'ŞARAPTA ZORLAMA OLUR MU?'

AHMET HAKAN'IN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

Şarapta zorlama olur mu

Bilmiyorum olayın görüntülerini televizyonda izlediniz mi?

Hani bir grup CHP’li milletvekili, fazlasıyla ‘sıkılgan’ ve ‘içe dönük’ bir görüntü veren AKP Milletvekili İsmail Katmerci’nin etrafını sarıp ‘rakı şarap’ içirmeye çalışıyorlardı ya...

İşte o olay...

İzlemeyenler için anlatayım:

Ankara’da İzmir konulu bir resepsiyon.

‘Gavur İzmir’ tartışmalarının ayyuka çıktığı günün akşamı...

CHP’nin İzmir milletvekilleri, resepsiyona katılan AKP İzmir Milletvekili İsmail Katmerci’yi ortalarına almışlar kafa buluyorlar.

Özellikle Türkan Miçooğulları adlı kadın milletvekili, ‘zavallı’ İsmail Bey’e tam saha pres uyguluyor.

Bir yandan elindeki kadehi Katmerci’nin eline tutuşturmaya çalışıyor, bir yandan da muhtemelen şunları söylüyor:

‘Hadi ama İsmail Bey... Bu kadar da sofu olmayın... Madem çağdaşım diyorsunuz bir kerelik için! Korkmayın, bir şey olmaz. Ben doldurdum, siz için. Günah benim kime ne?’

Hayatının en acıklı ikilemini yaşayan ‘zavallı’ İsmail Bey ise, ‘nezaket’ ile ‘inanç’ arasında gidip geliyor.

Ve kadehin bir ucundan eğreti biçimde tutarak ilk vartayı atlatmaya çalışıyor.

Talihsiz İsmail Beyimiz, bir biçimde ‘günaha son çağrı’dan yırtıyor ama bu sefer de ‘Vur bir Harmandalı’ emri gelmesin mi?

İsmail Bey’i zorla ‘çağdaş’ yapmak için ellerinden geleni yapmaya ant içmiş olan CHP’li misyonerlerimiz, ‘Madem şarap içmedin o zaman hadi bakalım ‘Harmandalı’ oyna’ diyerek adamcağızı ikinci bir gerginliğin içine sokuyorlar.

Ancak İsmail Bey, ne yapıp edip bu badireyi de atlatıyor...

***

CHP’li milletvekillerinin yaptıkları bu yarı legal ‘Sofu sıkıştırma’ eylemi karşısında zihnimde şöyle bir ‘sorunsal’ oluştu:

‘Dinde zorlama yoktur, bunu Zekeriya Beyaz Hoca’nın verdiği fetvalardan biliyoruz. Peki şarapta zorlama olur mu?’

Bu konunun uzmanı bir isimden ‘fetva’ almam gerekiyordu.

İlk aklıma gelen isim Çiçek Arif oldu.

Başvurdum...

Çiçek Arif, raconu şöyle kesti:

‘Zinhar olmaz. Adaba aykırıdır.’

İşin adap erkan kısmını halletmiştim.

Peki ya olayın politik kısmı?

O CHP’li milletvekilleri, ortaya koydukları bu banallik, basitlik, şekilcilik ile nereye kadar gidebilirlerdi?

Mesela...

İçkiyi yasaklama girişimiyle, ‘İçelim, güzelleşelim’ zorlaması arasında özünde bir fark olmadığını idrak edebilirler miydi?

Ya da çağdaşlığın belli bir yaşam tarzına sahip olmaktan değil, farklı yaşam tarzlarına saygıdan geçtiğini anlayabilirler miydi?

***

Tam da ‘Şarap içiyorsan çağdaşsın, gerisi yalan’a indirgenmiş sakil bir anlayışın CHP’nin iliklerine kadar işlediğini düşünmeye ve CHP’den umudu kesmeye başlamıştım ki...

Baykal’ın o yürek ferahlatan girişimini öğrendim.

CHP Lideri, siyasette eşine az rastlanır bir duyarlılık göstererek, hiç lafı eğip bükmeden yapılanın yanlış olduğunu kabul etmiş ve AKP’li Milletvekili İsmail Katmerci’den özür dilenmesini istemiş.

Ne güzel...

O halde biz de lafı hiç eğip bükmeden hükmümüzü verelim:

Baykal’ın bu yaklaşımı, CHP’nin çağdaşlığı görüntüden ibaret sananların partisi olmadığını kanıtlamıştır.

Kutlu olsun.