Türkiye-AB tam üyelik müzakereleri Lüksemburg''da resmen başladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, müzakerelerin başlamasının ''önemli ve tarihi bir dönemeç'' olduğunu söyledi.
Türkiye-AB tam üyelik müzakereleri resmen başladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB Dönem Başkanı İngiltere''nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, AB Ortak Güvenlik ve Dış politika Yüksek temsilcisi Javier Solana ve AB Komisyonu''nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ve kalabalık bir gazeteci grubu tarafından karşılandı.
Müzakerelerin başlaması nedeniyle düzenlenen törene katılan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül basın toplantısında, Türkiye ile AB arasında müzakerelerin resmen başlamasının ''önemli ve tarihi bir dönemeç'' olduğunu söyledi.
Gül, İngilizce olarak ''''ileride Türkçe de AB dillerinden biri olacak'''' diye başladığı konuşmasını, Türkçe olarak sürdürdü.
Müzakerelerin başlamasını ''kazan-kazan'' anlayışı içinde değerlendirmek gerektiğini söyleyen Gül, Türkiye''nin üyeliğinden sadece Türkiye''nin değil, AB''nin ve dünyanın da kazançlı çıkacağını belirtti.
Türkiye''nin farklı niteliklere sahip bir ülke olduğuna dikkati çeken Gül, üyeliğin dünya huzuruna, barışına, farklı anlayışların daha iyi anlaşılmasına ve AB''nin küresel alanda daha fazla rol oynamasına katkıda bulunacağını kaydetti.
Türkiye''de reformları sürdürmeye ve en iyi şekilde uygulamaya kararlı olduklarını söyleyen Gül, reformların yalnızca Türkiye-AB ilişkiler nedeniyle yapılmayacağını, Türk halkının görmek istediği değerlerin de aynı olduğunu belirtti.
Türkiye''nin 10 yıl sonra çok farklı olacağını kaydeden Gül, son üç yılda ekonomisi yüzde 26 oranında büyüyen bir ülkenin ekonomik potansiyelinin, genç nüfusu da göz önünde bulundurulduğunda çok önemli bir noktada olacağını belirtti. Gül, Türkiye''ye karşı bazı tedirginliklere sahip olanların düşüncelerinin de 10 yıl sonra farklı noktaya geleceğini kaydetti.
Gül, Türkiye''nin üzerine düşenleri yerine getireceğini, kendi görevlerini yerine getiren Türkiye''nin AB''nin verdiği sözleri de yerine getirmesini bekleyeceğini belirtti.
Yeni bir döneme girildiğini ifade eden Gül, ''''müzakerelerin başarılı, sürdürülebilir bir anlayış içerisinde ve karşılıklı dayanışma gösterilerek gerçekleşeceğine inanıyoruz'''' diye konuştu.
Gül, sürece büyük destek veren AB Dönem Başkanı İngiltere''nin Dışişleri Bakanı Jack Straw''a da teşekkür etti.
BRÜKSEL''DE SAATLER DURDU
Türkiye’nin Lüksemburg’da müzakerelerin başlamasına yönelik Hükümetlerarası Konferans’a katılmaya karar vermesinin gecikmesi üzerine ilginç bir yöntem izlendi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Lüksemburg’a Türkiye satiyle (TSİ) 01.05’te inmesine ve takvimlerin 4 Ekim’i göstermesine karşın müzakere başlangıcının 3 Ekim olmasının sağlanması için “saat durdurma'''' yöntemi uygulandı.
Saatler Türkiye''ye jest olarak 23.58''de donduruldu. Böylelikle müzakerelerin başlangıcı resmi kayıtlara öngörüldüğü gibi 3 Ekim olarak geçti. Uluslararası örgütlerde bu yönteme zaman zaman başvurulabiliyor.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül''ün geceyarısı gelişiyle birlikte ortak bir basın toplantısı şeklinde müzakere başlangıç töreni düzenlendi. İngiltere Dışişleri Bakanı Straw, ''''AB Dönem Başkanı olarak bizim saatimize göre henüz hala 3 Ekim. O yüzden sözümüzü tuttuk.'''' diye espri yaptı. Gül ise, Straw''un kolunu tutarak, ''''Biz de bu oyunları öğreneceğiz'''' diye takıldı.
Straw: ''''Türkiye reformları etkili biçimde uygulamalı''''
Avrupa Birliği Dönem Başkanı İngiltere''nin Dışişleri Bakanı Jack Straw ise törende yaptığı konuşmada, ''Türkiye''nin kararlılığına ve taahhütlerine inandıklarını'' belirterek, ''''üyelik sürecinde çabalarınızı destekleyeceğiz'''' dedi.
Straw, AB müktesebatının zamanında ve etkili bir biçimde yerine getirilmesi, idari ve yargı kapasitesinin gerekli seviyeye çıkarılmasının tam üyelik için şart olduğunu belirtti.
