
SEMRA ÖZAL : ERKAN BİR YANLIŞLIK YAPIP AK PARTİ'YE GİTMİŞTİ, SONRA DOĞRUYU BULDU
Semra Özal, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatının 11.yılında duygularını Tercüman'a anlattı. "Tek başına özlemek kelimesi duygularımı anlatmaya yetmiyor. O'nun özlemi içimde her an daha da büyüyor, derinleşiyor" dedi. Turgut Özal'ın devlet adamlığının yanı sıra müstesna bir eş ve baba olduğunu" belirten Semra Hanım, "Bunu tüm ömrü boyunca bize gösterdi. Birbirimize olan sevgimiz, güvenimiz sonuna kadar devam etti" diye konuştu.
.::Nur ÖZDEMİR::. N: Hayırlı günler efendim. Eşiniz Sayın Turgut Özal'ı yitirmenizin ardından bir yıl daha geçti. Onu özlüyor musunuz? S: 'Özlemek' kelimesi tek başına ifade edemeyecek benim duygularımı. Çünkü onun özlemi her an daha büyüyor, daha derinleşiyor. N: Kendisi mümtaz bir devlet adamıydı. Vefatının ardından siyasi hayatımızda büyük bir boşluk oldu. Eğer hayatta olsaydı, Türkiye'de ne gibi gelişmelerin altına imza atardı? S: Kendisinin büyük bir devlet adamı olduğunu sadece biz millet olarak değil, dünyadaki büyük devlet adamları da bunu kabul ediyorlar, itiraf ediyorlar. Tabi, ben bununla gurur duyuyorum. Ancak bugün hayatta olsaydı. Bugün tartıştığımız birçok konuyu konuşmazdık. Türkiye bugün çok başka yerlerde olurdu. N: Efendim, Erkan Mumcu gibi genç bir siyasetçi merhum Özal'ın kurucusu olduğu Anavatan Partisi'nin lideri oldu. Sizce Erkan Mumcu, Anavatan Partisi'ni eski günlerine geri döndürebilir mi, kanaatiniz nedir? S: Şimdi hiçbir şeyi eski günlerine döndüremez. Sadece parti olarak demiyorum.. O bitmiş, geçmiş geçmiştir. Ancak Erkan Mumcu, hakikaten genç bir politikacı. Bizden yetişmiş bir politikacı. Bizden gitmişti zaten bir yanlışlık yapıp. Tekrar yuvasına döndü. Gelir gelmez de eski arkadaşlarımızı toparladı. Partimize canlılık getirdi. Anavatan Partisi yeniden canlandı diyeceğim. Çünkü bir ara hakikaten kapısına kilit vurulmak üzereydi. Bizi çok üzen bir durumdu o. Ben şimdi memnunum. Bir hayat buldu parti. İnşallah, Allah'ın izniyle iyi günlere, daha iyi günlere götürecektir. N: Turgut Özal nasıl bir eş, nasıl bir babaydı? S: Müstesna bir insan, bir eş ve babaydı. Bunu tüm ömrü boyunca gösterdi bize. Çok özel bir eşti o. Birbirimize olan saygımız, güvenimiz sonsuza dek devam etti. Hakikaten muntazam bir eşti. N: Sizce onun siyasi hayatındaki başarısının sırrı neydi? S: Her şeyden önce Allah vergisi, doğuştan bir liderlik vasfı olan bir insandı. Birikimleriyle geliştirmişti vasıflarını. Her yerde, her dalda ayrı ayrı çalışarak bu birikimini Allah'ın verdiği zekasını, aklı ve cesaretiyle birleştirdi ve bunu çok iyi değerlerdi. N: Efendim, Özal'ın vefatının ardından yıllar geçti ama hala bazı önemli kişiler ülkemizi refaha taşımak adına gecesini gündüzüne katan bu devlet adamının ölümünün doğal olmadığını iddia ediyor. Bu perde ne zaman kalkacak insanların kafasından? S: Perde ne, şüphe ne bilmiyorum? Benim aklımda her zaman bu soru işareti var. İnşallah birgün kaldırırlar. Bunun kalkmasını en çok ben istiyorum. Oğlum Ahmet Özal milletvekili seçildiğinde meclise bu konu hakkında bir soru önergesi de vermişti. Ama maalesef görüşmeye konmadı. İnşallah birgün görüşecekler ve ben de bende öreneceğim. N: First Leydilik kavramını Türkiye'ye getiren önemli bir devlet adamının eşi olarak ülkemizin bu günkü gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz? Hükümetin