Gündem
  • 6.3.2020 09:47

Rusla ile anlaşmada ne kazandık ne kaybettik?.. Moskova Mutabakatı'nın özeti

Moskova mutabakatı olarak adlandırılan dünkü anlaşmayla herkesin anladığı en önemli konu ateşkes.. Peki ateşkesin dışında neler oldu ve biz ne kazandık ne kaybettik.. Bu sorunun cevabını uzmanlar verdi..
Uzmanlar İdlib'deki ateşkes anlaşmasını değerlendirdi: M4'ün kuzeyindeki Türk askerinin varlığı meşrulaştı..


Moskova'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki tarihi zirveden İdlib'de ateşkes anlaşması çıktı. Uzmanlar, İdlib'deki ateşkesi yorumladı.

Prof. Ragıp Kutay Karaca: Ateşkes, silahların durması anlamı taşıyor ama öbür taraftan diplomasinin de yürütülmesine olanak vermeli. Bundan sonra tabi ki orada prokatif olaylar ceyran edebilir ama bunun hiçbir önemi yok. Bu süreç içerisinde orada kalıcı bir statü yaratabilmek için diplomasi fırsatı çıkar. Diplomasiyi yönetebilmek için silahların susması gerekir. Her ne kadar 14. ateşkes olsa da bu sefer işin içerisinde çok fazlasıyla Türkiye ve Rusya'nın içerisinde olduğu bir yapı ortaya çıktı. Esad rejiminin içerisinde İranlı Hizbullah örgütünün olduğu gruplar var. Bu gruplar da önemli bir nokta. Esad rejimi ateşkese uymazsa kaybeden taraf olacaktır. Serakip, Türk-Rus güvenli alanı gibi bir kavram ortaya çıkıyor.

 Ceyhun Bozkurt: Bütün saldırıların ana nedenlerinden bir tanesi M5 karayolunun tutulması meselesiydi. Rejim açısında çok önemli çünkü Halep'ten Şam'a Humus'a inen hat. Statejik boyutunun yanı sıra çok büyük ticari bir yol. Örneğin Halep'ten gelecek gelir rejim açısından çok büyük bir mali kaynak getirecekti. Ülkede çok ciddi bir sıkıntı var ve bunu çözmesi gerekiyordu. Burada şu anlaşılıyor, M5 pozisyonunda herkes mevcut pozisyonunu koruyacak. M4 karayolunu Türkiye bir şekilde tutacak ve oradaki insanların güvenliğini sağlamak açısında önemli bir konumu bulunuyor.

 Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş: Türkiye'nin emir komutası bir yerden olduğu için çok kısa sürede tamamen ateşkese uyulur hale gelecek. Ateşkesin ardından burada bitmiyor. Sayın Cumhurbaşkanı "Daha sonrasında adımlar atılacak" dedi. Önce iki tarafın ateşkese uyması çok önemliydi. Devam suretli bir çatışma içerisinde Suriye'nin 3 bin 300'ün üzerinde bir insan kaybı var. Zırhlı tümen civarında bir kuvvet kaybı var. Ayrıca mekanize bir alan civarında kaybı var. Suriye'nin oldukça yüksek seviyede bir kaybı var.

Şimdi burada M5 karayoluyla ilgili bir değişiklik yok. Herkes belirli ölçüde elinde bulunan yerlerle ilgili ateşkeste bulunacak. Yani Lazkiye'ye doğru giden karayolunun emniyete alınması için 6 km güney ve kuzeyinde güvenli bölge oluşturulacak. Ayrıntıları tabi ki biz bilmiyoruz. Onları daha sonra göreceğiz. Herhangi bir şekilde uymayan olursa cezalandırılacak. Bu kadar basit.

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: Ben sadece karar kısmında değilim. Karar kısmında 3 tane konu var. Ben şöyle okudum. İçeride 2 saat 40 dakika görüştüler. Normal şartlarda aşağıda heyetler görüşürüz orada birkaç tane konu vardır anlaşılamayan. Siyasi seviyeye sonra çıkarılır. Önce heyetler görüşür sonra liderler görüşür. Liderlere de 2-3 tane kalmış sorular parantez içinde sunulur. Onların siyasi kararına verirler. Bu defa öyle olmadı.

Yukarıdan aşağı geldi. Çünkü daha evvel 3 tane müzakere toplantısı Ankara ve Moskova'da yapılmıştı. Ve buradan da bir şey çıkmayacağı belli olmuştu. Dolayısıyla yukarıda siyasi mutabakata varıldıktan sonra müzakerenin devam etmesi hususu karara bağlandı. Soçi'de de böyle oldu. 6,5 saat sürmesinin nedeni de buydu. İki liderin yine burada anlaşamadıklarını ama anlaşmazlığı ortaya koydukları taktirde bundan çıkacak sonuçların çok kötü olabileceği düşüncesiyle önce zaman kazanmaya yönelik olarak bir ara mutabakat üzerinde bu açıklamayı yaptıklarını düşünüyorum.

Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamada üzerinde durduğu konuların ne olduğuna dair ipucu veriyor. Mesela "Rusya ile olan iş birliği bizim için çok önemli" dedi. Bir başka değişle stratejik ilişkilerimiz. Dolayısıyla bu iki konuyu birbirinden ayırmak lazım. Şu anda İdlib'de yaşananlarla Rusya ile ilişkilerimiz farklıdır, ayrı şeylerdir diye. Rejime göz yumulmayacağını net bir şekilde ifade etti. Aslında topyekün rejimin arkasında Putin olduğuna göre, Putin demekki burada bunu da kabullenmiş demektir.

