Medya
  • 14.7.2004 11:14

SERDAR TURGUT CEM YILMAZ'A MEKTUP YAZDI

Bir ustaya dost mektubu Bilmem hiç büyük komedyenlerin gözlerine dikkat ettiniz mi? Gözler zekanın aynasıdır, büyük komedyenlerin göz bebeklerinden de zeka fışkırır hep. İnsanları güldürmek dünyadaki en zor iştir, zeka olmadan yapılacak iş de değildir bu. Cem Yılmaz'ın gözleri de ne kadar büyük bir zekaya sahip olduğunu, yeteneğinin büyük olduğunu daha hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan size anlatıyor zaten. Son olarak Bodrum'da sahneye çıktı iki gün üst üste ve ben yine gidemedim onun şovuna çıkan son an işler nedeniyle. Yakınlarım gitti, arkadaşlarım oradaydı ve hepsi muhteşem bir gece geçirdiklerini anlattılar bana. Hem çok üzüldüm şovu kaçırdığıma hem de bir açıdan sevindim çünkü onu seyretmeye gidebilseydim büyük ihtimalle bu yazacaklarımı da yazamazdım, bunları yazmak aklıma gelmezdi. Ben de katılarak güler, o kitlesel çılgınlığın mutlulukla bir parçası olur ve keyifli bir halde de eve döner, bugün açmaya çalışacağım meseleyi unutur giderdim. Diyeceklerime belki Cem Yılmaz kızacak. Varsın kızsın ama bir şeyden emin olsun ki ben bu dipnot şeklindeki fikirlerimi onun belki de dünya çapında bir sanatçı olması yolunda mutlaka yüksek sesle ifade edilmesi gerekli şeyler olarak görüyorum. Şimdi biliyorum ki 'ne oldu bu adama son günlerde okumadığı bir kitap ve seyretmediği bir şov hakkında fikir yürüttü, kafayı mı yedi ne' diyeceksiniz. Ama mesele kitapta veya şovda değil, daha genel bir süreci tartışmak istiyorum ben. Kitabın yazarı Oray Eğin beni anladı, sağ olsun nazik bir not yazmış. Umarım Cem de anlayacaktır. Hatta ummaktan da öte anlayacağını biliyorum çünkü o akıllı bir insan. * * * Sorun şöyle başladı. Şovu çok merak etmekte olduğum için gidenlerden tanıdığım kim varsa onunla konuştum. Hepsi çok güldüklerini anlattılar, ama hiç biri yapılan esprileri bana da anlatmalarını istediğimde bunu yapamadılar. Hatırladıkları ise komik değildi, rutin gibi gözüküyordu. Sonra bu tuhaf durumun gerçek nedenini kavramaya başladım. Size başkaları tarafından aktarılan Cem Yılmaz komiklikleri, onun dışında söylendiğinde komik olmuyordu. O çok iyi bir sanatçı olduğundan espriyi oynuyordu sahnede ve onun dışında birisi tarafından söylendiğinde banal bile kaçabilecek cümleler şovun ortamında çok komik olabiliyordu. * * * Bunu çok iyi anlıyorum ve takdir de ediyorum. Ancak ben Cem Yılmaz'ın esprileri üzerine çalışmadığını düşünüyorum. Çalışmıyor derken prova yapmıyor, neyi söyleyeceğini düşünmüyor demiyorum kuşkusuz, bunları yapıyordur mutlaka.. Ancak komedinin tarihine geçen espriler, bir insanın adıyla özdeşleşen satırlar bu şekilde yaratılamıyor maalesef. Ben iyi komedyenleri biraz şairlere benzetirim. Bizde acı çekenin, gece uykusu kaçanın, sevgiliyle kavga edenin ilk fırsatta eline kalemi alıp şiir sandığı şeyi yazması modası başladı. Ama bilindiği üzere iyi şiir, düşünerek, her kelimeyi tartarak, uğraşarak, cümlelerle kavga ederek yaratılır. İyi komedyenler kendi sahne malzemelerini oluştururken çok uzun saatler boyunca espri yazarlar, kelimelerle oynarlar, esprinin vurucu anını bulmak için emin olun sancı çekerler. Sonra bizim o sahnede o spontane olarak ağızdan çıktığını zannettiğimiz cümlelerden oluşan şov kurulur ve perde açılır. İşte o tür gayretlerle oluşan şovlarda insanın aklında mutlaka birkaç iyi, hatta komedi tarihine geçecek espri mutlaka kalır. Ben hep Henny Youngman örneğini veriyorum bu konuları tartışırken. O 'one- liner' denilen sunuşun ustasıydı, makineli tüfekle ateş eder gibi konuşurdu ama aynı zamanda çok da iyi bir yazardı. İyi bir yazar olmasaydı 'Karımla balayımızda ilk geceyi geçirdiğimiz motele 30 yıl sonra tekrar gittik. Odada bir su yatağı vardı. Otelden sabah ayrılırken karım yatağa 'ölü deniz' adını takmıştı' lafını emin olun o anda birden aklına gelip söyleyemezdi. * * * Korkuyorum ki Cem Yılmaz kendi şov yeteneğine ve zekasına çok güvenip, arka planda mutlaka yapması gereken çalışmayı biraz ihmal etmeye başladı. Yine şovu izleyenlerin aktardığına göre şovda küfür düzeyi de bayağı artmış. Olabilir, komedyen yeri geldiğinde küfreder de. Ama acaba küfürün artması komediyi yazma çalışmasının ihmal edilmesinin mi sonucu ki? Çünkü küfür her zaman güldürür ama bu en kolay yoldur ve zekayı ucuzlatır bence. Şunu bilin Cem Yılmaz ciddi bir şekilde kalemi eline alıp, komedisi üzerine özgün senaryo yazmaya başladığında büyük bir olay yaratacaktır Bunu yapmıyor, kendisine güveniyor, ne yapsam güldürürüm diyor büyük ihtimalle. Bugüne kadar görüldü ki bunda da haklı ama ben onu bunun yetmediğine ikna etmeye uğraşıyorum, uğraşacağım da. Çünkü ondan dünya komedisinin çıtasını yükseltmesini bekliyorum, bunu isterse yapabileceğini de biliyorum. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:34

İLGİLİ HABERLER