Asayiş
  • 5.3.2002 11:54

REZALETE BAK !YAKALADIKLARI SUÇLULARI KARAKOLA GÖTÜRMEK İSTEYEN POLİSLERİN BENZİNİ BİTİNCE SUÇLULARDAN BENZİN PARASI İSTEDİLER

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Tarsus'da gözaltına aldıkları zanlıları karakola götürürken benzinleri biten polislerin yakıt bulmak için yaptığı girişimler suç sayıldı. Haklarında soruşturma açılan polisler şok oldu. İçel'in Tarsus ilçesinde yaşanan ilginç bir olay, tasarruf tedbirleri yüzünden görev yapmakta zorlanan polislerin dramını çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. Herkesi hayrete düşüren olay, bir süre önce aile içi bir kavgaya müdahale eden iki polisin başından geçti. Fevzi Çakmak Polis Karakolunda görevli iki polis, ihbar üzerine, bir eve baskın yaparak, kendi aralarında kavga eden üç kişiyi karakola götürmek istedi. Ancak yarı yolda polis otosunun benzini bitince, hemen en yakın bir akaryakıt istasyonuna girdiler. Polisler, ilk olarak, "veresiye benzin" istedi ama istasyonda görevli personel buna yanaşmadı. Ne yapacaklarını şaşıran polisler, telsizle yardım istemeyi düşündüler, bu kez "telsizle akaryakıt yardımının yasak olduğunu" hatırladılar. Polis memuru Ömer Çıtak, çareyi, gözaltına aldıkları üç kişiden yardım istemekte buldu. Polisin benzin parası isteğine karşı çıkan üç kişi, "Bizi karakola götüreceğinizi sanıyorduk ama benzin istasyonuna getirdiniz, para istiyorsunuz, bu nerede görülmüş" diyerek tepki gösterdiler. Polisler "Ne yapalım günde bize 5 litre benzin veriyorlar. Bununla 24 saat görev yapmak zorundayız. Mazeret istemiyorlar, 'akaryakıtımız bitti' diye anons yapmamızı istemiyorlar. Biz ne yapalım" diyerek kendilerini savundu. CEPLERİNDEN 1 MİLYON ÇIKTI Sonunda, iki polis ceplerinden çıkardıkları 1 milyon 250 bin lira ile kendilerini karakola atacak kadar yani sadece 1 litre benzin alabildi. Karakolda ifadeleri alınan bu üç kişi barıştırıldıktan sonra serbest bırakıldı. Ancak polis otosunda tüm bunları yaşayan üç kişiden birisinin gazete sahibi olması, olayları gündeme taşıdı. Tarsus'taki yerel İleri gazetesinin sahibi Mehmet Samancı, ertesi gün, tüm yaşadıklarını gazetesindeki köşesine taşıdı. Bunun üzerine Tarsus Emniyet Müdürü Fatih Necdet Öztürk, hemen olayla ilgili soruşturma açtı ve polis memuru Ömer Çıtak'ı görevden aldı. Samancı'nın şikayetçi olmaması yüzünden Çıtak, iki gün sonra görevine iade edildi ancak idari soruşturma sürdürülüyor. GAZETECİ PİŞMAN OLDU Polislerin başının derde girdiği olayı yaşayan gazeteci Samancı ise başından geçenleri şöyle anlattı: "Kurban bayramının üçüncü günün gecesiydi. Aile içi bir kavga yaşandı. Aile büyüğü olarak bunun daha fazla büyümemesi için bizzat ben polisi çağırdım. Geldiler. Benimle birlikte iki yeğenim polis otosuna bindik. Otoda iki polis vardı. Biz karakola gideceğimizi sanırken benzin istasyonuna girdiler. İstasyonda veresiye benzin vermediler. Bu sefer bizden parasını istediler. O anın psikolojisi içinde para vermedik. Bunun üzerine ceplerinden verdiler sanıyorum parasını, sadece 1 litre benzin alıp karakola devam ettik. Sonra bunu yazdım. Şikayetçi olmadık ama polisle ilgili soruşturma açıldığını duydum." 'Suçlu olan bizler miyiz?' Traji momik gelişmeler üzerine SABAH'tan yardım isteyen bir grup polis, birlikte kaleme aldıkları bir metin fakslayarak, şu sorulara yanıt istediler: "Kavgaya karışanları benzin istasyonuna götüren polis memuru mu suçlu? Bu olaydan dolayı polis memuru hakkında soruşturma başlatan emniyet müdürü mü suçlu? Tesadüfen o gece kavgaya karışan ve petrol istasyonuna götürülüp benzin alması istenen ve konuyu gazetesine yazan basın mensubu mu suçlu? Yoksa devletin polisine günde 5 litre benzinle çalışacaksınız ve her olaya hiçbir mazeret göstermeden gidilmesini isteyen ve telsiz anonslarında akaryakıtımız bitti anonslarını yasaklayan zihniyet mi suçlu? Şimdi bu soruların yanıtlarını gazeteniz aracılığıyla sormak istiyoruz. Düşünün ki, bir günde 5 litre benzinle bir polis otosu kaç kilometre gidebilir? Elinizi vicdanınıza koyun ve bu polis otosunun 5 litre benzinle nasıl görev yapabileceğini yetkililere sorun. Bizce bu zihniyetle polislere görev yapın diyen sistem suçlu." 'Bizim elimiz kolumuz bağlı' Polislerin bu sorularını Emniyet Genel Müdür Vekili Ertuğrul Çakır'a yönelttik. Çakır da polis memurları gibi dert yandı ve tasarruf tedbirleri yüzünden polis hizmetlerinin aksadığına dikkat çekerek, "Maalesef bu tür olaylarla karşılaşıyoruz" dedi. Çakır şunları söyledi: "Her yıl başında bütçe çıktıktan sonra her ilin ve ilçenin akaryakıt tahsisatını yapıyoruz. Ama tahsisat yetmeyebiliyor. Eskiden bu tür problemler olmazdı ama şimdi tasarruf tedbirleri nedeniyle bu tür olaylarla karşılaşabiliyoruz. Tabi bir de tahsisat litre olarak değil TL olarak yapılıyor. Ama sürekli akaryakıta zam yapılıyor, bütçemiz daha da azalıyor. Mesela bir yere 100 litre yerine zamlardan sonra 70 litre düşüyor."Sabah Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:37

İLGİLİ HABERLER