
SİBEL CAN EŞİNİ UZAKLAŞTIRDI ÖZTÜRK DUA ETTİ!..
Eşi Sulhi Aksüt'ten boşanmak için mahkemeye başvuran Sibel Can'ın eşi için evden 6 ay uzaklaştırma cezası aldırmasının yankıları sürüyor. Ünlü sanatçı eşine bu cezayı aldırma nedeni olarak, "Sulhi ile Yaşar Nuri Öztürk iyi arkadaşlar. Öztürk'ün eşini danışmanıyla aldattığı iddia edilmişti. Canan Hanım da onları basmıştı. Yaşar Hoca 'güvenliğimi tehdit ediyor' diyerek eşi Canan Hanım'ı 6 ay evden uzaklaştırdı. Aynısını ben de Sulhi'ye yaptım. Çünkü bütün bunları avukatlarıyla organize eden Sulhi'ydi" demişti.
Eşinin kendisini danışmanıyla aldattığı iddiasıyla mahkemeye başvuran Canan Hanım, eşinden ve Şahane Sultan Müftüoğlu isimli danışmandan davacı olmuştu. Yaşar Nuri Öztürk ise, "Karım beni tehdit ediyor. Can güvenliğimden endişe ediyorum" diyerek savcılığa başvurmuş Aile mahkemesi, Hoca'nın eşi Canan Öztürk'ün eşinin tedbir olarak 6 ay evden uzaklaşmasını kararlaştırmıştı.
Canan Öztürk'ü arayıp, Sibel Can'ın, kocasını evden uzaklaştırarak kendisinin intikamını aldığını söylediğimizde Canan Hanım, "Allah Sibel Hanım'dan razı olsun" diyerek şunları söyledi:
"Eşimin bir sözü var 'Bir yerden sonra Allah yapar, siz bakarsınız.' Şimdi Allah yapıyor ben bakıyorum.
Belki de benim bilmediğim neler var. Sibel Hanım'ınkiyle benim durumum farklı. Netice o bir beydir. Bu kanunun maddesi anneyi ve çocuğu korumaktır. Bizimkisi çok komik. Tehdit ve santaj. Yaşar Nuri Bey belinde silahı olan bir insan. Birinci dereceden siyah kuşak judocu. Ben 56 kilo bir insanım. Neyimden tehdit görüyor. Ne saçma işler. Kimse Allah'tan üstün değil. İşin içine zülüm girdiği için, her şey bir şekilde ortaya çıkacak.
Herkes yaptığı işin arkasında durursa zaten sorun çıkmaz. İnsanlar yaptıklarını inkar edip birde utanmadan saldırıya geçerlerse bir takım insanlar rahatsız oluyor. Sulhi Bey eşimle Kavacık'daki yazıhanesinde sık sık buluşuyor. Hovardalığın da bir raconu olmalı. Bu işler yanlış. İnsan yaptığının arkasında durmalı. Ben mağdur durumdayken bir bakıyorum ayağımdaki ayakkabıyla evin önünde kalmışım.. Bu demek ki bazı vicdanları rahatsız etmiş. Sibel Hanım'a müteşekkirim. Büyük bir insanlık ve yüreklilik gösterdi. Bunları herkes söyleyemez. Koca koca MYK üyesi adamlar. "Bu işleri biz bitireceğiz, seçim bitene kadar siz rahat olun. Parti zarar görür diyen koca koca adamlar kalkıp utanmadan yalan söylecek kadar haysiyetsizce davranıyorlar. Bu yüzden Sibel Hanım'ı bin kere kutluyorum. İnsanlık gösterdi; edebinle efendilikle ne duyduysa dökmüş ortaya. Allah razı olsun.
Sibel Hanım'ı 3 yıldır görmüyorum
Eşimin Sulhi Bey'le ciddi yakınlığı var. Aralarında para mevzuları var. Erkekler konuşuyorlar. Eşim ona her türlü olayı anlatmış ki o da demek ki evde konuşuyorsa kadıncağız dayanamadı. Etme bulma dünyası. Bana yapılan çok büyük haksızlık. Bir ifadem bile alınmadan Ankara'dan döndüğümde eve giremedim. İstanbul Emniyet Müdürü aramışta. Kolluk kuvvetleriyle dışarı attırırız da. Beni tehdit ediyorlar. Yaşar Bey'in avukatı Engin Yeşilyurt benim avukatımı arıyor. "Canan Hanım'a söyleyin kesinlikle eve girmesin. Hoca konuştu emniyet müdürüyle yoksa onu tekme tokat hapise attırız" diyor.
Ne oluyorsunuz burası dağ başı mı? Bunları, onların yanına bırakmayacağım. Kim bu işe dolaylı dolaysız destek verdiyse hepsiyle tek tek uğraşacağım. Benim boşanmamı bekliyorlardı. O kadının bana 2008 Kasım'da attığı mesaj var. 'Hala hangi yüzle o evde oturuyorsun diyor'. Savcılkta bunların hepsi kayıt altına aldı. Bu ciddi bir mücadeledir, onur mücadelesidir. Bu yüzden Sibel Hanım'ı bin kez daha kutluyorum. Yüreklilikle çıktı söyledi. Şimdi bekliyorum ki bütün bu olayları yakinen gören vatandaşlar da çıkıp anlatsın. İki tane ses kasetini veriyorum. Dinleyecek Türkiye. Ben 57 yaşındayım. 19 yıl gece gündüz hizmet ettiğim insan. Bir takım çirkin süreç içersinde beni yüz üstü ortada bırakıyor. İsmine sığınıp haraket ediyorlar. İsimle bitmiyor bu iş. Bunların arkalarında ne var. Kendilerini ne zannediyor. Siz kimsiniz.
Binlerce insanın bu parti ve sefil süreç yüzünden emekleri heder oldu. Malatya'dan Erzurum'a kadar o kadınlar bileziklerini yüzüklerini sattı. Günah değil mi, o insanların duaları yok mu. Bu işin kozmik titreşimleri yok mu. Bu insanlar dağ bayır perişan oldular, PKK bölgelerinde dolaştılar. Sırf yeni bir umut, güvendikleri inandıkları bir insan için. Bunlar ne yaptı; Ankara'nın göbeğinde iç çamaşırı açılışları. Yok hayatımın kadınısın filmleri. Yok Çin lokanlataları. Gezip tozulmadık yer kalmadı. Ben 16 yaşındaki çocuğumla eziyet içindeydim. Eşimiz Ankara'ya gitti mi 15 gün ulaşamıyorsunuz. Bir yandan partililer, "Lütfen susun parti seçime girme hakkı kazansın. İki arada bi derede cendere." Ben sabahlara kadar deşifre yapıp kimse bir şey anlamasın diye uğraşıyorum. Geldiğimiz nokta ne? Üstümdeki elbiseyle sokakta kalıyorum. Bunları yanına bırakmayacağım. Kadınların hakkı için bırakmayacağım. Benim de üç erkek evladım var. Aynı durumu yapsın oğlumu reddederim.
Şimdi kiracım çıktı kendi evime taşındım. Kiradan kurtuldum. Çocuğuna bir kuruş nafaka vermiyor. Hakim tedbir nafakası bağlamadı. Sibel Hanım'ın açıklaması her şeyi anlatıyor. Bunların hukuk yoluyla üzerine gideceğim.
(bugün)