SEZER'DEN İNCE MESAJ: "BASININ ÖZGÜR OLMADIĞI BİR ÜLKEDE İNSAN HAKLARINDAN SÖZEDİLEMEZ"
ZAFER ÇAKMAK
ANKARA - Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Sezer, sansürün kaldırılmasının yıldönümü ve Basın Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Haber alma ve yayma özgürlüğünün etkili aracı olan basının, uzlaşma ve özgürlükler rejimi demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan en önemli kurumlardan biri olduğuna işaret eden Sezer, vatandaşların, toplumun geleceğinde belirleyici rol oynayabilmeleri, yönetimi denetleyebilmeleri, temel hak ve özgürlüklerinin bilincine varıp, bunları her alanda kullanabilmelerinin, hukuksal ve toplumsal kuralların yanında, özgür ve yansız basının varlığıyla mümkün olduğunu söyledi. Basının özgür ve yansız olmadığı bir ülkede demokrasi ve insan haklarından sözedilemeyeceğini ifade eden Sezer, "Basının özgür konumunu gölgeleyen ve basını temel işlevinden uzaklaştıran sansür, halkın çıkarlarının savunulmasının ve özgür düşüncenin gelişmesinin önündeki engellerdendir. Devlet sansürü kadar, basının kendine sansür uygulaması, çıkar kaygısıyla yanlı haber yapması demokratik bir ülkede asla kabul edilemez. Yansız yayın yapmaya çalışan basın çalışanlarına karşı yürütülen örtülü ya da açık şiddet de sansürün bir başka türüdür. Saldırıda bulunanlar toplum vicdanında en ağır cezaya çarptırılmakta, asla özgür basının sesini kısamamaktadırlar. Basın çalışanlarının kendi kurum ve mesleklerine olduğu kadar topluma karşı da sorumlulukları vardır. Hiçbir koşul ve dönemde bu sorumluluklar unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.
Türkçe'nin, dünyanın en zengin dillerinden biri olduğunu kaydeden Sezer, buna karşın duyarsız ve sorumsuz yaklaşımların, Türkçe'yi olumsuz etkilediğini, etkinliğini azalttığını kaydetti. Türkiye'nin kimliğinden ve kültüründen ödün vermeden ve değerlerini kaybetmeden Avrupa Birliği'nde yer almasının, basının da içinde bulunduğu tüm kesimlerin ortak değerleri korumak için çaba göstermesine bağlı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Sezer, farklılıklar öne çıkarılarak yapay ayrılıkların gündeme getirilmesi yerine ortak değerler vurgulanarak, ulusal birliğin pekiştirilmesinin, Türkiye'yi güçlü kılacağını belirtti. Sezer mesajında şunları söyledi:
"Ulusal değerlerimizin, kültürümüzün ve demokratik yönetim biçimine olanak sağlayan Cumhuriyet rejimimizin ve devletin tekil yapısının korunması, Türkiye'nin sonsuza kadar yaşamasının en önemli koşuludur. Ülkemizin çıkarlarını ve insanlığın ortak değerlerini savunan ulusal basının varlığı ve etkinliği, Türkiye'nin çağdaş dünyayla bütünleşmesinde en etkili gücü olacaktır. Basınımızın kendisini sorgulaması, kendi içinde denetim kurması ve kendisini dünyadaki gelişmeler ışığında yapılandırması gücünü ve etkinliğini artıracaktır. Basının kendi içindeki öz denetimi, istenilen konuma ulaşmasında tüm önlemlerden ve yasalardan daha etkili olacaktır. Meslek örgütleri, basın çalışanlarının haklarının korunması ve basının evrensel çalışma ilkelerinden ödün vermeden görev yapması konusunda öncü olmalı, tüm basın çalışanları bu değerleri savunmalıdır. Önemli eksiklikleri gideren yeni Basın Yasası'nın iyi sonuçlar getirmesini umut ediyoruz. Ancak, mesleğin gelişmesine en büyük katkıyı basın çalışanlarının sağlayacağı da akıllardan çıkarılmamalıdır. Basın çalışanlarının özgür bir ortamda yansız haber yapmalarını sağlayacak ve çalışma koşullarını iyileştirecek sendikal haklar ve düzenlemeler, çalışanların karşılaştıkları güçlükleri azaltarak, daha verimli çalışma ortamına zemin hazırlayacaktır. Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarında toplumumuzu aydınlatan ve güç veren, ülkemizin çağdaşlaşma sürecinde büyük rol üstlenen yerel basınımızın desteklenmesi, basını daha güçlü kılacaktır. Görevlerini yaparken yaşamlarını yitiren tüm basın çalışanlarını saygıyla anıyor, basınımızın sorunlarının bir an önce çözülmesini umut ediyorum".