Türkiye''ye tam üyelik öncesi stratejiyi ve reformları etkili bir biçimde uygulaması çağrısında bulunan Straw, özellikle yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, dini özgürlükler, ifade ve örgütlenme hakkı, kültürel haklar, temel özgürlükler, Güneydoğu Anadolu''daki durum ve Avrupa''daki uygulamaya uygun olarak sivil-ordu ilişkilerinin birbirlerinden ayrılmasının AB''nin önem verdiği konular arasında olduğunu belirtti.
İngiliz Bakan, ''müzakereler sırasında sivil toplumu da içine alan yoğun siyasi ve kültürel diyaloğa önem verileceğini'' belirtti ve ''bu diyaloğun iki tarafta karşılıklı anlayışın gelişmesine katkıda bulunacağını'' ifade etti.
''Özel statü'' ve ''Kıbrıs'' kaygıları giderildi
AB Konseyi, dün akşam Dışişleri Bakanı Gül''ün uçağa bindiği sıralarda, AB Konseyi''nin Müzakere Çerçeve Belgesi''ni resmen onayladığını açıkladı. Diplomatik kaynaklar Türkiye''nin Çerçeve Belge''nin 1''inci ve 5''inci paragraflarına ilişkin sıkıntılarının giderildiğini belirtti.
Son iki güne damgasını vuran pazarlıklarda Türkiye''nin istediği oldu. Metne Avusturya''nın ısrarla üzerinde durduğu ''imtiyazlı ortaklık'' ya da ''özel statü'' çağrışımı yapan ifadeler girmedi, hedef 17 aralıkta alınan karar çerçevesinde yine tam üyelik.
Hazmetme kapasitesi şart oldu
Müzakere Çerçeve Belgesi''ne ''imtiyazlı ortaklık girmedi ancak birliğin ''hazmetme kapasitesi'' katılım koşulu olarak tanımlandı.
Türkiye''nin Kıbrıs Rum yönetimini uluslararası kuruluşlarda veto etme hakkı, dolaylı da olsa saklı tutuldu.
Müzakere Çerçeve Belgesi''nin tartışmalı ilk paragrafı, müzakere hedefini tanımlıyor.
Söz konusu paragraf ''müzakerelerin ortak hedefi katılımdır'' cümlesiyle başlıyor. Viyana bu cümlenin çıkarılmasını, ''imtiyazlı ortaklığı'' çağrıştıran ifadelerin konulmasını, hazmetme kapasitesinin hatırlatılmasını ve AB''nin kuruluş anlaşmasının 49''uncu maddesine atıf yapılmasını talep etti.
Cümle çıkarılmadı, imtiyazlı ortaklık metne girmedi. AB Kuruluş Anlaşması ve hazmetme kapasitesine atıfta Avusturya''nın isteği oldu.
STRAW 48 SAAT ÇALIŞTI
AB Dönem Başkanı İngiltere''nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, müzakerelerin başlaması için canla başla çalışan isimlerden biriydi. Avusturya delegasyonunu ikna etmek için 6 görüşme yapan Straw, AB Komisyonu''nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ile de sürekli irtibat sağladı. Straw, gelişmeleri ankara''dan takip eden Abdullah Gül başkanlığı''ndaki Türk heyetini de sürekli bilgilendirdi. Financial Times gazetesi Straw''ın 2 gün süren bu çabalarını şu sözlerle özetledi: ''''Konu İngiltere olsaydı bile ancak bu kadar çaba harcayabilirdi. Türkiye, gerçekten özel bir öneme sahip.''''
URSULA PLASSNİK''İN ESPRİSİ GÜLDÜRDÜ
Müzakerelerin tıkanmasına neden olan Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik''in, kendisiyle 6 kez başbaşa görüşen meslektaşı Straw''a ''''Benimle bu geceyi geçirdiğiniz için teşekkür ederim'''' demesi de zorlu saatlerin ardından gülüşmelere neden olan bir anı olarak kaldı.
FRANSA''DAN FARKLI BAKIŞ
Fransa Dışişleri Bakanı Philipe Douste -Blazy ''''Fransa''nın başından beri Türkiye''nin AB''ye katılması yönünde görüşü var. Ancak hangi şartlar ve koşullar içinde katılmasının belirlenmesini istiyorduk. Müzakere süreci sonunda eğer Türkiye bizim değerlerimizi benimsemezse AB''ye üye olamaz.'''' dedi. Fransız Bakan, Türkiye''nin köktendincilere bakmaktansa yüzünün AB''ye dönük olmasını tercih ettiklerini belirtti.
EN İLGİNÇ YORUM
Türkiye ile müzakerelerin başlamasıyla ilgili en ilginç yorum Portekiz Dışişleri Bakanı Freitas do Amaral''dan geldi. Amaral''dan sevincini şu çarpıcı sözlerle dile getirdi: ''''AB''nin bu kararı İslam dünyasında büyük yankı uyandıracak. Anlaşma İslam ve Hıristiyanlığın biraraya gelmesini istemeyen ve bunu engellemek için elinden gelen herşeyi yapan Usame Bin Ladin''i çok üzmüştür.''''
(MİLLİYET)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:59