Yaşam
  • 30.1.2007 05:28

'SEVİŞME SAHNESİ İÇİN KIZIMDAN İZİN ALIRIM'!..

Geçtiğimiz yıl kısa ömürlü bir evlilik yaşayan Arzu Yanardağ: İyi oyunculuk; sevişme sahnelerinde oynamak değildir. Kızım Alara Maya doğduktan sonra bazı şeylere daha fazla dikkat etmem, her attığım adımda çocuğumu düşünmem gerekiyor.

Geçtiğimiz yıl, olaylı evliliği ve oyuncu Tolga Karel'le girdiği polemikle gündemden düşmeyen Arzu Yanardağ, artık durulduğunu söyledi. Kızı Alara Maya 7.5 aylık olan Yanardağ "Ben artık bir anneyim. Her attığım adımda onu düşünmek zorundayım" dedi. Önümüzdeki ay vizyona girecek olan 'Umut Adası' filmiyle adından söz ettirmeye hazırlanan genç oyuncu, "Kızıma hem annelik hem babalık yapıyorum. İnsanlar çok fazla üstüme gelmesin" şeklinde konuştu. Hamileliğinde 21 kilo aldığı halde, 7.5 ayda formuna kavuşan Arzu Yanardağ ile yaptığı işler ve yeni projelerini konuştuk.

* Son filminiz 'Umut Adası'nın çekimleri için Londra'daydınız. Çekimler nasıl geçti?
10 gün diye gittim, 17 gün kaldım. Benim için kat kat zor oldu çünkü bebeğimden ayrıydım. Bir daha kolay kolay yurtdışı işi kabul etmem ya da bebeğimle giderim.

SIRADA KORKU FİLMİ VAR
* 'Umut Adası'nda nasıl bir karakter canlandırdınız?
Film, farklı hayallerle Londra'ya giden, 4 gencin hikayesini anlatıyor. Ben dil öğrenmek için orada bulunan Vildan isminde bir genç kızı oynuyorum. Orada kötü insanlarla karşılaşıyor, parasız kalıyor ve para bulabilmek için çeşitli yollara başvuruyorum.

* Yeni projeler var mı gündeminizde?
Beni çok heyecanlandıran bir korku filmi projesi var. Senaryo bana bebeğim 1.5 aylıkken geldi. Lohusa depresyonunu anlatacak. Daha hiçbir şey belli değil, imzalar atılmadı. Ama hikaye beni heyecanlandırdı.

* 'Dün Gece Bir Rüya Gördüm' filmindeki çıplak sahneleriniz çok konuşuldu. 'Umut Adası'nda da bu konuda bir problem yaşadığınızı duyduk...
Anne olduktan sonra iş ortamında da, özel hayatımda da bazı şeylere daha fazla dikkat etmem gerekiyor. Kendimden önce düşünmem gereken bir insan var artık. Bu film bir dram zaten. Çok fazla çıplaklığa da, sansasyona da ihtiyacı yok.

BEBEĞİMDEN İZİN ALIRIM
* 'Umut Adası'nın yapımcı şirketi Karizma Prodüksiyon'un sahibi Göksel Zeyrek 'Erotik sahnelerde oynamazsa iyi oyuncu olmadığını düşünürüm' demiş sizin için... Sizce iyi oyuncu nasıl olur?
İyi oyunculuk sevişme sahnelerinde oynamakla olmuyor. Bence iyi oyunculuk, inandırıcı olmaktan geçiyor. Seni izleyen insan kendinden bir şeyler bulabiliyorsa ya da tanıdığı, bildiği insanlardan bir parça bulabiliyorsa sen gerçekten iyi oyuncusun demektir.

