Medya
  • 2.1.2003 13:03

SAVAŞ AY AYŞE ARMAN'A FENA YÜKLENDİ!

BANA SPOTUNU SÖYLE SANA KİM OLDUĞUNU !.. Ayşe Arman yazısının spotunda o tatlı üslubuyla diyor ki: "Ben olay vuku bulduğunda burada değildim. Son anına yetiştim. Ne oluyor ne bitiyor derken, transparan bir elbise meselesi zannettiğim iş daha 'derin haber' çıktı.Bunun üzerine de neler olup bittiğini öğrenmeye çalıştım. BU SPOTUN TAHLİLİ - Ayşe Bacımız, Şenay- Buğra olayını 90 dakkalık futbol maçı nevinden bi şey zannettiğinden olacak "son anına yetiştim" diyor. Üzüldüm valla. Baş tarafı çok heyecanlıydı çünkü. Lakin matineler devamlı. Bi daha baştan alıcaz. - Ayşe Bacı, Hürriyet'te daha baştan tam sayfa yer ayrılmış bir söyleşiye gider. Lakin söyleşeceği kişilerin "niye tam sayfa haber öznesi olacağından" haberdar değildir. - Ayşe Bacı'ya göre o sayfanın kimle ve neyle doldurulacağı çok da önemli değildir. Önemli olan o tam sayfanın kendisi tarafından doldurulacağı gerçeğidir. (Yazaraktan yani) - Ayşe Bacı Bab-ı Ali eşrafının olsa olsa " eh fena değil" diyeceği çapta bir röportajı "derin haber" sanmaktadır. Kendisi ve yakınen tanıyanları açısından son derece haklıdır. - Bu direkman Ayşe'nin sığlığıyla ilişkilendirilmese de, hangi metrajlarda boy verdiği, boyunun ölçüsünü hangi rakımda alacağı konusunda bir ip ucu sayılabilir. - Ayşe Bacı ilk zamanlar olay yaratan söyleşiler yapardı. Şimdi olay yaratmış söyleşilerin peşinden koşup, nalı toplama safhasına vasıl olmuştur ki gidişatlar iyi değildir. - HAMİŞ: İzmir'in kavakları... TRANSPARAN SÖYLEŞİ ----------------------------------- Ayşe'nin söyleşisi Şenay'ın elbisesinden daha trasparan valla. Buradan bak, söyleşinin altındaki tüm çıplaklığı gör. He hee!.. Hişt bakın bakın okuyun. Bir yandan söyleşiyi bir yandan tahlilini okuyun. Şenay: Savaş Bey kendisnin de söylediği gibi altımızdan girdi üstümüzden çıktı, eve geldi. O röportaj gazetede yayınlandı. Ama biz aynı anda bir kameranın da olduğundan haberdar değildik. TAHLİL ABİ: Şiişt ayıp Şenay kızım. O yazıyı ben de okudum. Adam ağzınızdan girip burnunuzdan çıktığını söylüyor. Ne o öyle senin dediğin şekli? Çok ayıp. Kızlara yakışmaz. Buğra: Söylemedi yani. Gizli Kamera. Ve bunları yayınladı. 'Ekstrem çift..Kameralar önünde seks yaptı' alt yazılarıyla. TAHLİL ABİ: Gizli kamera gizlenmiş kameradır evladım. Bi çantaya, bi kalın kazak altına filan gizlersin çekersin. O gördüğünüz handycam adı verilen küçük boyutlu kameradır. Her 3 japon turistin beşinde bunlardan vardır. Artık genç kızlar bie o kamerayla maça gider, tribünden çekerler ki Denizlinin golü gol müydü ondan anlaşılır. Şenay: Biz gazete röportajı zannediyoruz ya, birbirimizi öperken fotoğraf çektirmemizi istedi. Dudaktan birbirimizi öpeceğiz. 'Durun bir dakika, alıyorum çocuklar...Bitmedi...Devam edin...Bu poz olmadı...Yeniden...' diyor, biz de salak salak öpüiüyoruz. TAHLİL ABİ: Siz dua edin eve Cilalı İbo gelmemiş. O "hadi kapatıyorum gözümü öp" diyor, sonra tek gözünü kocaman açıp bakıyor. Özgür kızla çocuk uyanık tabi yemiyorlar numarayı. Siz de özgürsünüz ama dediğin gibi acuk salak &salaksınız. Olsun kişi kendini bilmek gibi, Tophaneli İrfan Abi... Buğra: Meğer aynı anda kameraya alıyormuş. Yatağın üzerinde olduğumuz için de görüntüleri art arda koyunca sevişiyor gibi görünüyoruz. TAHLİL ABİ: Haklısın siz yataktasınız. Lakin fotoğrafı gördüm