
SAHUR HOCASINDAN İLGİNÇ AÇIKLAMALAR!.. SARHOŞ BİR İZLEYİCİM HER GÜN 6 MESAJ GÖNDERİYOR
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Doç. Dr. Nihat Hatipoğlu (51), ramazan boyunca Star TV’de sunduğu İftar ve Sahur programıyla Primtime’da, en çok izlenen ilk 10 arasına girdi, iddialı dizi ve magazin programlarını geride bıraktı. Nedeni Hatipoğlu’nun dini bilgileri asık yüzle sıralamak yerine, can-ı gönülden doğaçlama anlatması."Seyirciye değil, kendime anlatırım. Seyirciye İslam’ı sevdirmeliyim, diye düşünmedim hiç. Ben Mevlana’yı sevdiğimde, anladığımda; kitle de anlayacaktır" diyor. Hatipoğlu, Hz. Ömer soyundan. Ailesi Medine’den 200 yıl önce Diyarbakır-Hazro’ya gelmiş.
Hayranlarınız ramazanın bitmesini istemiyor, nereden geliyor söz ustalığınız?
- İlahiyat kökenli bir aileden geliyorum, birçok yakınım din hizmeti yapmıştır. Babam Haydar Hatipoğlu Din İşleri Yüksek Kurulu Fetva Komisyonu üyesiyken 1995’te Medine’de vefat etti. Çok eserleri var, tanınmış İslam alimlerindendi. İki dedem de müftüydü. 1985-87 arasında Diyanet ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle Mısır’a Arapça ve tefsir çalışmak üzere gönderildim. 20 yıldır Diyanet’teyim, 33 yıllık geçmişimde imamlık, Kur’an kursu müdürlüğüm var. Ankara’da yerel radyo ve TV’lerde program yaptım. Bu birikimin yanı sıra çocuklukta kazanılan şeyler de var.
İmamlık yaptığınız yerlerde de cemaat vaazlarınıza ilgi gösterir miydi?
- Uşak’ta, Ankara’da imamlık ve murakıplık yaptım. Başbakanlık’ın değişik birimlerinde ve Emniyet sarayında cuma günleri vaaz ederdim. Ankara’da hatırı sayılır dinleyici kitlem vardı. Siyasiler de tabii. Ama politik hayattan uzak durdum. Geçmişte milletvekilliği teklifleri aldım ama reddettim, yine reddederim. Dini sohbetimle hizmeti daha kutsal buluyorum.
İslam’ı korku değil sevgiyle yayan bir üslubunuz var. Kendinizle konuşuyor gibisiniz.
- Metin okumakta çok başarılı değilim. Çünkü duygularımı katamıyorum. Doğaçlama okşuyor beni. Stüdyoda kaset kaydetme teklifini bu yüzden reddettim. Televizyonda, radyoda söylediklerimi kaydedin, dedim. Stüdyoya girersem iş şova dönüşür, iç alemim rahat etmez, kendimi veremem. Konuşmamın ana konusunu, mesela Mevlana’yı bir saat tefekkür ederim.
Programınızda hangi konuları anlatıyorsunuz?
- İftar Hz. Peygamber ağırlıklı. Ehli Beyt; Hasan, Hüseyin ve Hz. Ali üzerinde hayli duruyorum. Ehli Beyt sohbetleriniz Aleviler’in büyük ilgisini çeker. Ramazan denince Sünnilik gelir akla, bütünlük olsun istiyorum. Alevi, Sünni, değişik grup ve cemaatleri birleştiren Hz. Peygamber, hiç kimsenin itiraz etmeyeceği bir şahsiyettir. Türkiye’de dini yaşayan-yaşamayan herkes arıyor beni. Her gece içen bir sarhoşumuz bile var. Her gün gönderdiği altı mesajında peygamber yazdıktan sonra "S.A.V" yazmayı ihmal etmiyor. Bütün mezhep ve dinleri kucaklayan ortak bir mesaj yakalamaya çalışırım. Kur’an bütünleştiricidir. Peygamber İslamı’na dönmeliyiz.
ÇOCUKLARIM FEN LİSESİNDE OKUDULAR
Çocuklarınız ilahiyatçı olarak mı yetişiyor?
