
RAHİP, EŞCİNSELLİK KURBANI MI?
Serdar Turgut'un Akşam'daki yazısı:
Trabzon’da 16 yaşındaki bir çocuğun rahibi vurup öldürmesinden sonra resmi makamlardan gelen açıklamalar üzerine tüm medya, cinayetin nedenini bir aşırı dinci örgüte veya rencide edici karikatüre duyulan tepkiye bağladık. Tamam, bu açıklamalar doğru olabilir de gazetecinin işi de şüphe duymaktır. Trabzon olayından sonra benim içime bir şüphe düştü. İyi gazetecilik bazen içgüdüsel duygulara dayalı reaksiyonla yapılır. Gazeteci çıkmaz sokağa düşünceye kadar içindeki şüpheyi silmek için uğraşır ama şüphe kanıtlanmazsa da şüpheden vazgeçer istemeden de olsa.
VATİKAN’IN BAŞI AĞRIYOR
Açıkça ve net söyleyeyim; biraz sonra anlatacağım nedenlerden dolayı ben bu son olayda bir cinsel tacizin söz konusu olduğundan şüpheleniyorum. Konuyu sorduğum İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu; ‘bir gazete benim Bakanlar Kurulu’nda bir eşcinsel cinayet yolunda deliller olabileceğini söylediğimi yazmıştı, ben onu hemen yalanladım’ dedi. Bu mesele hassas bir konu, tabii ki yalanlayacak kesin delil ortada yoksa ama şimdi ben neden içimdeki kuşkuyu hâlâ daha atamıyor olmamın nedenlerini anlatacağım sizlere.
Vatikan’ın sitesine veya bishopaccountability.org sitelerine girdiğiniz zaman Katolik resmi kurumlarını en çok meşgul eden ve başlarını ağrıtan konunun bazı rahiplerin genç çocuklara yönelik sergilediği eşcinsel eğilimler ve cinsel tacizler olduğunu görebilirsiniz. Yüzlerce rapor var bu konuda. Ben de bunların bir kısmını okudum. Örneğin; ‘concerning the criteria of vocational discernment regarding persons with homesexual tendencies in view of their admission to seminaries and holy orders’ adlı raporda ‘eşcinsel eğilimi olan rahiplerin nasıl tespit edilip kontrol altına alınacağı tartışılıyor. Massachusetts Savcısı Tom Reilly’nin konu hakkında yazdığı raporda ‘250 rahip ve kilise çalışanı tecavüz ve cinsel tacizle suçlanmıştır’, ‘50 yıldan daha fazla süredir rahiplerin çocuklara yönelik cinsel tacizlerini kurumsal olarak kabul etme (doğal karşılama) yolunda bir pratik vardır’ ve de ‘Kardinal Law’ın ve onun altında çalışan yetkililerin, kilisede görev yapmakta olan bazı rahiplerin önemli miktarda çocuğa yönelik cinsel tacizde bulunduklarını uzun yıllardır bilmekte oldukları anlaşılmıştır’ tespitleri var.
Westcher County (NY)’de yayınlanan bir başka raporda da şu sözleri görmek mümkün: Sivil otoritenin kilise çalışanlarını inceleme, tutuklama ve haklarında dava açmalarını engellemek için organize bir çaba vardır.
Bu yazdıklarım gayet tabii ki orada öyle oldu, burada da olmuştur demek için değil ama sadece şüphelenmemizi sürdürmeyi sağlamak için yazılmıştır. Katolik kilisesi içinde rahiplerin genç çocuklara yönelik cinsel tacizleri uzun yıllardır Vatikan’ı meşgul eden ciddi bir problemdir.
Şimdi de Trabzon’daki olaydan sonra yakalanan 16 yaşındaki çocuk hakkında yazılan haberlerde satır arasında kalan bazı bilgileri yorumsuz aktarayım.
İLK İŞARET TACİZDİ
-O.A. her gün kiliseye gidiyordu, rahipten de 100 dolar alıyordu, olay gününden bir gün önce 4 arkadaşıyla birlikte kiliseye gidip 500 dolar istediği ve rahibin de ancak 100 dolar verebileceğini söylediği öğrenil-
miştir.
-O.A.’nın fuhuşun yaygın olduğu Çömlekçi Mahallesi’nde oturması dikkatleri fuhuş mafyasına çekti.
-O.A.’nın ilk yarıda devamsızlık nedeniyle okulla ilişkisinin kesildiği belirtildi.
Gayet tabii ki tüm bunlar bir kişiyi başka şekilde suçlamak için yeterli değildir zaten. Bu yazının kimseye suçlama getirme gibi bir amacı da yoktur. Sadece olayla ilgili kuşkumuzu sürdürmenin sağlıklı olacağını söylemek ve vurgulamak istiyorum. Şunu da bilin ki olaydan hemen sonra konuştuğum polis kaynakları gelen ilk istihbaratın bir seks tacizi cinayetine işaret ettiğini söylediler ama sonra bu açıklamalar değişti.