
'ŞİŞMANLIK' VE 'MUTLULUK' İLİŞKİSİ...
Mutsuz kişiler, çareyi yemekte arıyor. Alınan kilolar ise işi iyice zorlaştırıyor...
Teknolojinin gelişmesi, yaşam şartlarının gün geçtikçe ağırlaşması kişilerin sağlıklarına da gerekli önemli göstermemelerine yol açıyor. Düzenli beslenmeyen ve doğru egzersiz yapmayan insanların hormonları düzenli salgılanmaz. Bu tür insanlar kendileri mutlu olamayacağı gibi, çevresindeki insanlara da yeterli ilgiyi gösteremez. Bu insanların vücutlarındaki yağ oranı arttıkça şişmanlık psikolojisinin ürünü olan kendine güvensizlik, beğenilmeme, çevresine mutlu gözüken fakat kendi içinde sorunları artarak devam eden, ağrı, stres gibi uyaranlara daha fazla uyarılma örneği gösteren kişilerden biri olurlar.
İnsanlarda meydana gelen fazla yağ, yani şişmanlık genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin dışında aile bireylerinin yanlış tutumlarından da kaynaklanır. Şişmanlık eğilimi bulunan insanların aileleri incelendiğinde aile bireylerin birinin veya ikisinin birden sevgiden veya içtenlikten mahrum olarak büyüdükleri, sevginin karşılığı olarak da yiyeceğe yöneldikleri sıklıkla görülür.
Fast food ürünleri, besleyici değeri daha fazla olan ev yemeklerinden daha ilgi çekicidir. Çocukların bu tür yiyeceklere karşı ilgileri artarken temel besin maddelerine olan ilgileri azalır. Böylece sağlıksız bir beslenmeye doğru gidilmiş olur. Temel gıda maddelerinin kullanımı bir disiplin içinde çocuklara verildikten sonra tabii ki belirli aralıklarla fast food ürünlerine, çikolatalara doğru ve yeterli beslenme programının içinde yer verilebilir.
Uzmanlar, sağlıklı bir vücuda sahip olmanın ve dengeli beslenmenin şartlarından birinin de yeterli su alınması olduğunu önemle hatırlatıyor. Çocukluk çağında başlayan ve ileriki yaşlarda da devam eden sıvı ihtiyacını meşrubattan sağlama isteği metabolizma için zararlı bir seçim. Çocuklara su içme alışkanlığının kazandırılması, ancak haftada belirlenecek sayıda gazlı veya gazsız meşrubatlara izin verilmesi gerekiyor.
:Güneş
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:37