* Bir daha sevişme sahnelerinde oynamayacak mısınız?
Asla 'asla' dememem gerektiğini öğrendim. Öyle bir şey olur ki; belki bebeğim büyüdüğünde ondan izin alırım. Ya da o bunları hiç takmayan biri olur. Ya da öyle bir yönetmenden öyle bir teklif gelir ki oynarım. Ama bizim sinemamızda henüz 'çıplaklık' tabusu yıkılmadı. Yine çok eksiklerimiz var, yine taklitçilik var. Ayrıca bu camiada insanlar birbirini çok kullanıyor. SANSASYON YARATIYORLAR

* Kimler, kimleri kullanıyor? Sizi kimler kullandı mesela?
Genelde yapım şirketinden çıkıyor. Bazen yönetmen bile bunu yapabiliyor. Oyuncusun diye senin etinden, sütünden, her şeyinden yararlanmaya çalışıyorlar. Kendi filmleri iş yapsın diye seni sansasyonlarına alet etmeye çalışıyorlar. 'Dün Gece Bir Rüya Gördüm' filminde bunu yaşadım. Zaten çok kötü bir film oldu, gişe de yapmadı. O filmde yönetmen rolü bana anlatırken; duş sahnesinin saniye saniye katlarla gösterileceğini söyledi. Ama izlediğim zaman gördüm ki; tam 3 dakika boyunca kabak gibi çırılçıplak duş alıyorum. Tabii böyle olunca da kullanıldığını hissediyorsun. O filmden, onu çeken yönetmenden nefret ediyorsun. O filmle anlaştığın güne lanet okuyorsun!

* Bu kötü tecrübe cesaretinizi hiç kırmadı mı peki?
Hayır. Tüm bunlara rağmen hiçbir zaman sinemadan nefret etmedim. Çünkü sinema sadece o aptal yönetmenden ibaret değil. Hiçbir zaman umudumu kaybetmedim; biraz yitirdiğimde 'Umut Adası' filmi geldi. Onun da eksikleri olabilir, genç insanlar, ilk kez birşeyler yapmaya çalışıyorlar. Ama büyük prodüksiyonlarla yarışacak kadar iyi bir film olduğunu söyleyebilirim.

* Eşiniz Ali Sertel'den ayrıldınız ve artık yalnız bir annesiniz. Nasıl gidiyor annelik? Ne gibi zorluklar çekiyorsunuz.
Bebeğimi kamera karşısına çıkartmadım, fotoğrafını hiçbir gazeteye vermedim. Onunla iş hayatından ayrı, özelimin de özeli olarak yaşamak istiyorum. 'Ne iyi ettim de doğurdum' lafını çok söyledim, söylemeye de devam edeceğim.

* Hamileliğiniz sırasında kaç kilo aldınız?
21 kilo aldım...

* Şimdi tığ gibisiniz nasıl verdiniz kilolarınızı? Bu işin bir sırrı var mı?
Valla hiçbir sırrı yok. 30 yaşıma girdim ve kendimi bildim bileli de 36 bedenin üstüne çıkmadım. Ne kadar yesem de, ne kadar hareketsiz kalsam da benim metabolizmam hızlı çalışıyor ve yediklerimi bir şekilde yakıyorum. Doğumdan yaklaşık 3 ay sonra kilolarımı hızlı bir şekilde vermeye başladım.

* Babanızın sizin evlilik haberinizi duyunca fenalaşıp hastanelik olduğunu okumuştum. Şimdi aranız düzeldi mi?
Bunlar çok çirkin şeyler. Beni ve babamı hiç tanımayan insanların uydurmaları. Babam beni çok sever. Eski eşimle sorun yaşadığım zaman, babama 'Biz ayrılıyoruz sanırım, kötü gidiyor' dedim ve hiç sorgulamadan 'Burası senin evin, gel bizimle büyüt bebeğini' cevabını verdi. Şu anda onlarla birlikte yaşıyorum. Onların çocuğu olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

* Tekrar evlenmeyi, ikinci bir çocuk yapmayı düşünür müsünüz?
Bu ilişkimde sorun yaşadım diye aşka, evliliğe küsmedim. Erkeklere ve evliliğe karşı tepkili değilim. Annemle babam 37'nci evlilik yıldönümlerini kutladı. Uzun bir evlilik istiyor gönlüm. Eğer evlenirsem ikinci çocuk da olabilir tabii...

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 22:30

İLGİLİ HABERLER