de, Savaş Abiniz de aynı yatakta ve ayakta. Elinde de babalar gibi bir handycam kamera, plonje çekiyor size. Eh haliylen sevişiyor gibi çıkıyorsunuz. Millet ne bilsin sizin beş taş oynadığınızı. He hee!.. Şenay: Bir de bizim ev acayip sıcaktır. Buğra da bir ara sweat şörtünü çıkarttı. O görüntüyü de ekleyince, zannedersin ki yatakta seks yapıyoruz. TAHLİL ABİ: Sizin evin oldukça sıcak olduğunu tüm efkar-ı umumiye de biliyor artıkın. Ama kimse yatakta seks yaptığınızı sanmaz. Çünkü size itimat sonsuz. "Biz hiç yatakta sevişmeyiz. Sokakta sevişiriz " diyorsunuz ya zaten, tabi ki gözlerine değil size inanırlar. Şenay: Bizim konuşmalarımızdan belli yerler alınıp altına ses olarak döşenince de biz tamamen aykırı, teşhirci tipler olduk çıktık. Sanki kocam beni pazarlıyormuş gibi. Çok fenaydı yani. TAHLİL ABİ: Kocan zaten her uzanan mikrofona göğsünü gere gere ben teşhiri severim diyor canikom. Sizi teşhirci hale getirmek için efekte, sese ne gerek var. Boşuna masarif yani di mi?. Buğra: O kıyafet meselesinin üzerine bir de bu yayınlanınca benim adım pezevenk kocaya çıktı. Olay dallanıp budaklandı. Müşerref Akay da tarihi konuşmasını yaptı. Şaka gibi herşey. TAHLİL: Şaka şaka. Hiç merak etme. Her şey bir şaka. BUĞRA: Savaş Ay, o görüntülerin altına bir de 'Lütfen küçük çocuklarınıza izletmeyin' gibi yazılar yazmasın mı? TAHLİL ABİ: Onu yazması matazori valla. Onu RTÜK emrediyor. Gerçi görüntülerde çok fazla bi şey yoktu. Çocuklar duymasın deniyor, görmesin denmiyor ki. Kısarsın sesini olur biter. BUĞRA: Tamam sonra köşesinde özür diledi ama neye yarar? Gizli kamera kullandığını söylemedi. TAHLİL ABİ: "Başımıza iş gelir. Millet yanlış yere çeker" demişsin. " Savaş Abin de bir şey olmaz" demiş. Sonra sen haklı çıkınca onun özrünü diledi adam. Yapmadığı şeyden niye özür dilesin ki? Di mi. ŞENAY: İyi niyetimiz tamamen suistimal edildi. TAHLİL ABİ: Ama sonra da suistimalinize, iyi niyetten dolayı fazla bi şey denmedi (siz iyice kaşınana kadar yani) AYŞE ARMAN: Siz fotoğraf makinası ve kamera arasındaki farkı bilmiyor musunuz? ŞENAY: Flaş patlıyordu... TAHLİL ABİ: Aaa valla bozuşuruz ama. Savaş Abiniz 30 yıllık foto muhabiri. 2 Aylık stajyerler bile 15 metra kare kapalı alanda flaş patlatmaz. Enstantane ayarlarını düşürüp, diyaframlarını açarlar. Hem iyi adam zaten flaş kullanmaz. Buğra: İki kişi geldiler. Savaş Ay, çık çık çık fotoğraf çekiyor TAHLİL ABİ: Seni tilki senii!.. Beni sınıyon di mi? Dijital Canon makinanın hiç çık çık çık sesi çıkar mı? Yağ gibi basar deklanşörü. Ses mes yapmaz, kerata. BUĞRA:'Öpüşün' falan diyor, ben 'Bitmedi mi?' diyorum, 'İyi olmadı bu poz bir daha' diyor. Meğer o diğer kişi, o esnada uzun metrajlı film çekiyormuş! TAHLİL ABİ: Kamerayla film çekilmez. Video bant çekilir. Ayrıca fotoğrafta belli. Kamerayı da abiniz kullanıyor. BUĞRA: Ben de saf saf iş başlarken 'Gizli kamera falan yok değil mi abi?' dedim. 'Yok canım meslek etiği' gibi laflar etti... TAHLİL ABİ: Doğru söylemiş. Gizli kamera yok çünkü meslek etiği var. Adam bunu 10 yıldır söylüyor ve uyguluyor. * HAMİŞ: Gizli kamera konusu semtin çocukları arasında bu ünlü çiftin Gizli Kavarası olarak değerlendirilmiştir. * KAVARA: Edepli halk dilinde "yel". Ya da vücuttan çıkan kötü kokulu gaz. Bi adı daha var da, buraya yazılmaz... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:03

İLGİLİ HABERLER