
RUSYA'NIN 'NÜKLEER' ÖNEMİ...
Rusya'nın demokratik kriterlerinin yeniden masaya yatırıldığı, Washington'un bir zamanlar el üstünde tuttuğu Vladimir Putin'e şimdi daha ölçülü yaklaştğı yorumlarına karşın, ortada sabit bir gerçek var.
Rusya, Amerika Birleşik Devletleri için halen ciddi bir güvenlik tehdidi.
Haşmetiyle değil; şu çelişkiye bakın ki, halsizliğiyle.
Soğuk Savaş yıllarında güçlü Sovyet ordusundan korkulurken, şimdi bunun tam aksine, zayıf düşmüş bir Rus ordusu var karşımızda.
Ama bu zafiyet, batılı istihbarat servislerinde, yeni kabus senaryolarının odağında:
Rusya'nın 'koruması' altındaki nükleer cephaneliği, gerçekten ne kadar iyi korunuyor?
Terörist gruplar, bir nükleer bombanın hammaddesini Rusya'dan temin etmekte ne kadar zorlanır?
Amerikan istihbaratına göre, Rusya'nın Çeçenistan'daki direnişle başa çıkmakta zorlanması, bu bölgenin radikal İslamcılara hizmet veren bir eğitim bir kampına hızla dönüşmesi anlamına geldi.
Bu grupların vurmak istediği hedefler ise sadece Rusya sınırları dahilinde değil.
Bu açıdan bakıldığında, Başkan Bush'un teröre karşı ilan ettiğini söylediği savaşta Rusya liderinin kilit bir müttefik olduğu görüşü haksız sayılmaz.
İki liderin ilişkilerindeki ana denge unsuru bu.
Ama bunun yanında karşılıklı hissettikleri başka kaygılar var. Amerika, Rusya'nın tek başlı otoriter bir rejime dönüşmesinden rahatsızlığını bildiriyorsa, Kremlin de Amerika'nın -ve Avrupa ülkelerinin- arka bahçesindeki faatliyetlerinden, yani Gürcistan ve Ukrayna ile giderek daha güçlü bağlar kurmasından endişeli.
Bush ve Putin arasında kendine has bir kimyanın ilişkilerini kolaylaştırdığı söylense de, rüzgar artık hep aynı yönden esmiyor.
Soğuk Savaş tarihe karışmış olabilir. Fakat Rusya hala mühim bir ülke. Üstelik bir de, petrol ve doğal gaz rezervlerinin toplamı açısından enerji alanında tam anlamıyla bir süpergüç olduğunu kayda geçersek...
BBC