Avrupa Birliği'ne girmek için verdiği çabaları olumlu mu buluyorsunuz? Bu konudaki fikirleriniz nelerdir? S:First leydilik kavramını hakikaten Türkiye'de ilk ben yerleştirdim. First leydilik bildiğiniz gibi sadece Cumburbaşkanları ve Devlet başkanlarının eşlerine verilen bir sıfattır. Onun dışındakiler için geçerli değildir. Ben sade Türkiye'de değil uluslararası alanda ve dünyanın birçok yerinde first leydi olarak görevlerimi yerine getirdim. Modern ve laik Türk kadınını tanıtmakta aynı zamanda Türk kültürünü tanıtmakla ilgili çok büyük çalışmalar yaptım. Bunu hakettiğime de inanıyorum. Bugünkü duruma gelince Avrupa birliği için hükümet bayağı çaba sarfediyor. Görüyorum, büyük gayret içersindeler. Allah muaffak etsin. N: Turgut Özal'la olan çok küçükte olsa bir anınızı bizimle paylaşır mısınz? S: Bizim hayatımızın her anı bir anıydı esasında. Rahmetli çok kıskanç bir insandı. Beni bir dönem aile planlamasıyla ilgili Meksika ve Amerika'ya yollamıştı. Tabii oralar çok uzak. Gittim, otel odama girdiğimde telefon çalıyordu. Açtım, rahmetli telefonda.. "Nerdesin?" diye sordu. "Buradayım" dedim. "Ben nasıl yolladım seni o kadar uzaklara, şimdi nerde bulacağım?" Bende "Bak daha odaya girer girmez buldun işte, daha nasıl bulacaksın" dedim. Tabii böyle enteresan şeyler çok var. N:Torunlarınızın gelecekte ne olmasını istersiniz/ Örneğin siyasete atılmasını ister misiniz? S: Siyasete atılmalarını aslında gönülden istemem ama çocuklarıma karışmadığım gibi torunlarıma hiç karışmam. Neye yetenekleri varsa, neyi arzu ediyorlarsa o işi yapsınlar. Çünkü insan severek yaptığı işte başarılı olur. O yüzden seçimi onlara bırakıyorum. N: Türk Kadınını Güçlendirme Vakfının başkanısınız. Bütün Türk kadınlarının da hayranlığını kazanmış bir insansınız. Ayrıca her vakıfa da destek oluyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? S: Evet, kendi kurduğum vakfın başkanlığını yapıyorum. Diğer vakıflarında ya kurucu üyesiyim ya da üyesiyim. birçok vakıf ve dernekte çalışmaktan da büyük mutluluk ve huzur duyuyorum. İnsanları çok seviyorum. İnsanlara yardım etmek onlara bir damla da olsa faydalı birşeyler yapabilmek bana huzur veriyor. Herkesin keyif aldığı bir iş var. Kimisi kumar oynar, kimisi gezer kimisi başka şeyler yapar. Bende bu tür çalışmalardan zevk alıyorum. Bu da benim hobim, benim keyifim diyeceğim. İnşallah sağlığım yerinde olduğu sürece, Allah bana ömür verdiği sürece bu tür çalışmalarıma devam edeceğim. N: Geçenlerde Kadın Vakfı'nın balosunu çok iyi bir şekilde organize ettiniz. Gelirini de Ankara'ya kadar götürüp teslim ettiniz. Orada sizi kim karşıladı? S: Bu şehitlerimiz zaten Özel Harekat Dairesi'ne mevcuttu. Özel Harekat Dairesi Başkanına teslim ettik. Emniyet Müdürümüzün huzurunda. Ailelere bu çekler verildi. Ailelerden teşekkür mektupları aldık. N: Şu son zamanlarda Kanal 6 çok iyi çalışıyor. Herkes Kanal 6'ya yöneldi. Bu kanal için bir fikriniz var mı? S: Oğlum Ahmet Özal, ilk özel televizyonu kuran, bu konuda en bilgili, en tecrübeli insan. Ayrıca rahmetli babasına da çekmiş. Fevkalade zeki, yeni fikirler üreten cin gibi çocuk. Onun için, inanıyorum ki, badireler atlatan Kanal 6 eski, iyi günlerine dönecektir diyorum. N: Çok teşekkür ederiz Tercüman Gazetesi olarak bizi kabul ettiğiniz için. S: Öbür gazeteler kıyamet koparacak ( gülüyor )TERCÜMAN