
ŞAHİN'İN 'SEVİNEMEMESİ'NİN NEDENİ
Nagehan Alçı'nın röpartajı
Kaçırılan askerlerin iadesine ‘fazla sevinemeyen’ Adalet Bakanı Şahin, sözlerinin arkasında. ‘Görüntüleri izleyen pek çok vatandaş benim gibi rahatsız olmuştur’ diyen Bakan, iddiaların aksine Başbakan Erdoğan’ın kendisine sitem etmediğini, ‘şoke olmadığını’ söyledi
ARKA PLAN
Son günlerin en çok tartışılan isimlerinin başında Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin geliyor. Sekiz askerin teslim edilmesiyle ilgili “Fazla sevinemedim” açıklaması ile şimşekleri üzerine çeken Şahin, asker ailelerinden tepki aldı, hatta Başbakan’ın bu sözler üzerine “şoke” olduğu iddia edildi.
Mehmet Ali Şahin’in tartışmalı sözleri salt bu açıklamayla sınırlı kalmadı. Önceki gün de sigara ile ilgili geniş kapsamlı yasaklar gündeme geldiğinde “Milletin bir sigarası kaldı, onu elinden almayalım” diyerek şaşırttı. Böyle bir açıklamanın bir bakandan hem de geçen dönemin Spordan Sorumlu Devlet Bakanı’ndan gelmesi kafalarda soru işareti yarattı...
Biz de tüm bu tartışmalı ifadeleri bizzat kendisine sormak için 10 Kasım Cumartesi günü Ankara Hakimevi’ndeki ofisinde Adalet Bakanı ile bir araya geldik. Şahin sözlerinin arkasında durdu. “Hayatımda düşünmeden tek bir kelime bile etmedim” dedi ve tepkisinin askerlerden ziyade devir teslim törenindeki vekillere yönelik olduğunun altını çizdi. Sigara konusunda ise “Yasak yerine eğitim gerek. Benim amcam akciğer kanserinden vefat etti. Zararlarını biliyorum, önemli olan uygulanabilir yasa çıkarmak” ifadesini kullandı.
.“Askerlerin iadesine sevinemedim” sözlerinizle ilgili Referans gazetesi Yayın Yönetmeni Eyüp Can, “Başbakan bu ifadeleri duyunca şoke oldu” diye yazdı. Sizin Başbakan’la bu konuda diyaloğunuz oldu mu?
- Sayın Başbakan ile ABD’ye gittikten sonra ancak bu sabah (10 Kasım) Anıtkabir töreni esnasında karşılaştım. Bunun dışında herhangi bir telefon görüşmemiz bile olmadı. Başbakan’ın bana uyarısı ya da sitemi olmadı bu konuda.
- Bir kere “Sevinemedim” değil, “Fazla sevinemedim” dedim. Ben askerlerimizin şehit olmalarını istemiyorum. Onların kahramanca ülkemizi savunmalarını istiyorum. 8 askerimizin teslim görüntüleri, PKK’nın onların üzerinden yaptığı propaganda, tesellüm zaptı imzalanması, bunların bölücübaşı posteri önünde cereyan etmesi... Tüm bunlar kamuoyunu rahatsız ettiği gibi beni de etti. O sözler bu rahatsızlığın ürünü. Çok sevinmeyi arzu ederdim, ama az sevindim.
- Bununla ilgili incelemeyi yapacak olan Genelkurmay Askeri Savcılığı’dır. Yapıyor da. Kamuoyuna açıklanacak nitelikte bir belge olmadan bir şey söyleyemem. Ama inanıyorum ki bu görüntüleri izleyen vatandaşların büyük bölümü rahatsızlık hissetmiştir.
TEPKİM DTP’Lİ VEKİLLERE
- Ben Bakanlar Kurulu’nun bütün toplantılarına katılıyorum. Böyle bir beyanı olmadı Cemil Bey’in. Bunları savcılığın incelemesine bırakalım.
- Evet, bu tepki Silahlı Kuvvetler’e yönelik değil, daha ziyade oraya güya askerlerimizi teslim almaya gitmiş vekillere yönelik.
- Çünkü sanki karşımızda başka bir devlet var havası yaratılmaya çalışılıyor.
- Evet ve ben bir vatandaş olarak buna tepki gösterdim.
DÜŞÜNMEDEN KONUŞMAM
- Değişik spekülasyonlar yapılmasını anlayışla karşılıyorum. Hiç de rahatsızlık duymadım; çünkü ben bir şeyi söylerken ne kadar hassas bir duygu içinde bulunsam da düşünerek söylerim.
