Tezkerede 18 Şubat şartı kalktı
Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'a, dün ''18 Şubat'ta asker gönderme ve yabancı ülke askerini Türkiye'de kabul etme tezkeresini getirecek misiniz?'' sorusunu yöneltiyoruz. Yakış'ın yanıtı da soruyla oluyor ''Bizim öyle bir taahhüdümüz mü vardı ki?''
Ardından devam ediyor ''Biz öyle bir taahhütte bulunmadık. 18 Şubat'ta tezkereleri getireceğiz diye hükümet olarak hiçbir vaadde bulunmadık.''
18 Şubat'ta tezkerelerin geleceği konusunda kamuoyundaki hakim görüşü anımsattığımızda ise Bakan Yakış şöyle diyor
''Herkes öyle farz ediyordu. 18 Şubat'ta tezkereleri getirme gibi bir sözümüz yok. Gelişmeleri takip ediyoruz. Ona göre bakacağız.''
Yakış 18 Nisan Salı günü TBMM'ye tezkerelerin gelmeyeceğini açık bir şekilde kayda geçiriyor. Ne zaman geleceği konusunda ise kesin bir tarih vermekten özenle kaçınıyor.
NATO, kendini yıpratıyor
Bakan Yakış'a, Türkiye'nin savunması ile ilgili NATO'da yaşanan çekingen tavrı anımsattığımızda ise şöyle diyor
''Türkiye açısından bir problem yok. Fransa, Almanya ve Belçika, tavırlarının Türkiye karşıtlığından kaynaklanmadığını söylüyor. Her açıklamalarında Türkiye'nin yanında olduklarını bildiriyorlar.''
Bakan Yakış, açıktan söylemiyor, ancak Fransa, Almanya ve Belçika'nın tavrının ABD'ye karşı olduğunu ima ederek şöyle diyor
''Kime karşı iseler gidip onunla hesaplarını görsünler.''
Bir diplomat olarak da görev yaptığı NATO'da yaşanan gerilimin, Asambleye zarar getireceğinin altını çiziyor. Yakış gelişmeleri izlemekle yetindiklerini belirterek şöyle diyor
''Kendimizi öne atıp yıpratmayız. Ancak NATO, Türkiye'den daha çok kendini yıpratıyor. Yıpranmış bir kurulun üyesi olmak istemeyiz. Ona üzülüyoruz. Çünkü, bu ittifaka hasmane bakanlar bilirlerdi ki birine dokunulursa, 19'u birden biraraya gelir ve karşı cephe alırdı. NATO'nun üstünlüğü de test edilmemişliğinden gelirdi.''
Türkiye'nin NATO kalkanına alınmasa dahi, ikili anlaşmalarla ihtiyaçlarını karşılayabileceğini belirtiyor. Nitekim, Awacs ve Patriotlar konusunda bu tür anlaşmaların yapıldığını anımsatıyor. Bakan Yakış, DYP lideri Mehmet Ağar ve Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir'in, ''olaylara müdahalede geciktiğine'' yönelik eleştirilerine de şu tepkiyi veriyor
''Bakanlık'ta 39.5 yıldır nasıl hizmet ettiğimi herkes bilir. Sayın Ağar kendisi ile karıştırmasın.''
Davutoğlu: Zaten yoktu
Tezkerenin 18 Şubat'ta getirilmeme kararı öyle gözüküyor ki hükümette birkaç gün önce alınmış. Buna neden ise Irak'ın BM talepleri doğrultusunda hareket etmeye başlaması. Bir de BM silah denetçilerinin 14 Şubat'ta verecekleri rapora ilişkin ortaya çıkan emareler. Hükümete göre silah denetçileri raporu Irak açısından ''çok kötü'' sonuçlar doğrucu nitelikte olmayacak.
Başbakan'ın Dış Politika Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu da dünkü sohbetimizde 18 Şubat'ta tezkerelerin Meclis'e gelmesi gibi bir durumun olmadığını açıklıyor.
Prof. Davutoğlu da Bakan Yakış paralelinde şunları söylüyor
''Zaten 18 Şubat bizim bir taahhüdümüz değildi. Nihai bir tarih de değildi. Şimdi bazı gelişmeler var onu görmemiz gerekiyor.''
Başbakan Abdullah Gül'ün Suriye ve Ürdün devlet başkanlarına mesajlarını götüren ve önceki gün Türkiye'ye dönen Davutoğlu, son dönemde savaşsız çözüm yolunda atılan adımlara dikkat çekip ekliyor
''Aralık ayından itibaren çizdiğimiz yol haritasında sürpriz ile karşılaşmadık. Bundan sonra da karşılaşacağımızı zannetmiyorum. Savaşsız bir çözümün bulunacağına olan inancımız sürüyor.''
Davutoğlu, izledikleri politikayı ise şöyle özetliyor
''Ne bölgeden, ne ABD'den, ne de Avrupa'dan kopmadan yolumuza devam edeceğiz. Her gün atacağımız adımlar da buna göre olacak.''
