
ŞENER: 'BEN BİR TEK LAİKLİK TANIMI BİLİRİM!..'
Fatih ÇEKİRGE, HÜRRİYET - Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, TBMM Başkanı Arınç’ın ’laikliğin yeniden tanımlanması’ önerisini, "Ben bir tek laiklik tanımı bilirim. O da Anayasa’nın 24’üncü maddesinde bütün açıklığıyla yazılıdır" diye cevapladı. Şener, ortalığın tartışmadan geçilmediğini belirterek, "Bunlara şimdi ne gerek var" dedi.MECLİS Başkanı Bülent Arınç’ın ’şok konuşması’na Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’den çok keskin bir cevap geldi. Şener’e sordum:
"Başkan Arınç’ın ’Laiklik yeniden tanımlanmalıdır’ sözüne ne diyorsunuz. Bu bir Anayasa değişikliği önerisi mi?"
İşte cevap:
"Bakın açık konuşacağım. Ben bir tek laiklik tanımı bilirim. O da Anayasa’nın 24’üncü maddesinde bütün açıklığıyla yazılıdır. Başka bir şey aramaya gerek yok."
Bir soru daha:
"Ama Sayın Arınç, ’yeniden tanımlanmalıdır’ diyor. Laiklik Anayasa’nın değiştirilemez maddesi değil midir?"
Ve cevap:
"Elbette öyledir. Bu yüzden de böyle bir arayışa gerek yok. Ben laikliğin Anayasa’daki tanımından başka bir tanıma ihtiyaç duyulmamalı diyorum."
Abdüllatif Bey, bu konuda çok kesin konuşuyor. Bu arada Meclis Başkanı’nın iki önemli tartışma konusunu daha hatırlatıyorum:
"Sayın Arınç, kurumlar arasındaki kavgadan söz ediyor. Kurumların saltanatını eleştiriyor. Hatta bazılarının kapatılmasını istiyor. Bu konuda ne diyorsunuz?"
Şener’in bu konudaki cevabı da keskin:
"Kurumların kendi iradeleri olabilir. Zaten kurumların işbirliği ile yürütülür işler. Bu normaldir. Böyle bir arayışa da gerek yok."
Biraz daha üsteliyorum:
"Ama Sayın Başkan bütün bu konuların tartışmaya açılmasını istiyor."
Şener bu defa gülerek şu cevabı veriyor:
"Zaten ortalık tartışmadan geçilmiyor. Bunlara şimdi ne gerek var. Bu
tür tartışmaların ne getirdiği ortada. Bu tartışmaları açmaya da gerek yok. Ben uygun bulmuyorum."
BAŞBAKAN YARDIMCILARI GELMEDİ
Bülent Arınç konuşmasının bir bölümünde ’yürütmeyi’ işaret ederek hükümeti de eleştirdiği için bu konuyu da Şener’e soruyorum.
Şener bu defa örtülü bir cevap veriyor:
"Kendi düşünceleridir."
Hemen diğer soru:
"Bu yüzden mi Meclis Başkanı’nın resepsiyonuna gelmediniz?"
Şener bu soruya bir cevap vermiyor. Ancak önceki akşam gittiğim Meclis resepsiyonunda gerçekten de Başbakan Yardımcısı düzeyinde kimse yoktu.
Bu durum kulislere şu yorumu düşüyor:
"Meclis Başkanı bütün kurumları eleştirdi. Hatta dolaylı yoldan askere de eleştiri getirdi. Örneğin Kırmızı Kitap dediği belgede Başbakan’ın da imzası var. Bir de yürütmeyi yani hükümetin türbanla ilgili tavrını açıkça eleştirince bu sıkıntı yarattı. Bu yüzden Başbakan Yardımcısı düzeyinde resepsiyona katılan olmadı." Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 07:05