Sivas katliamında tugay komutanı Vali'yi suçladı

Sivas katliamı davasının zaman aşımından düşmesinin ardından, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kusurlu kamu görevlileri için soruşturma başlatılabileceğini söylemişti.

1993'te Sivas Tugay Komutanı olan emekli Tuğgeneral Ahmet Yücetürk'ten de, olaylardan dönemin Valisi Ahmet Karabilgin'in sorumlu olduğu açıklaması geldi.

Yücetürk'ün, askerin yeterli müdahalede bulunmadığını ileri süren dönemin Karabilgin'e yanıtı Zaman gazetesinde yer aldı.

Yücetürk, Karabilgin'in olayları askere fatura etmeye çalıştığını öne sürerek, sorumluluğun tamamen valide olduğunu söyledi.

Yücetürk, "Sayın Vali Ahmet Karabilgin acaba vicdanen rahat mı? Elinde polisiniz, jandarmanız, size bağlı alay vardı. Bunları kullandın mı, bunlar neredeydi? Onun vicdanı olayda hayatını kaybeden 37 kişiden dolayı kapkara. Vicdanını aklamaya çalışıyor. Yukarıda Allah var ona hesap verecek. Karabilgin, Sivas gibi yere gelecek en son valiydi." dedi.

"Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, görevini yaptı mı yapmadı mı? O masanın altına girdiği zaman ben arabamla toplumsal olayların içindeydim. Neredeydin Karabilgin? O kafasını uzatıp camdan bakmadı" ifadesini kullanan Yücetürk, "Bir Mustafa Muğlalı olmadım." dedi. Yücetürk, vicdanen rahat olduğunu söyleyip o dönemde yapabileceği her şeyi yaptığını dile getiriyor. Ahmet Yücetürk, olayların olduğu gün acemi erlerin yemin töreni olduğunu belirtiyor. "Onlar ne yapması gerekiyorsa yaptı, görevini yaptı. Her türlü adli soruşturmayı geçirdim. Bunlardan dolayı hiç kusurlu bulmadılar. Karabilgin'in ilk valiliği, valiliğin ne olduğunu bilmiyor. Toplumsal olaylardan uzak, İl İdaresi Kanunu'nu bilmiyordu. Kütüphanenin tozları içinden getirip önüne koydum. Kimin yetkisinin ne olduğunu bilmiyordu. Sivas gibi yere gelecek en son valiydi" dedi.

Gazetede, Yücetürk'ün iddialarını üzerine Sivas Valisi Ahmet Karabilgin'in arandığı ancak rahatsızlığı nedeniyle konuşmayacağını bildirildiği bilgisi de yer aldı.

AABF ONURSAL BAŞKANI TURGUT ÖKER: DEVLET, KATLİAMI YAPANLARI KORUDU

ALMANYA Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Onursal Başkanı Turgut Öker, "Madımak katliamında sonra yaşanan tüm süreci sonuna kadar izledim. Bu katliamı gerçekleştiren devlet, oteli ateşe verenleri korudu, kolladı. Gerçek katiller ortaya çıkartılmadan maşa olarak kullanılanların üzerine atıldı" dedi.

2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen ve 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan Madımak Oteli davasının zaman aşımından düşmesi, bir grup tarafından Sultangazi Gazi Mahallesi’nde protesto edildi. Yaklaşık 250 kişinin katıldığı eylemde Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Onursal Başkanı Turgut Öker de bir açıklama yaptı. Öker, Gazi Cem Evi önü yaptığı açıklamada Madımak katliamından sonra yaşanan süreci sonuna kadar izlediğini belirterek, "Bu katliamı gerçekleştiren devlet, katliamda oteli ateşe verenleri korudu ve kolladı. Gerçek katiller ortaya çıkartılmadan maşa olarak kullanılanların üzerine atıldı. Bütün diğer katliamlar gibi Madımak katliamı da Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve valinin de içerisinde bulunduğu bir katliamdır. Biz o nedenle devletin planladığı bir katliamda devletin maşalarını cezalandırmasını beklemiyorduk" şeklinde konuştu. Bugün mahkeme sürecinde gerçek katillerin korunduklarını vurgulayan Öker, "Bundan sonra ki dönemde tetikçi olarak ihtiyaç duydukları katillere bir mesaj verdiler. ‘Yarın size bir emir verirsek size koruyacağız, kullanacağız’ dediler. Bu insanlık açısından utanç verici bir yaklaşımdır. Bütün dünyada insanları inancından ve kimliğinden dolayı katledenlerin, katliamları suç olarak kabul edilirken burada olayı birkaç maşaya yüklemeleri insanlık suçudur" diye konuştu.

BİZİM KADERİMİZ ALEVİLER OLARAK KATLİAMLAR TARİHİDİR

Direnmeden, bir araya gelmeden, bu zihniyete karşı bir mücadele vermeden, kaderlerinin değişmeyeceğini ifade eden Öker, "Türkiye’de, dünyada ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde bu anlayış ve zihniyeti teşhir edeceğiz. Bizim kaderimiz Aleviler olarak katliamlar tarihidir. Bugün artık Aleviler dünkü aleviler değil. Geçmişte ki katliamlarda sesi kesilen aleviler bugün 10 binlerce insan sokaklara dökülmekte. Bizler direnerek ve sokaklarda haklarımızı arayacağız" dedi. Grup, eylemin ardından olaysız bir şekilde dağıldı.