BM gücüne destek
Prof. Davutoğlu önceki gün görüşmelerde bulunduğu Suriye'nin de savaşsız bir çözüm için büyük gayret gösterdiğini söylüyor.
Bölge ülkelerinde, Irak'a müdahale yapılacaksa, bunun hangi güçle olması gerektiği üzerinde durulduğunu açıklıyor.
Bu aşamada NATO'da Türkiye'nin savunmasına taş koyan Fransa'nın BM'ye getirdiği, ''Irak'a BM gücü gönderilsin'' yönündeki teklifine destek veriyor
''Eğer Irak'ta somut bir adım atılacaksa Fransa'nın getirdiği opsiyon çok önemli. BM'de biz de bu tezi destekleyeceğiz. Fransa'nın getirdiği opsiyon güçlenmeli. Tabi bu arada ABD ile rahatsızlık doğurmadan, optimum uzaklıkta kalarak biz bu girişimi destekleyeceğiz.''
Irak'a operasyon başlamadan önce Arap Ligi'nin 15 Şubat'taki toplantısından çıkacak sonucu da görmek gerektiğini söylüyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşer Esad'ın, Mısır, Libya ve Suudi Arabistan ile yaptığı görüşmeler hakkında bilgi aktardığını açıklıyor.
Arap Ligi toplantısının hemen ardından, bölge ülkeleri olarak devlet veya hükümet başkanları toplantısının gerçekleşme ihtimali olduğunu bildiriyor.
Prof. Davutoğlu, bu gelişmelerin beklenmesi gerektiğini kaydedip, devam ediyor
''Bu temaslar tamamlanmadan, gelişmeler görülmeden, 18 Şubat'ta tezkereyi Meclis'e getirmemiz de doğru olmaz.''
Türkiye'de sorgulansınlar
Prof. Davutoğlu, bu aşamada Irak'ın ''çözüm için ağırdan alan'' tutumunu da eleştiriyor.
''İstanbul toplantısı sonrasındaki bildirgede yer alanları Bağdat hemen yapmış olsaydı şimdi her şey daha rahat olacaktı'' diyor.
Irak Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'ın gizli Ankara ziyareti sırasında, Başbakan Abdullah Gül'ün kendine sunduğu önerilerden söz ediyor.
Bu tavsiyeler arasında; U2 casus uçaklarının uçuşuna izin verilmesi, bilim adamlarının yalnız başlarına sorgulanmaları, ''Bundan böyle kimyasal silah üretilmeyecek'' yönünde bir yasanın çıkarılmasının da yer aldığını açıklıyor. Bugüne kadar bunları kamuoyu ile paylaşmadıklarını belirtiyor.
Irak'ın bugün bu adımları atmaya başladığına dikkat çekiyor ve kamuoyuna yansımayan şu önemli bilgiyi aktarıyor
''Hatta, 'Bilim adamlarının bağımsız bir şekilde sorgulanmalarının Türkiye'de yapılabileceğini' önerdik. 'Siz orada yapamıyorsanız, BM deneticilerinin görüşmek istediği bilim adamlarını gönderin, Türkiye'de buluşup burada sorgulasınlar. Biz her garantiyi veriyoruz' dedik. Şu anda böyle bir şeye gerek kalmadı. Orada yapılıyor zaten. Önerimiz üzerine kendi ülkelerinde bağımsız sorgulamaya izin verdiler.''
Prof. Davutoğlu'na, Türkiye'nin ABD ile birlikte hareket etme yönünde sergilediği tavrı ve bu yolda atılan adımları anımsatıyoruz.
ABD ile temasın devam edeceği bildiriyor. Ancak, ''bir oldu bittiye de'' konunun getirilmeyeceğinin mesajını veriyor.
Irak'ın da adımlarını daha hızlı atması gerektiğini kaydedip uyarıyor
''Irak, komşu ülkelerden destek olmazsa ABD'nin adım atamayacağına inanıyor. Oysa öyle değil. Irak kendisinden beklenilen adımları hızlı atamazsa, atmayı planladığı adımlar için zaman bulamayabilir. Her şey olacaktı, yapılacaktı, keşke operasyon başlamasaydı denilecek noktaya da getirmemesi gerekir.''
Türkiye'nin bir operasyona desteğinin ne şekilde olacağı sorusuna ise şu yanıtı veriyor
''BM deneticilerinden çok kötü rapor çıkarsa, NATO, AB ve BM içindeki bölünme sürer ve bir anlaşma sağlanamaz, bölge ülkeleri de çare bulamazsa, Türkiye de kendi çıkarlarını korur.''
Bütün bunların ne kadar süreyi alacağı sorusunu da Prof. Ahmet Davutoğlu, ''Gelecek haftanın bütününü bir görelim'' diyerek yanıtlıyor.
Her şeyin Irak'a bağlı olduğunun altını da defalarca çiziyor.
(MUHARREM SARIKAYA/ SABAH)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:20