Medya
  • 3.7.2002 10:48

REHA MUHTAR'LA SABAH GAZETESİ MAHKEMELİK OLDU

KAYNAK : Haber Vitrini Herşey, Reha Muhtar'ın "İslam ve Büyü" konulu Ateş Hattı programında yaşananlarla başladı... Reha Muhtar, konuklar tarafından program boyunca sürekli alkol almakla suçlanınca, konu medyada da uzun uzun tartışıldı. Bu olaydan sonra Mehmet Tezkan, Sabah Gazetesi'ndeki "Aslında Ne Oldu?" köşesinde, Reha Muhtar'ın yayıncılık anlayışını ve yayınlar sırasındaki tavrını eleştirdi...Ve Reha Muhtar' ı "sorumsuz yayıncılık yapmak, topluma kötü örnek olmakla" suçladı... Muhtar da bunun üzerine kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle dava açtı...Tazminat davasının ilk duruşması önceki gün yapıldı. Tezkan, taraf avukatlarının katıldığı duruşmaya gönderdiği savunmada, Reha Muhtar gerçeğiyle ilgili görüşlerini de aktardı... Savunma aynı zamanda habercilik mesleğiyle ilgili gecikmiş bir tartışmanın da başlangıcı oldu... Mehmet Tezkan'ın 3 Şubat 2002 tarihli köşe yazısında, Reha Muhtar'ın "İslam ve Büyü"nün tartışıldığı Ateş Hattı programına alkollü katıldığı ve hem konuklara hem de toplum için önem arz eden değerleri hedef aldığı ifade edilmişti. Mehmet Tezkan yazısında, bu tavrın hem habercilik mesleğinin hukuki şartlarına, hem de ahlaki şartlarına aykırı olduğunun altını çizmişti. Tezkan mahkemeye sunduğu savunmada Reha Muhtar'ın şahsını değil, habercilik mesleği ve dolayısıyla topluma verdiği zararı hedef aldığını belirtti ve şu görüşlere yer verdi: "Reha Muhtar Show TV'de göreve başladığından bu yana hazırladığı haber bülteninin haber bülteni, tartışma programının da tartışma programı niteliği taşımaması sebebiyle hem meslektaşları hem de toplumun büyük kesimi tarafından eleştirilmektedir. Bu eleştiriler devam etmekte ve Reha Muhtar bir 'haberci' olarak değil bir 'olgu' olarak ele alınmaktadır. Bu yayıncılık anlayışı toplumsal alanda büyük zararlara yol açmakta ve varolan yozlaşmayı hızlandırmaktadır. Ve Muhtar'ın bu yozlaşmada ana etken haline gelmesi ülke menfaatlerini düşünen her kişi de haklı bir tepkiye yol açmaktadır." Tezkan'ın üzerinde durduğu bir başka nokta da olayın mesleki boyutu oldu... Haber alma ve verme özgürlüğünün doğru kullanılması gerektiğinin altının çizildiği savunmada "Ateş Hattı" programından örnekler verildi: "Canlı ayında tam 4 saat boyunca 36 yaşında iki çocuklu bir kadın ile 20 yaşındaki bir gencin yatıp yatmadığı tartışıldı.. Bu gibi yayınlar haber kalitesini sıfıra indirmiştir... En büyük amacı ve varlık nedeni kamu yararı olan gazetecilik mesleğinin bizlere yüklediği sorumluluk bu durumu eleştirmeyi görev haline getirmektedir." Tezkan'ın savunmasında; Muhtar'ın yazıya konu olan programlara alkollü olarak çıktığı belirtildi. Tezkan'ın üzerinde önemle durduğu nokta ise, özel hayatla yayıncılık arasındaki ayrımdı: "Konuklar da Muhtar'ın alkollü oluşuna tepki gösterdi... Ancak bizim için Muhtar'ın özel yaşamındaki alkol kullanımı değil, milyonlarca kişinin karşısına çıktığı andaki durumudur... Bu yayıncılık ve habercilik sorumluluğundan uzak bir davranıştır. Ateş Hattı programında konukların Reha Muhtar'ın alkollü oluşuna tepki göstermesi üzerine sarf ettiği sözler ise bir başka yasa maddesini ihlaldir... Her şeyden önce toplumsal hassasiyeti ayaklar altına alan bir davranıştır... Alkol eleştirisine 'Atatürk, Cumhuriyeti içki masasında kurdu' şeklinde yanıt verildi... Bu da bir başka dava konusudur." Mehmet Tezkan'ın savunmasındaki bir başka nokta da yayıncılık ve habercilik ilkeleriydi... Tezkan, Reha Muhtar'ın o yayınıyla 3984 Sayılı Kanuna da aykırı hareket ettiğinin altını çizdi. Ekrana içkili çıkmasının ve program boyunca sürekli içki içmesinin, Türk toplumunun milli ve manevi değerlerine, Türk aile yapısına aykırı olduğuna, gençlerin ve çocukların zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek türde olduğuna da işaret etti... Savunmadaki önemli noktalardan biri de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bir hakaret davasındaki kararıydı... "Kişinin daha önce kamuoyunca bilinen bazı söz ve davranışları hakkında yazılan eleştiri nitelikli yazılarda, ağır hakaret olarak değerlendirilebilecek 'soytarı' ya da 'kan içici' gibi kimi ifadelerin dahi yayına konu kişinin kişilik haklarını zedelemeyeceği ve bu nedenle manevi tazminata yer olmadığından davanın reddi gerekir." Mahkeme heyeti yazılı savunmaları aldıktan sonra duruşmayı erteledi... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:20

İLGİLİ HABERLER