
ROTH: PKK'NIN ŞİDDETE BAŞVURMASI İÇİN TEK BİR NEDEN GÖREMİYORUM
Roth, Heinrich Böll Vakfı ve Tageszeitung adlı gazete tarafından Berlin’de düzenlenen bir panelde yaptığı konuşmada, terör örgütünün şiddet eylemlerinin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirterek, "PKK’nın, Kürt halkının çıkarına şiddete başvurması için tek bir neden göremiyorum" dedi.
Buna rağmen Türkiye’nin kuzey Irak’a yönelik olası askeri müdahalesine karşı olduğunu ifade eden Roth, "böyle bir müdahalenin, zaten istikrarsız olan bir ülkenin nispeten sakin olan bir bölgesinde istikrarsızlığa neden olacağını" tekrarladı.
Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan politikacıların da olumsuz gelişmelerden hemen istifade etmeye çalıştıklarına dikkati çeken Roth, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in tutumlarını eleştirdi.
Kendisinin Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini yineleyen Roth, Türkiye’nin Roma Antlaşmaları’nın imzalanmasının 50. yıl dönümü için Almanya’ya davet edilmemesini de sert bir dille eleştirerek, bunun Türkiye’yi büyük ölçüde rencide ettiğini kaydetti.
Sarkozy’nin, Türkiye’nin AB üyeliğini tartışmaya açmak amacıyla önerdiği "Akil Adamlar Komitesi"ni de AB’nin iç işlerine karışılması anlamına geleceği gerekçesiyle eleştiren Roth, "Sarkozy, bir tanrı gibi hiçbir uluslararası anlaşmaya bağlı olmadığını düşünüyor. Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanması kararı 1999 yılında tüm üye ülkelerin ortak görüşüyle alınmıştır" şeklinde konuştu.
Roth ayrıca, AB Komisyonu İlerleme Raporu’nu gerçekçi olduğu gerekçesiyle savunarak, "raporun bir yandan Türkiye’deki reformları övdüğünü, diğer yandan eksikliklere işaret ettiğini, Türkiye’nin bu eksiklikleri gidermesi durumunda AB üyesi olabileceğini" söyledi.
ÖGER’İN GÖRÜŞLERİ
Alman Sosyal Demokrat Partili (SPD) Avrupa Parlamentosu milletvekili üyesi Vural Öger de Frankfurter Rundschau gazetesine yaptığı açıklamada, Sarkozy’nin "Akil Adamlar Komitesi" önerisinin, Türkiye’nin AB üyeliğini önlemeye yönelik olduğunu belirterek, "Bu sözde akil adamlar, Türkiye’ye karşı kampanya yapacaklar. Bu projeyi çok tehlikeli ve ölçüsüz buluyorum. Böyle bir oluşum, AB kurumlarının inandırıcılığını yok eder. Eğer gerçekleştirilirse şu mesajı verecektir: AB’ye üye 27 ülke ve Avrupa Parlamentosu, bu kıtanın hedefleri ve sınırlarını bilecek kadar akıllı değil. Bu da herhalde saçmalık" dedi.
"Türk hükümetinin ülkede reformlar yapmak istediğini, ancak bu yıl yaşanan siyasi krizin bunu engellediği" görüşünü dile getiren Öger, "PKK ile ilgili kriz sona erdiğinde hükümet yeniden reformlara yönelecektir. Ancak hayallere de kapılmamak gerekir. Türklerin Avrupa tarafından reddedilmesi ülkede AB coşkusunu büyük ölçüde azalttı. Bu nedenle Avrupa için yapılacak reformlar büyük direnişle karşılaşacak" şeklinde görüş belirtti.
Öger ayrıca, AB Komisyonu’nun, şimdilik Türkiye’deki gelişmeleri bekleyip görmek istediğine inandığını kaydetti.
Alman Hür Demokrat Parti (FDP) Federal Meclis Grubu Avrupa politikası sözcüsü Markus Löning de AB Komisyonu’nun yayınladığı İlerleme Raporu’yla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, "Türkiye’nin şimdi ciddi şekilde büyük bir değişikliğe hazır olduğunu göstermesi ve 2008 yılında büyük ölçüde ilerleme sağlaması gerektiğini" belirtti.
Hristiyan Sosyal Birlik Partili (CSU) Bavyera Eyaleti Avrupa Bakanı Markus Söder’in, Türkiye’yi her fırsatta eleştirmesine de karşı çıkan Löning, Söder’in her fırsatta "havayı zehirlemeye" çalıştığını, bunun yerine terör örgütü PKK’ya yönelik yasağın tam uygulanması için çaba harcaması gerektiğini, örgütün Almanya’da topladığı paralarla Türkiye’de terör eylemleri düzenlediğini, bu saldırıların Alman turistleri de vurabildiğini ifade etti.
"Türkiye’deki siyasi krizin seçimlerle atlatılmış olmasının memnuniyet verici olduğunu ve yeni hükümetin tüm gücüyle reformlara yönelmesi gerektiğini" kaydeden Löning, "Türkiye’nin yıllardır ekonomik alanda başarılı olduğunu" ifade etti ve "bu başarıları yeni anayasa hazırlanması, azınlık hakları ve 301. maddenin kaldırılması konusunda da göstermesi gerektiğini" savundu.
Löning ayrıca, FDP olarak AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’i, mümkün olan en kısa zamanda Alman meclisinde Türkiye’deki reform gelişmeleriyle ilgili olarak bilgi vermeye çağırdıklarını bildirdi.
Merkezi Almanya’nın Essen kentinde bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı’nın Direktörü Faruk Şen de AB ile ilgili reformların sürmesi gerektiğini belirterek, "İlerleme Raporu’nda beklenmedik ifadelerin yer almadığını, reformların hızlandırılması gerektiği yönündeki uyarıya da kulak tıkanmaması gerektiğini" belirtti.
"Raporun satır araları okunduğunda, AB’nin Türkiye’yi bölücü örgüte karşı mücadelesinde desteklediğinin de ortaya çıktığını" ifade eden Şen, "işgal görüntüsü vermeyecek sınırlı bir operasyonun tepki görmeyeceğini" söyledi.
Şen, "raporda Kıbrıs konusunda yer alan ifadeleri ise haksız bulduğunu" kaydederek, "Annan Planı’na ’hayır’ diyen Kıbrıs Rum kesiminin bu tavrı çoktan hafızalardan silinmiş gibi görünüyor" dedi.