
"ŞAKA YAPTIK, ŞAKA"!..
Bursaspor, Fenerbahçe’ye konuk olmadan önce evinde Sivas’ı ağırlamış, çok kötü bir oyunun ardından son dakikalara 3-0 mağlup girmişti. Moraller bozuk, oyuncular ve teknik heyet perişandı. Yönetim, başkan, teknik direktör sıradan istifaya davet edilirken aniden ne olduysa oldu, ve Bursa’nın Teksas diye adlandırılan tribünlerinden gür bir ses yükseldi: “Kadıköy Fener’e mezar olacak!''... Herkes şaşırdı, neler oluyor diye... Sonra aynı tribün devam etti tezahüratına: “Şaka yaptık Raşit, şaka yaptık!''...Bursa’nın Kadıköy’de Fener’i yenmesi doğrusu o gün için şakadan öte bir şey değildi belki de... Tabii ki yeşil-beyazlıların Kadıköy’deki güzel futbolunu hiçe saymıyoruz, ama bu sürpriz mağlubiyeti hazırlayan en önemli unsur, Fenerbahçe’nin Randers maçında fiziksel ve mental olarak yıpranan oyuncu kadrosunun Bursa önüne aynen dizilmesi idi... Zico, neredeyse her maça aynı on birle çıkıyor, kadroda rotasyon yapmıyordu.
Bu devranın böyle sürüp gitmeyeceği belliydi, ve Zico’nun 18 Ekim’le 3 Kasım arasında seri olarak yapacağı Beşiktaş, Palermo, Trabzon, Celta, Galatasaray maçları öncesinde kadroyu derinleştirmek için 45 günü vardı kuradan itibaren. Ama bu fırsatların ilki dün 19 Mayıs Stadı’nda Ankaragücü önünde de iyi değerlendirilmedi sanki...
Fenerbahçe’nin ligde, UEFA’da (ve hatta Türkiye Kupası’nda) oynayacağı peş peşe maçlar öncesinde kadroyu derinleştirme adına yaptığı Ankaragücü müsabakası doğru bir tercih. Hikmet Karaman’ın ekibi yükselen bir form grafiği içinde ve istekli. Fenerbahçe’yse Deivid hariç tamamı yedek bir kadro ile sahada.
Öncelikle yedek oyuncuları takıma adapte etmek için onların hepsini bir arada sahaya sürmek çok doğru değil gibi geliyor bana... Olcan’ın, Kemal’in, Deniz’in Fenerbahçe’nin ligde kullandığı on birinde sırıtıp sırıtmayacağını görmek için takımı as-yedek karma olarak oluşturmak gerekiyordu sanki. Deniz’in Lugano’nun yanında ne yapacağını görmeliydik mesela. Veya Olcan’la Ümit Özat’ın uyumunu sorgulamalıydık solda. O yüzden bu maç o anlamda çok fikir vermedi bize.
Ama birer birer oyuncuların arzuları üst düzeyde. Üç sezon önce, küme düşen bir takımda oynamasına rağmen, ligin dakika başına en az gol yiyen kalecisi olmayı başaran Serdar Külbilge’nin üçüncü kaleci olarak beklemesi yazık. Rüştü ve Volkan’ın önüne geçmesi de çok zor olduğuna göre, sarı-lacivertlilerin onu kiralaması gerek...
Savunmanın solunda Uğur Boral hazır. Göbekte Deniz, yaşadığı çeşitli şanssızlıkların etkisini üstünden atmış görünüyor, ama Önder’le çok iyi bir ikili olmadılar. Serkan çok çok arzulu idi, Kerim’le zaman zaman değişmesinde fayda var.
Kemal’in kırılgan hali sürüyor, bu fiziksel yetersizlik içinde Fenerbahçe’de forma bulması zor. Selçuk kesici özelliklerini koruyor, hücuma da sanki daha etkili çıkıyor. Olcan, bir Arda etkisi yapabilecek gibi değil, Mehmet Yozgatlı’ysa işler kötü gittiğinde her zaman yedekte tutulabilecek bir B planı... Oyuna Kemal sakatlanınca girip ön libero oynayan Ümit Özat esas yerini özlemiş gibiydi ve gayet iyi performans sergiledi.
Semih bildiğiniz Semih, ama zorluk derecesi yüksek maçlarda aynı direnci gösteremediği için son 15 dakikaya mahkum gibi... Deivid’se evet hızlı değil, ama adaptasyon ve moral adına bu maç ona çok faydalı oldu...
Son bir not Ankaragüçlü Ali Ölmez’e... Sahanın yıldızı o idi. Gaziantepli Erdal Güneş’in ilk günleri gibi parlak sinyaller verdi. Umarız o çok çalışıp kendini geliştirir ve Türk futbolu yeni bir yıldız kazanır. UĞUR MELEKE - MİLLİYET Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 02:37