REHN: TÜRKİYE'NİN GERİ ADIM ATTIĞI DOĞRU DEĞİL!..
AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye’nin reformlar konusunda geri adımlar attığı görüşünün doğru olmadığını söyledi.AB Komisyonu’nun aday ülkelere ilişkin yıllık ilerleme raporlarının açıklanmasının ardından Brüksel’de basın toplantısı düzenleyen Rehn, AB’nin genişleme stratejisinin belirlendiğini, bu çerçevede, AB bünyesinde kurumsal reformlara ve uzlaşmaya öncelik verileceğini anlatırken, genişleme sürecini "çok yavaş hareket eden bir trene" benzetti. Rehn, aceleci olunmayacağını, gara rötarlı ulaşılacağını, treni raylar üzerinde tutmaya önem verileceğini söyledi.
Türkiye’de siyasi reformların yapılmasında bir yavaşlamadan söz edilebileceğini, ancak geri adımların söz konusu olmadığını belirten Rehn, TBMM gündemindeki 9. reform paketine değindi.
Başta ifade özgürlüğü ve temel özgürlükler olmak üzere yeni reformlar gerektiğinin Ankara tarafından da bilindiğini ifade eden Rehn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sivil toplumdan da öneriler istemesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi ve sözlerin süratle uygulamaya yansıması dileğinde bulundu.
Rehn, Ceza Kanunu’nun 301. maddesindeki bazı unsurların bir kısım AB ülkelerinin yasalarında da görüldüğünü hatırlatarak, Türkiye’de yapılan reformların AB sürecinden ziyade Türk halkı açısından önemli görüldüğünü söyledi.
Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Türkiye’nin BM girişimlerine desteğini sürdürdüğünü de hatırlatan Rehn, Ankara Antlaşması’nın ek protokolünün uygulamaya sokulmasına verdikleri önemin altını çizerken, AB Komisyonu’nun bu konuda, aralık ayında yapılacak AB devlet ve hükümet başkanları zirvesine kadar bekleyeceği ve görüşlerini zirve öncesinde aktaracağı mesajını verdi.
Rehn, Kıbrıs konusunda AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın girişim ve önerilerine Türkiye’den ve üye ülkelerden destek istediğini belirtirken, bunun "son fırsat" olduğu görüşünü tekrarladı.
Rehn, AB üyesi ülkelerin ve Türkiye’nin, Kıbrıs sorununun çözümü için tüm enerjilerini harcamaları gerektiğini, bunun bir "irade meselesi" olduğunu, çözüm halinde herkesin kazançlı çıkacağını anlattı.
Olli Rehn, Türkiye dosyasında "adil ve kararlı bir tavır" izlenmesi gerektiğini, Türkiye’nin AB’ye katılımında "kestirme yol" olmadığının bilindiğini söyledi.
Türkiye’nin Ankara Antlaşması ek protokolüne ilişin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde katılım müzakerelerinin askıya alınıp alınmayacağı sorularını yanıtlayan Rehn, "konuşmak için erken olduğunu", "züccaciye dükkanına girmiş bir fil gibi hasar vermemek gerektiğini" söyleyerek, Finlandiya’nın çabalarını köstekleyecek bir tavır izlememek gereği üzerinde durdu.
AB’nin coğrafi sınırlarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Rehn, tarih, coğrafya ve değer paylaşımının söz konusu olduğunu, basit bir formül bulunmadığını, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti değerlerini paylaşan tüm Avrupa ülkelerinin AB üyesi olabileceğini, sınırların siyasi kararla ve oybirliğiyle belirlenebileceğini söyledi.
Rehn, bir soru üzerine, Türk ekonomisinin son beş yıldır süratli büyüme yaşadığını, Türkiye’nin, ekonomide, Avrupa’da "sınıfın en iyilerinden biri" olduğunu söyledi.
Olli Rehn, Türkiye ile ilişkiler ve Kıbrıs sorununa ilişin soruları yanıtlarken, "suçlu değil çözüm aranması gerektiğini" sözlerine ekledi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 01:20