat bir kız sanırdım. Öyle bir görüntüsü vardı. Erkekleri tek kelimeyle şutlayan kızlar sınıfına sokarken, baktım ki, alakası yokmuş. Erkeklerden iltifat duyduğunda kızarıyormuş.Hacı adlı dizide kurnaz güzel Sevil’i canlandırıyorsunuz, rolünüzde de oldukça başarılısınız. Bu karaktere adapte olurken, içinde kendinizden de bir şeyler buldunuz mu? İşimiz bu. Kimi canlandırırsanız canlandırın, o kimliği üzerinize yakıştırmanız gerekir. Bu projede olmaktan ötürü çok mutluyum. Çok şey öğreniyorum. Öğrenmeye çok açığım. Boşa bir hayat geçirmeyeyim. Benim de hatalarım olacaktır elbette, fakat çok korunmalı yaşayan bir insanım. Biliyorum, böyle olmanın da zararları var. O zaman hayatındaki birikmişlerin azalıyor. Biraz daha aç olmak lazım hayata karşı. Ne kadar tuhaf; sizin temkinli bir kadın olacağınız hiç aklıma gelmemişti. Öyleyim, hem de çok. Oturmama kalkmama, duruşuma hep dikkat ettim. Neredeyse ‘Tutucuyum’ diyeceksiniz? Ben böyle yetiştim. Aslında çok utangaç bir kızdım. Çekingenlik vardı hep bende. İltifat edilmesinden çok rahatsız olurum. Hâlâ öyleyim, utangacım yani. Yanaklarım kızarır hemen. Ailem beni çok güzel yetiştirdi. Karşımdakine sürekli “Teşekkür ederim” derim mesela. “Neden, sürekli teşekkür ediyorsun?” diye bana sorarlar. Ben öyle öğrendim. Küçükken baskı altında mı yetiştiniz? Yok, bizim evde asla askeri bir disiplin yoktu. Tam tersi hep sevgi ve saygı vardı. Ben babamın annemin sesini duymadan bir günümü geçiremem. Kardeşlerimle de her gün konuşmalıyım. Bu sevgiyle büyümemin bir neticesidir. Aile sevgisini küçüklüğünde yeteri kadar alırsan, insan sevmeyi öğreniyorsun.
LÜKS DÜŞKÜNLÜĞÜM OLMADI Sizin bir ara şarkıcılık yapmaya karar verdiğiniz söylendi, doğru mudur? Ben şan dersleri aldım ama oyunculuğum için. Gerekirse de film içinde şarkı da söyleyebileyim istedim. ‘Şarkıcı olacak’ diye yazdılar ama yok öyle bir şey. Solistliğin ucunda para da vardı ama değil mi? Para konusunda hiçbir zaman sıkıntım olmadı. Bu yüzden hiçbir zaman hırslı biri olmadım zaten. Gencim, kazandığım yetiyor bana. Benim için eğlenmek ille, Laila’da Reina da orada burada olmak değil. Bir arkadaşımla evimde sohbet ederken de keyif alıyorum. Öyle çok lüks düşkünlüğüm yok. Görmemişlik yok yani bende. İstemez misiniz omzunuzda Hande Ataizi gibi 20 milyarlık çanta taşımayı? 50 tane 100 tane öyle çantam olsa ne yazar. Bugüne kadar aldıklarım bana yeter de artar bile. Dışarıda aylık 300 milyon-500 milyonla bir ay ev geçindiren insanları gördüğünüz zaman o çantaya vereceğin paraya acıyorsun. İnsanın içi sızlar. Bunu gördüğün zaman bir alıyorsan on tane almana gerek yok. Üstelik ben alış-veriş manyağı o kadınlardan değilim. Marka takıntınız yok mudur? Bazen her kadın gibi ben de çok özel parçalar alıyorum. Eskiden daha çok marka alıyordum. Şimdi çok gereksiz geliyor. Çünkü alıyorum, bir sene altı ay sonra modası geçiyor. Belli kilit şeyler alıyorum. Ama yazık o paralara. Gösteriş için asla değmez. Dünyada açlık var. Bugün kazanıyorsun, yarın kazanabileceğin ne malum. Elindekinin değerini bilmek gerek...
