İSTANBUL Fener Rum Patrikhanesi, internet sitesinde yayınladığı Ayasofya Camii’nin üç minaresini kadrajlarken, tek minare de bir başka camiye aitmiş izlenimi veriyor.
Yazılarda ise İstanbul için ''Yeni Roma'' ve ''Ayasofya Kilisesi'' ibaresi yer alıyor.
Eğitimin devletleştirilmesi amacıyla 1971’de kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden eğitime başlaması için Ankara’da yoğun kulis yapan Fener Rum Patriği’nin internet sitesinde ‘kadraj’ oyunu yer alıyor.
Her fırsatta dostluk ve barış mesajları veren patrikhane, kendisine ait resmi web adresinde Ayasofya Camii, kadraj oyunuyla sanki minaresizmiş gibi gösteriliyor. Böylece patrikhane Ayasofya’yı yeniden sanal da olsa kilise haline getirirken, fotoğrafın altında ise “Ayasofya Kilisesi” yazısı göze batıyor.
Yeni Roma
Kendisini “Bütün dünyada Hıristiyan birliğini amaçlayan Konstantinapolis Ermeni Patrikhanesi” (Ecimenical) olarak tanıtan kurumun internet sitesinde yayınladığı Ayasofya Camii fotoğrafında üç minarenin kadrajlanmış olması dikkat çekiyor. Tek minare ise, yeniden kilise haline getirilmiş Ayasofya’nın arkasında yer alıyor ve başka bir camiye aitmiş izlenimi veriyor. Fotoğrafta tek minareli caminin sözde Ayasofya Kilisesi’nin gölgesinde kaldığı duygusu da veriliyor.
Ayrıca sitede Yunan Patriği ve Yunan Patriği’nin Amerika temsilciliği ile işbirliği yapıldığı da belirtiliyor. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethinin ardından din ve can özgürlüklerini garanti altına aldığı Fener Rum Patrikhanesi, resmi web sitesinde İstanbul için “New Roma-Yeni Roma” ve “Konstantinapolis” ifadelerini kullanmaktan da çekinmiyor.
Gücün simgesi
BİZANS İmparatoru Justinien’ın eski Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurma hayaliyle yaptırdığı Ayasofya, o zamana kadar görülmüş en büyük kilise olarak kabul ediliyor. İnşaatı 5 yıl,10 ay ve 4 gün süren Ayasofya’nın kaderi, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesinin ardında değişti. İlk iş olarak bir ferman yayınlayan ve tüm azınlıkların haklarının korunduğunu bildiren Sultan Mehmed, ardından yapıyı 1457’de camiye çevirtti. Osmanlı’nın çeşitli dönemlerinde yapılan dört minare ve içerisine 7.5 metre çapındaki levhalarla asılan “Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan ve Hüseyin” yazılarıyla âdeta imparatorluğun gücünü simgeleyen cami 1935 yılında müze haline dönüştürüldü.
İlk vukuatları değil
FENER Rum Patriği internet sitesinde uzun zamandır İstanbul için “Yeni Roma” ve “Konstantinopolis” ifadesini kullanıyor. Durumdan rahatsız olan İzmir Bağımsız Protestan Kilisesi, Fener Rum Patriği Bartholomeos hakkında bu nedenle 1 Kasım 2003’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık da bilişim suçları kapsamında Patrikhane’ye dava açtı. Savcılık daha sonra davayı Fener Rum Patrikhanesi’nin, Bulgar Ortodoksların ibadetlerini engellendiği gerekçesiyle açılan başka bir davayla birleştirme kararı aldı. İzmir Protestan Cemaati’nin Temsilcisi Ayhan Dügeroğlu ise iki davanın birleştirilmesine karşı çıktı ve “İkisi farklı konulardır. Birinde kilise içinde yapılmış haksızlıkla ilgili dava açılmıştır, diğer taraftan TC yasalarına göre yasal olarak bir suç unsuru ise bu başka dava konusudur. Birleştirilmesi mantıksızdır” dedi. Fener Rum Patriği Bartholomeos hakkında açılan dava, Fatih İkinci Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
“İstanbul bizimdir” diyecekler
Halen Fener Rum Patriği Bartholomeos’un yeniden açılması için yoğun çaba gösterdiği Heybeliada Ruhban Okulu ilk olarak kapılarını 1 Ekim 1844’te açtı. Okul, kapandığı tarih olan 1971’e kadar 930 mezun verdi. Okulu bitirenlerden 343’ü psikopos olurken bunların 12’si de patriklik makamına kadar yükseldi. Mezunlar arasında Rum asıllı Türkler’in az oluşu her zaman dikkat çekti. Ruhban okulu her zaman Ruslar’dan İngilizler’e hatta Yunanlılar’a kadar birçok ülkenin gizli servisinin ve patriğinin etkisi altına girmekle suçlandı. Türk Ortodoks Patriği Selçuk Erenol, 1994’de katıldığı bir sempozyumda “Bartholomeos, Ekümenik Patrik unvanına sahip olur olmaz ilk icraat olarak Ruhban Okulu’nu açacaktır. Ruhbanlar için TC vatandaşı olma zorunluluğu kalkacak, dolayısıyla dışarıdan öğrenci ithal edecekler. En korkulan nokta ise bunun Vatikan usulü olmasıdır. Bu noktaya gelindiği an “İstanbul bizimdir” deyip malvarlıklarını talep edecekler. Atina’da Rum malvarlığı ile ilgili çalışmalar vardır” demişti.
H.O.Tercüman
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:01