ERGUN BABAHAN
Aydın Doğan'a açık mektup
Doğan Medya Grubu'nun patronu, SABAH'ta hakkında çıkan yazılarla ilgili farklı bir tutum takınıyor. Aydın Doğan, hakkında yazan yazarlara mektuplar göndererek görüşlerini dile getiriyor.
Elindeki gazeteleri fütursuzca kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan çekinmeyen, rakip gördüğü insanları hiç düşünmeden karalayan biri için çok önemli bir gelişme bu.
Sayın Doğan mektuplarında çeşitli konulara değiniyor.
Satır aralarını dikkatlice okuyunca, kendini sürekli bir ''basın patronu'' gösterme çabası dikkat çekiyor. Yani kendine çizmeye çalıştığı tablo şu Daha önce iş anlamında geçmişi olmayan, şimdi de başka bir işle uğraşmayan, tek kaygusu basın olan biri.
Bu yanlış.
Sayın Aydın Doğan Milliyet'i almış olması nedeniyle gazeteci olmadı. Bu alışveriş onu önce basın işvereni, ardından Dışbank patronu, onun ardından POAŞ ortağı yaptı. Bu arada bizim bilmediğimiz birçok iş daha yapmıştır elbette.
Yani Aydın Doğan gazeteci değil, elindeki gazeteler vasıtasıyla işlerini büyüten bir işadamıdır.
Aydın Doğan bu anlamda girişimci bir işadamı bile değildir. Türkiye'ye kattığı bir tek yeniliği sayamazsınız. O daha çok alışveriş işlerinde becerikli bir işadamıdır.
Yani yeni yatırım alanları açmaz var olanları ele geçirmeyi iyi becerir. Bir dönem becerdiği bir başka iş daha vardı, o da SABAH'ı sürekli izlemek. Bu yüzden şimdi içinden çıkamayacağı bir duruma girdi.
Aydın Doğan'ın bir başka özelliği daha vardır. Hafızası sadece kendi işine yarayan olayları hatırlar. Kendi aleyhine olan bir tek olayı hatırlamaz. Bu nedenle, hem koskoca genel yayın yönetmeninin eline bir dosya tutuşturup BDDK kapısına yollar ve ''SABAH'ı almaya talibim'' der, hem de yazarlara mektup yazıp ''SABAH'ı almak istiyordu veya batırmak istiyordu gibi yargılar, bana atılmış en büyük iftiradır'' demek cesaretini gösterir.
Çünkü elindeki gücün insanların hafızasını silmeye yeterli olacağını düşünür. Ama belgeler silinmez. Aydın Doğan'ın gerektiğinde doğruyu çarpıtabileceği bir kez daha belgeyle kanıtlanır.
Veya, SABAH'ı almak için imza atar ama aradan aylar geçtikten sonra ben onu dalgınlıkla attım demeyi de becerir.
Veya bu anlaşmada SABAH'ı yok edip yeni bir grup oluşturmayı öngörür, sonra çıkıp ''Mal kaçırıyorlar'' diye bağırır.
Aydın Doğan artık ''Kurt geldi'' diye bağıran çobandır. Onun hikayesini ise ilkokuldaki çocuklar bile biliyor.
Aydın Doğan Türk Basını'nın duayeni olabilirdi. Bu şansını hırsları yüzünden kaybetti.
Aydın Doğan kendince bir oyun oynadı. İlk hedefi SABAH'ı bedavaya ele geçirmekti, bu olmayınca yok etmeyi denedi. Bu da tutmadı. Şimdi başka şeyler deniyor.
Sayın Doğan, bir de vergi konusunda yakınıyor. POAŞ'ta önümüzdeki yıllarda ne vergi vereceğinizi açıklarsanız, biz de 1 milyar 250 milyon doları halkın sırtına yükleyip yüklemediğinizi öğreniriz.
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek haram da, analı-babalı çocukların gelirinin üstüne konmak helal mi, ona da belki açıklık getirirsiniz.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:21