Medya
  • 9.10.2003 11:15

SERDAR TURGUT, GENERALLERLE FATİH TERİM'İ KARŞILAŞTIRDI

SERDAR TURGUT/ AKŞAM TSK ÜST YÖNETİMİ VS. FATİH TERİM (BİR KARŞILAŞTIRMA DENEMESİ) Son zamanlarda Fatih Terim ile Türk Silahlı Kuvvetleri üst yönetimi arasında birçok ortak özellikler olduğunu fark ettim. Şöyle ki: 1-Generaller hayattaki hemen her konuda bir tek kendilerinin doğruyu bildiklerini düşünüyorlar. Ve bunu da yeri geldiğinde gerek ima yoluyla gerekse direkt olarak bize hep hatırlatıyorlar. Fatih Terim de aynı kanıda ve o da hatırlatmalarını sürdürüyor. Kendisinin generallerden tek farkı hatırlatmalarında 'ima' yöntemini pek fazla kullanmaması ve genelde son derece direkt olması. 2-Generaller kendi doğruları dışında bir doğrunun olabileceğini teorik düzeyde bile pek düşünmek istemiyorlar. Yani aslına bakarsanız hayli inatçılar. Fatih Terim de kendi doğru bildikleri dışında doğrular olabileceğini fazla düşünmek bile istemiyor. O da gayet tabii ki had safhada inatçı. 3-Generaller genelde sinirliler. Fatih Terim de öyle. O da çok sinirli. Bu siniri de kendi doğrularının başkaları tarafından tartışmasız kabul edilmemesinden kaynaklanıyor. Onların söylediklerini herkes tartışmasız, sorgulamasız kabul etse ne generallerde ne de Fatih Terim'de sinirlilik fazla kalmayacak, onlar da bizler de rahatlayacağız. Ama olmuyor işte ne yazık ki bazıları hala daha farklı şeyler söylemekte ısrarlılar. 4-Farklı şeyler söylendiği veya kendilerinin yaptıkları sorgulandığı zaman generallerin sinirliliği kendisini karşı taraftakini hemen suçlama olarak ifade ediyor. Farklı şeyler söylemeye cesaret edenler veya onların aldığı bir kararı sorgulamaya cüret edenler neredeyse vatana ihanet ile damgalanıyorlar. Fatih Terim de aynı tavır sergiliyor. Kendisinin almış olduğu bir kararı veya tavrını sorgulayanlar hemen her durumda neredeyse vatan hainiymiş gibi bir konuma sokuluyorlar. Karşıdakinin 'gizli emelleri' nedir bu soru hem generallerin hem de Fatih Terim'in kafasını sürekli meşgul ediyor. Terim de generaller de kendileri dışında hemen herkesin 'Kendini bilmez' olduğu kanısındalar. 5-Hem generaller hem de Fatih Terim hayatta kendi işleri dışındaki konuları da en iyi bildikleri düşüncesindeler. Hepsi kendi meslekleri dışındaki konular üzerinde konuşmaktan mutlu oluyorlar ve o konuları da en iyi kendileri bildikleri için farklı konularda verecekleri fikirlere de hep saygı duyulmasını bekliyorlar. Bu beklenti de karşılanmadığı takdirde her an sinirlenme ihtimalleri var. 6-Fatih Terim de generaller de kendi üstlerinde bir insandan yönlendirme, talimat almaktan hoşlanmıyorlar. Kurallar bunu gerektirse de bunu kabul etmiyorlar çünkü dediğim gibi onlar en iyiyi bildikleri inancındalar ve kendini bilmez bir insandan talimat alacak da değiller gayet tabii ki. 7-Fatih Terim'in kendisine düşman olduğuna inandığı basın mensupları var. Bunlara karşı kendine göre bazı yaptırımlar uyguluyor. Generaller de aynı düşüncedeler ve onlar da sürekli yeni yaptırımlar arayışındalar. * * * Bunlar Fatih Terim ile generaller arasındaki ortak özellikler. Ancak bir de aralarındaki büyük farklar var, bunları da net olarak ortaya koymalıyız. 1-Generaller kendilerine soru yöneltebilecek medya kuruluşlarına karşı Fatih Terim'den çok daha fazla anlayışlılar. Ters sorular geldiği zaman hemen sinirlenmiyorlar, sinirlenseler bile kendilerini tutmayı biliyorlar. 2-Generaller zamanı geldiğinde sanki farklı düşüncelere değer veriyormuş gibi davranmayı da biliyorlar. Gerçekten değer vermediklerini herkes bilse de en azından bir süreliğine öyleymiş gibi davranmayı başarıyorlar. 3-Generallerin de Terim'in de son derece dinamik bir iç ve dış düşman tanımları var. Ancak Fatih Terim'in dış düşman tanımı çok daha kapsamlı. Bu konuda askerler Terim'den geri kalmış durumdalar maalesef. Ve son olarak generaller ile Terim arasındaki en büyük fark da şu: Generaller nihai analizde sinirliliklerinde, tedirginliklerinde, kızgınlıklarında haklı olabilirler çünkü burada söz konusu olan Türkiye ve onun geleceği. Türkiye'nin koşulları insanı son derece sinirli yapabilir gayet tabii. Yani en azından generalleri tavırları nedeniyle mazur görebiliriz. Futbol teorisyenleri ve fanatikleri bu dediğimi büyük ihtimalle anlayamayacak ama olsun yine de söyleyeyim ne Galatasaray ne de onun geleceği bu kadar siniri, tedirginliği ve kızgınlıkları hak ettirecek kadar önemli değil. Bu fikrime karşı çıkanlar da Galatasaray'ın sorunları ile Türkiye'nin sorunlarını eşit tutmuş olacakları için bence Cumhuri-yet'in temel ilkelerine dinamit koymayı amaçlayan, gizli emelleri olan hainlerdir. Bilmem anlatabiliyor muyum? Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:49

İLGİLİ HABERLER