Rusya'nın başkenti Moskova'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki gerçekleşen tarihi İdlib zirvesinden ateşkes anlaşması çıktı. TVNET'e konuşan uzmanlar ateşkesi ve bundan sonra neler olabileceğini yorumladı.

Esed rejiminin hain saldırısından sonra İdlib’de başlayan süreç, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 5 saat 40 dakikalık görüşmesi ardından ateşkes mutabakatı ile yeni bir döneme girdi. Uzmanlar, TVNET'te iki ülke arasındaki anlaşmanın detaylarını analiz etti.

Prof. Dr. Toğrul İsmail:

"Türkiye'nin bu ateşkes anlaşmasından sonra bölgede yeni bir taktik düşünmesi gerekiyor. Görünen o ki Türkiye ile Rusya anlaşsa da Rusya pek çok şeyden vazgeçmiş değil. Özellikle PKK/PYD bölücü terör örgütleriyle olan ilişkiler dikkatle izlenmeli. Oradaki gelişmeler kontrol altında tutulmalı. Çünkü ikili ilişkilerin gerildiği bu dönemde bu meseleler tekrar gündeme getirildi. Bu da şunu gösterir ki Moskova, bu örgütleri kullanmaktan hala vazgeçmiş değil."

Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün:

Rusya ile Türkiye arasında bağlar kopmuyor fakat bir buzul iklimine girildiği çok açık. Kora kor, göğüs göğüse bir müzakere gerçekleşti. İki lider 6 saat boyunca görüştü, az değil bu. Öyle şeyler yaşadık ki son 10 günde. Bundan sonrası zor bir süreç ama en azından bir nefes alacağız. Suriye'nin geleceği konusunda bize ışık tutacak bir çıktısı yok toplantının. Fakat şuna çok memnunum, Mehmetçiklerimiz şehit olmayacak artık. Her ateşkes bir nefes aldırır, bu ateşkes de bize nefes aldırdı."

Prof. Dr. Taşansu Türker:

"Ateşin kesilmesinden sonra ilk etapta herkesin yüzününün gülmesi gerekir. Bu noktaya zor gelindi. İki ülke arasında çok zorlu bir süreç geçti. Şu an görece daha rahat bir alanda olduğumuzu söyleyebiliriz. Anlaşmanın bir anlamda diplomasinin zaferi olduğunu ifade edebilmek mümkün. Bir şekilde uzlaşılabilindiğini ve yarına dönük umutların beslenmeye devam edebileceğini gösteren bir anlaşma bu. Günümüzde sosyal medya başta olmak üzere heryerde olumsuzluklar öne çıkarılıyor. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Sonuç itibariyle Türkiye ve Rusya iki komşu ülke. Bu ateşkes bir soluklanmaya imkan verecektir. Türk-Rus ilişkilerinin son dönemde ısınması pek çok kötü senaryoyu da gündeme getirmemize sebeb oldu. En azından iki ülke arasındaki ilişkiler bir süreliğine rahatlatacaktır."

Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney:

"Ateşkesin sağlanması çok kıymetli. Fakat sahadaki faaliyetler de bir bakıma dondurulmuş oluyor böylece. Bundan sonrasında ne olacak, ona bakacağız. Geçici bir ara çözüm sağlandı. Resim dondurulduktan sonra sahada neler olacak, yakından izlenilmesi gereken bir sürece doğru gidiyoruz.

Bu ateşkesin ABD tarafından da nasıl yorumlanacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. ABD'nin isteği çok açık, kendi kafasındaki Türkiye için istediği rol modeli uygulamak istiyor. Fakat Türkiye'de bunun farkında ki Rusya ile ilişkilerini belirli alanlarda dondurmaya ama kaybetmemeye yönelik bir politika izliyor.

"Bu köklü ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve ortak çıkar temelinde ilerletmek en büyük arzumuzdur." diyen Erdoğan, diplomatik ilişkilerin 100'üncü yılının idrak edildiği bu sene üst düzeyli iş birliği konseyinin toplantısı için Putin'i Türkiye'ye beklediklerini vurguladı.

 2018 Eylül ayında Soçi'de varılan mutabakat ile İdlib'de nisbi istikrarın sağlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 "Soçi Mutabakatı'na göre, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi muhafaza edilecek, bölgeye yönelik saldırıların önlenmesi dahil olmak üzere, statükonun korunması için gerekli tüm tedbirleri alacaktık. Rejimin geçen mayıs ayından itibaren yoğunlaşan ve doğrudan sivilleri hedef alan saldırıları, İdlib'de tesis ettiğimiz sükuneti bozmuştur. İdlib Mutabakatı'nın bozulmasına yol açan gelişmelerin birinci derecede sorumlusu, saldırganlığıyla bölgenin istikrarını da hedef alan rejimdir. Bu bölgede yaşayan 4 milyon insanın tamamının 'terörist' olarak ilan edilip, havadan ve karadan ağır bombardımana maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir."

Güncellenme Tarihi : 6.3.2020 10:11

İLGİLİ HABERLER