BİLGİN ŞAŞMAZ
ANKARA - Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin yanı başında yıllarca sürecek bir istikrarsızlığın uzun dönemli maliyetlerinin ne olacağını önceden kestirmenin zor olduğunu belirterek, ''Türk halkı 1991 yılındaki Körfez Savaşı'nın Türkiye'ye kaybettirdiklerinden dolayı tedirgindir ve savaşa olumlu bakmamaktadır'' dedi.
Çağlayan, Ankara Sanayi Odası'nda düzenlenen 'ABD ile İş Yapma Olanakları' seminerinin açış konuşmasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Irak'ta olacak bir savaşın krizden çıkmakta olan Türk ekonomisini çok derinden etkileyeceğini ifade eden Çağlayan, ''Savaşın çıkması durumunda faizler yükselecek, iç talep daralacak, ekonomik büyüme hız kesecek, hem ihracat hem turizm gelirlerindeki azalma hem de artan petrol faturası nedeniyle dış dengeler olumsuz etkilenecektir'' diye konuştu.
Savaşın, Türkiye'nin dış piyasalardan borçlanmasını güçleştirebileceğini hatırlatan Çağlayan, böyle bir durumda 2003 yılında iç ve dış borçların çevrilmesinde sorunlar yaşanabileceğini vurguladı. Çağlayan, ''Hem büyüme hem enflasyonla mücadele programımızı zora sokacaktır. Ayrıca ülkemize gelebilecek mültecilerin getireceği çeşitli ekonomik ve sosyal problemler de olabilecektir. Bölgemizde, hemen yanı başımızda yıllarca sürecek bir istikrarsızlığın uzun dönemli maliyetlerinin ne olacağını şimdiden kestirmek zordur'' şeklinde konuştu. Çağlayan, Türk halkının 1991 yılındaki Körfez Savaşı'nın Türkiye'ye kaybettirdiklerinden dolayı tedirgin olduğunun ve savaşa olumlu bakmadığının da altını çizdi.
Türkiye ile ABD ilişkilerinin, 2002 yılının Ocak ayında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in Washington'a gerçekleştirdiği ziyaretle birlikte yeni bir nitelik kazandığını kaydeden Çağlayan, ''Bu niteliği tanımlamak için 'stratejik ortaklık' ifadesi kullanılmaya başlanmıştır'' diye görüş bildirdi. Çağlayan sözlerini şöyle sürdürdü:
''ABD Türkiye'nin dış ticaretinde en önemli ülkelerden biridir. ABD'nin genel ihracatımız içindeki payı yüzde 10, genel ithalatımız içindeki payı ise yüzde 8'dir. Yıllık yaklaşık 1.2 trilyon Dolar olan ABD'nin genel ithalatındaki Türkiye'nin payı ise binde 2.5'tir. ABD ile Türkiye arasındaki 7 milyar dolarlık ticaret hacmi ve 3.5 milyar dolarlık ABD kaynaklı sermaye yatırımı, varolan gerçek potansiyeli yansıtmamaktadır. ABD'li dostlarımızdan büyük bir potansiyel arz eden turizm sektörü dahil, Türkiye'de sanayi ve hizmetler alanında daha fazla doğrudan yatırım yapmalarını beklemekteyiz.''
Çağlayan, ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için ele alınması gereken konuların da başlıklar halinde sıraladı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:06