- Tabii söylerdim.
- Onu anlıyorum. Benim annem de aynı durumda olsa aynı şeyi söylerdi. Hiç kırılmadım sözlerine, o bir asker annesi, üstelik Anadolu insanı. İçinden geldiği gibi konuşmuş.
- Silahlı Kuvvetler’in üzerine en ufak bir gölge düşüremeyiz.
ABD’nin vaatleri sözde kalmamalı
- Doğru söylüyorsunuz. Ben kendisini Kürt olarak tanımlayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çoğunluğunun benim duygularımı hissettiklerini düşünüyorum. PKK’yı kendisini Kürt olarak tanımlayan vatandaşların dışında tutmalıyız. PKK Türkiye’yi zayıflatmaya çalışan ve bunu dış destekle yapan bir örgüt. Ellerindeki silahları nereden temin ediyorlar?
- Evet. ABD o silahların bir bölümünün kendilerinin olduğunu söyledi. Ama PKK’nın eline nasıl geçtiğini araştırıyorlarmış. Biz de merak ediyoruz ne çıkacak diye.
- Öyle umuyoruz. Gezi çok başarılı diplomatik bir çalışma oldu. Terör örgütünün faaliyetlerini dünya kamuoyuna duyurmak açısından önemli bir adım atıldı.
- Şu an Irak’ta hakim güç ABD. ABD’nin PKK’yı düşman olarak değerlendirmesi diplomatik çalışmaların bir ürünü. Ancak bu sözün arkasından başka adımlar gelmeli.
- Hayır, bu istihbarat ile kalmamalı diye düşünüyorum. Bu meseleyi Başbakanımız ve diğer yetkililer ABD’deki muhatapları ile değerlendirmişlerdir. Bu konular kamuoyu ile çok açık paylaşılmaz. Ancak madem bir terör örgütünü düşman olarak niteliyor; o zaman düşmana karşı davranışta bulunmak sözde kalmamalı.
Vekiller sigara yasağı dinlemiyor
- Bir defa ben sigara içmiyorum. Hiç içmedim. Kapalı mekanlardaki sigara yasağı başarıyla uygulanamadı. Şimdi bu kanunu genişleten bir teklif var.
- Bakın, ben zamanında bu yasak için destek vermiş bir milletvekiliyim. Ancak bu kanun kabul edildi, Meclis kulisine çıktık, vekiller sigara içmeye devam etti.
- Bu biraz da eğitim meselesi. Ben hiç sigara içmedim dedim ama küçükken içtim. Yasak olduğu için. Köy yerinde çam pürlerini kağıda sarar sigara diye içerdik, güya yasak olan sigaraya özlemimizi giderirdik. Bu konuda üzerimdeki baskı ortadan kalkınca hiç içmedim. Arkadaşlarıma da içmemelerini öneririm hep. Benim küçük amcam kısa süre önce akciğer kanserinden vefat etti. Sigaranın zararlarını iyi biliyorum.
- Uygulama kabiliyeti olan bir yasa çıkarılmalı. Stadyumda, açık alanda sigara yasaklanırsa vatandaş içer, sonra da TBMM’nin kanunlarına uyulmuyor diye düşünür. Bunu daha uygulanır bir şekle getirelim. Yasaklarla değil, eğitimle önüne geçileceğini düşünüyorum. Yasaklar sadece güçlendirir. Her ikisini birlikte yürütmeliyiz.
301’i kaldırmaya gerek yok
- Adalet Bakanı olarak bu tartışmaların sürekli kamuoyunda olmasından rahatsızım. Sanki Türkiye’nin AB ile ilgili çözmesi gereken tek mesele 301 gibi bir algılamaya yol açıyor bu tartışmalar. 301’in önce gerekçesinde değişiklik yapmak lazım.
- Türklük vatandaşlıktan ayrı bir değerlendirmeye tabi tutulmuş. Bunu vatandaşlığa bağlamak lazım. Bir de bu suçun yurtdışında işlenmesi ağırlaştırıcı sebep sayılıyor. Öneriler arasında bunu kaldırmak ya da ağırlaştırıcı olmaktan çıkarmak var.
- Henüz değişiklikler netleşmedi.
- Kaldırılmasına hiç gerek yok. Böyle bir madde olmalı, çünkü bizi bu konuda eleştirenlerin ülkelerinde de bu tip bir madde var. Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere... Her yerde var.
Akşam