ÖZELİM BANA KALSIN
"Benim Türkan Şoray gibi kanunlarım yok! O da bu devirde genç olsaydı onun da kanunları olmazdı" demiştiniz... Hâlâ dediklerinizin arkasında mısınız? Dediklerimin hepsi doğrudur. Ve hâlâ aynı düşünüyorum. Benim o konuda söylediğim laflar çarpıtıldı. Sinemada ismini bu kadar kabul ettirmiş, duayen olmuş birine laf söyleme gibi bir lüksüm olamaz. Geri adım değil bu. İnsanların hoşuna gidiyor. Dizideki Sevil, sivrilen bir karakter. Birilerine bir şeyler kondursun istiyorlar. Atraksiyonu seviyorlar. Benden bir şey dememi bekliyorlar, bense susarak cevaplıyorum. Ama şu da bir gerçek; bugün Türkan Şoray bizim yaşımızda olsaydı, onun da kanunları olmazdı. Nitekim kendisi de söyledi. "Ben 1980'lerdeki öpüşmez, sevişmez kanunlarını kaldırdım" dedi. Konuşmadan önce uzunca bir süre düşünüyorsunuz, sonra cevaplıyorsunuz, neden birilerinden mi korkuyorsunuz? Yok, sadece medyatik olmamaya çalışıyorum. Bunun için hep geride duruyorum. Çünkü, kendi kimliğini ne kadar ortaya koyarsan, oyunculukta o kadar inandırıcılığın kalmıyor. İşte, Hülya Avşar'ın durumu ortada. Beni bilsinler, ama özelim saklı kalsın. Eğer Sevil'i izlerken "Sema şununla birlikte, şu bardan şu erkekle çıktı" diye hakkımda konuşurlarsa olmaz. İzlenmez olurum. O zaman oyunculuk yapmama gerek kalmaz ki.
TUTKULU BİR EVLİLİK YAPACAĞIM
Sevgililerinizle görüntülenmemek için bugüne kadar hep özel bir çaba mı sarf ettiniz? Neden sizi paparazziler bir türlü yakalayamıyor? Ben gazetecilerin olduğu yere de gidiyorum. Biraz şanslıyım galiba. Galiba paparazziler beni yakalamak istemiyor. Oh ne güzel bundan da hiç şikayetçi değilim. Zaten ben daha çok evde oturmayı seviyorum. Bir ünlü nasıl haber olur ve manşetlere çıkar? Haber olmanın püf noktaları var; kapıda bir iki aksiyon yapıyorsun. Dikkatini çekiyorsun gazetecilerin, sonra kenara çekiliyorsun. Seçim meselesi bu. Yapsınlar yolları açık olsun, doğru yapıyorlar çok para kazanıyorlar. Hayatınızda biri var mı? 2.5 senelik ilişki yaşadım. Şimdi yok. Ben yapı olarak çok seçici bin insanım. Kendi değerimi biliyorum. Bir erkeğin altında Porche otomobil olması sizi etkiler mi? Porche’lilere falan hiç ihtiyacım yok, umrumda değil. Olmadı mı, oldu; öyle de erkek arkadaşım oldu. Çok uzun süre sürdü hem de. Ama o arabaya sahip olduğu için olmadı. Karakteri bana uygundu. Ben asla mantık evliliği yapmayacağım. Tutkunun, mutluluğun uçta olacağı bir evlilik yapacağım. Aşkın içinde her şey olmalı.
Hacı dizisinin güzel yıldızı SEMA ÖZTÜRK: Ünlü ve popüler isimlerin televizyonlardaki başarısızlığının sebebi sizce bu mudur? Budur. Yurt dışında da mesela, Julia Roberts, Charlize Theron'un fotoğrafları çekiliyor ama dikkat et, çok fazla gözönünde bulunmuyorlar. Bizdekiler gibi değiller yani. Bizimkiler gözüküp, gözükmemeye çalışıyorlar. Aradaki fark bu. Peki yapımcılar neden gazetelerde hemen hemen her gün çıkan bu isimlerle çalışmak istiyorlar? Hepsi istemez, bazı yapımcılar yapar bunu. Popüler bir kimlik alıp diziye koyuyorlar. İyi bir projeyse devam eder ama iyi bir proje değilse iki bölümden sonra bitiyor. İsim vermek istemiyorum ama onlar izlenmiyorlar. Bir oyuncunun işine duyduğu saygı çok önemlidir.
Kıskanç biri değilim
Şimdi sizin bana anlatacak bir fukaralık hikayeniz yok mu? Elbette benimde sıkıntı çektiğim dönemler oldu. Ama aç kalmadım. Diğer sanatçıların anlattığı renkli hikayelere sahip değilim. Bu camia içinde sivrilmenin dezavantajlarını hiç yaşadınız mı? Mutlaka oldu. İnan beni kim engelliyorsa, biri benim önüme taş koyuyorsa, bana ondan bin kat daha iyi iş gelir. Kadınların birbirini çekememesine bir anlam verebiliyor musunuz? Kadınlar niye birbirini çekemez bilmiyorum. Eğer kıskançlık iş anlamında yapılıyorsa hoşuma gider. Ama ben hiç kıskanç değilim. Herhangi birinin başarısından çok keyif alıyorum. Nurgül Yeşilçay ve Hande Ataizi’yle ‘Melekler Adası’ dizisinin setinde defalarca kavga ettiğiniz söylendi, bu iddianın aslı astarı var mıdır? Yok biz çok iyi anlaşıyorduk. Başarılı oyuncular asla sette kavga etmez. Bu bütün dünyada da böyledir. Hayattaki felsefem doğru insan olmak. Bu camiada Kavgalı olduğum hiç kimse yok. Hayat çok kısa.
(Şebnem Özuzcan bugün)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 03:52