- Üç oğlum var. Büyüğü tıpta, diğeri lisede. İlahiyatçı olmak istediler, fen bilimlerine yönlendirdim. İmam Hatip’e gitmediler. İkisi de fen lisesinde okudu. En küçük oğlum ilahiyat okusun isterim. Her sülalede güvenilir bir doktor, hukukçu gibi iyi bir ilahiyatçı olmalı. O zaman sokağa düşmez bu iş.
Oğlunuz arkadaşlarıyla bir şişe bira içse ne yaparsınız?
- Zannetmiyorum. Günün birinde böyle bir hata yapabilir diye oğlum bu günahtır, Allah yasaklamıştır, diyorum. Döverek, tehditle değil, gönlüne girerek yol göstermeye çalışırım.
Eşiniz türbanlı mı? Denize tesettürlü mayoyla mı giriyor?
- Türban kelimesini sevmiyorum. Anadolu’daki başörtüsü neyse onu takıyor. Tatillerde hanımlara ayrılan kısımda yüzer. Merak etmediğim için, ne giydiğini hiç sormadım.
HAFTADA BİR EKRANDA OLACAĞIM
Diyanet’ten izinli, resmi görevle Star TV’deyim. Star yönetimi bu iletişimin sürmesini istiyor, haftada bir ekranda olacağım. İyi bir yardım programı yapmak isterim. Her hafta bir ev hediye edilebilecek, Anadolu’dan gelen bir çocuğa eğitim bursu verilecek, bağışçının açıklandığı, sunucunun aracı olduğu bir hizmet. Manevi duygusallığın ön planda olduğu, magazinleşmeyen dini program yapmayı da isterim.
CÜPPELİ AHMET İÇİN NE DEDİ?
Siyasi yorum yapmam. Kur’an, peygamberimizin hadisleri, büyük alimlerinin İslam’a bakışı ortada. Bu elbiseye, teraziye uymayana itibar etmeyiz. Dini anlatanın da günah işleme hakkı vardır ama özel hayatlarına çok dikkat etmeli. Müslüman güzel arabaya binmeli, güzel evde oturmalı elbet. Ama sözlerimiz hayatımızla mutlaka örtüşmeli. İslam’ı doğru anlatırsak kişiler yerine, temelden kaynaklanan dine dönüş yapılır.
BİR HIRİSTİYAN’A BİR ATEİSTTEN DAHA YAKINIM, DEDİM
KİLİSEDEN TEŞEKKÜR YAĞDI
- Ankara’da yanıma okumuş bir delikanlı yaklaştı. "Elinizi öpmek istiyorum. Ehli Beyt’i, Kerbela’yı anlatırken ilk kez bir Sünni’nin gözyaşlarını içine akıttığını gördüm, evde hüngür hüngür ağladım, Alevi olmamanıza rağmen Ehli Beyt’i nasıl bu kadar sevebildiniz" dedi. Ben Müslümanım. Peygamber’in sevdiği ve yanaklarını okşadığı Hasan ile Hüseyin’i tabii seveceğim, nasıl duygulanmam.
- Beyinden dayak yiyen hanımlardan çok mesaj geliyor. Boşanmak isteyen hanım telefon ediyor. Hemen soruyorum, ekonomik bağımsızlığın var mı, diye. Yok hocam, hiçbir şeyim yok, diyor. Gidecek bir yeri, anne baba desteği yoksa cevap veremiyorum. Kadının ekonomik bağımsızlığı olmalı, İslam bundan yana. Bu nedenle kızlar okumalı, çalışmalı, etkin olmalı.
- 8-15 yaş arasındaki çocuklardan "Nihat Amca, Nihat Baba, Nihat Dede" diye başlayan çok mesaj alıyorum. Ağlama ne olur, diyorlar. Gözüm yaşardığında yakın çekim yapmamalarını istiyorum oysa. Kız çocukları, Peygamberimizin kızları diri gömülmekten kurtarmasından çok etkileniyor.
- Bir Hıristiyan’a, ateistten daha yakınım, demiştim. Türkiye’deki Hıristiyanlardan, kiliseden teşekkür mesajları geldi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 02:13