Medya
  • 20.11.2003 09:51

SERDAR TURGUT'TAN İLGİNÇ BİR TERÖRİZM ÖZEL YAZISI

SERDAR TURGUT/AKŞAM TERÖRİZM ÖZEL YAZISI Türkiye'ye özgü yeni bir terörist tipi ortaya çıkmış durumda sevgili okurlar. Burada birisi bir eylem yapmaya karar verdiğinde, o eylemde kendisi de ölecekse, özellikle yanında bulundurması gereken bazı eşyalar var. Bu eşyalardan en başta geleni pasaport. Pasaportun olabilecek darbelerden katiyen zarar görmeyecek şekilde korumalı bir yerde tutulması gerekiyor. Öyle ki eylem sonrasında terörist ortadan tamamen yok olsa bile o pasaport mutlaka tek sayfasına bile zarar gelmeden var olmayı sürdürebilsin. Bunun dışında teröristimiz T.C vatandaşı ise mutlaka nüfus cüzdanını, ikametgah ilmühaberini, evliyse evlilik cüzdanını, yurtdışı çıkışlarda ödemek zorunda kaldığı fon ile ilgili makbuzları ve o güne yapmış olduğu telefon konuşmalarını gösteren son cep telefon faturası eksterisini de eyleme yanında götürmek zorunda. Ha bir de son bir gelişme var. Bu, bugüne kadar fazla görülen bir şey değildi ve Türk teröristlerinin eyleme giderken yanlarında götürmek zorunda oldukları eşyalar arasında bu yoktu. Ancak her konuda olduğu gibi bunda da dünyadaki son gelişmeleri yakından takip eden teröristlerimiz son zamanlarda, zorunlu olmadıkları halde, ne olur ne olmaz diyerek yanlarında bir de eyleme girişmeden birkaç gün önce kendileriyle ilgili yaptırdıkları DNA testi sonuçlarını da götürmeye başladılar. Zaten yanlarında bulunmaları zorunlu olan idrar ve kan testlerinin yanı sıra bir de bu evrağın taşınması zorunluluğu teröristin iş yaparken hayli zorlanmasına neden oluyor ama ne yapacaksınız her işin kendine göre zorlukları ve amelelik tarafları da var işte. * * * Evde cinayet olur, kadın öldürülür. Koca, ölü halindeyken bile karısına öldürmek istermiş gibi bakmaktadır hala. Kasap olan kocanın bıçaklarından bir tanesi evde bulunmuştur ve üstelik komşular evden duyulan son sesin kocanın 'seni artık keseceğim' diye bağırması olduğunu söylerler. Ama buna rağmen koca üç gün filan tutuklanmaz, şüpheli listesinde yer alır. Şimdi durum böyleyken profesyonel oldukları söylenen insanlar bomba eyleminden sonra nasıl olup da bu kadar hızlı tespit edilebildiler ki diye sorarsanız. Ben de size cevap olarak 'vücut kılları' derim ve işi bitiririm. Bakın dün Taha Kıvanç'ın yazısında okudum olayları araştıran bir yetkili Sabah Gazetesi'ne şu bilgileri vermiş. 'Türk ve Batılı insanların kılları vücuda düz ve yataydır. Arap ve Afgan asıllı olanların ise oval, yukarı doğru kıvrık veya dikeydir. Bulunan cesetlerin kılları da oval ve yukarı doğru dikey. Bu kişiler Arap ve Afgan asıllı olabilir'. Bu açıklamadan sonra başımıza patlamaya ve yanmaya dayanıklı pasaporttan sonra bir de patlamaya ve yanmaya dayanıklı vücut kılları meselesi çıktı. Şimdi bunu zorunlu olarak geçiyorum çünkü buna da takabilirim ve böyle bir şeye takılıp kalmamın benim gibi, nasıl söylesem ki, yani tam hasta olmayıp da tam da normal olmayan birisi için kişisel bir felaket olabileceğinden korkuyorum. Kıllarımın dayanıklılığına takmadım ama part- time bir ırkçı olarak gayet tabii ki kıllarımı da yakın incelemeye aldım sevgili okurlar. Tuhaf bir sonuç ortaya çıktı çünkü vücudumun çeşitli yörelerinin farklı ırklara ait olduğunu fark ettim. Örneğin koltuk altım Arap, genital bölgem ise Afgan, göğüs bölgemde hafif Uzakdoğu esintileri var, diğer bölgelerim ise çoktan Avrupa Birliği'ne girebilecek kaliteye sahip. Bu tespitlerimden sonra koltuk altıma ve genital bölgeme düşman oldum ama bu başka bir yazı konusu. Düşündüm de iyi ki ben eylem yapmaya hazır bir terörist değilim. Gerçi kıllarımın dayanıklılığını test etmedim ama dedikleri gibi dayanıklıysalar, o zaman eylem sonrasında benim hangi ülkeden olduğuma kıllarıma bakarak karar verebilmeleri imkansız olacaktı. Çünkü amorf bir vücut benimki, çeşitli kültürler çatışmadan vücudumda yan yana barış içinde yaşıyorlar, öyle bir durum var yani. Ama ben terörist olsam da iyi bir vatandaş olarak kalacağım için eyleme giderken mutlaka bütün vücut kıllarımı tıraş ederdim. Bunu yapardım ki böylece eylem sonrasında kimliğimi belirlemek için çalışanlar kıllarımla filan uğraşarak vakit kaybetmeden direkt olarak yanımda taşıdığım ve gayet tabii ki yanmaz olan diğer evraklarıma bakarak kimliğimi hemen ortaya çıkarsınlar. Bilmem anlatabiliyor muyum? (Deniz Gökçe ile fikir alışverişine bugün zorunlu olarak ara verdim. Hem dün onun yazı günü değildi dolayısıyla tartışmanın gideceği yönü henüz bilemiyorum. Hem de bugün yazdığım konuyu yazmadan durma da artık imkansız hal almıştı.) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:05

İLGİLİ HABERLER