Medya
  • 24.1.2024 02:41

SOHBET -30.. Unutursan unutulursun

SOHBET -30
UNUTURSAN UNUTULURSUN
Bir kere hepiniz oturun kalplerinizi teker teker kontrol edin.  
Kalp kontrolü arabanın motor kontrolü gibidir. 
Kalbinizde; Eğer bir titreme, tıkanma ve kararma varsa araba gibi bakım zamanınızı çoktan aşmışsınız.
Kalbiniz acil bakım istiyor.
Kalbe bakım neyle olur? Sevgi ve muhabbetle. 
Bir kişi kavşak noktasına geldiğinde önüne iki levha çıkar.
Sağı gösteren levha ahireti, solu gösteren levha dünyayı gösterir.
Soru da şudur:
- Dünya mı, Ahiret mi?
Bu soruya vereceğiniz cevaba göre muamele edilirsiniz. 
Dünyayı isteyen ahireti kaybeder, ahireti isteyen dünyayı kaybeder.
Bu soruya karşılık kimsenin ikisini birden isteme hakkı yoktur. Cevap sadece birisi olabilir. 
Aynı anda hem sola hem de sağa sapmaya kalkan kaza yapıp, takla atar.
Biraz ondan biraz diğerinden. Böyle bir şey yok. Ya orası ya burası… 
Ölçü budur. 
Allahü teala o kadar merhametlidir ki; ahireti isteyen kullarına yine de cömertliğini gösterir. Dünya nimetlerini de verir. 
Tabi ki buradaki ölçü; verdiği o nimetlerin Allahü teala’dan olduğunu bilip buna şükür etmektir.
Dünyaya isteyenlere ise istediğinden fazlasını verir ama onlara ahiretten bir şey vermez
Şimdi tekrar soruyorum; Dünya mı Ahiret mi? 
Bu soruya akıldan değil kalpten cevap veriniz. Çünkü ölçü kalptir.
Eğer ahireti istiyorsanız, biliniz ki hiçbirinizin son nefesinize kadar sıkıntı ve problemi bitmez. 
Sorunsuz bir hayat, sıkıntısız bir yaşam, bir eli yağda bir eli balda yaşam düşünüyorsanız o zaman sorunun cevabı dünyadır. 
Ahiret elinizden uçtu gitti demektir. 
Enver abi ile otururken şöyle dedi;
“Emin ol dünyada zengin olmak hatta çok zengin olmak kolay iştir. 
Bunun basit bir yolu var. Allah’a dua et de ki, “Ya Rabbi ben ahiretteki haklarımdan vaz geçtim. Bana onları dünyada ver”
Emin ol, kısa sürede inanılmaz zengin olursun. Ama ahirette zırnık alamazsın. 
Aldıklarında da ölünce tükenmiş olur.
Bugün kâfirlerin durumu budur.
Onlar dünyada aldılar ahireti kaybettiler.
Akıllı kişi, sonu olmayan ahireti, 60-70 yıllık ömre feda etmez.
Bir de yarım akıllılar var.
Ne dünyadan ne de ahiretten vazgeçerler.
İki arada bir derede durumu idare ederek sonsuz saadete ereceklerini sanırlar.
Bu nedenle de iki tarafta da büyük sıkıntı çekerler.”
Hiç aklımızdan çıkarmamamız gereken bir kural var.
Allahü teala kullarından net tavır bekler.
Ne oradan ne buradan, ortadan!
Şer’an bitaraf olan bertaraf olur.
Kalbimiz kuşatma altında. 
Bir yanda nefs, öbür yanda şeytan var. 
Kendi başımıza bu çemberi nasıl kıracağız? 
Eğer tek başına bunu kırmayı düşünüyorsanız, siz ne nefsin tehlikelerinden ne de şeytanın tehlikesinden bihabersiniz
Bu çemberden hariçten bir yardım gelmeden çıkılmaz. Çıkılması imkânsızdır. 
İşte hal bu kadar hassas iken; hala bir takım sıkıntılar, bir takım problemler, şunlar bunları dert edip üzülüyoruz.
Esas, ana derdimiz olan Ahireti unutup, dünya dertlerini halletmeye çalışıyoruz.
Ahiret rahatsızlıklarını halletmeden dünya rahatsızlıklarından asla kurtulamazsın.
Peki, ama nasıl?
Bir kere şunu peşin olarak kabul edip sindirmek lazım.
Kâfirlere; dünya cennet, ahiret cehennemdir.
Müminlere; dünya cehennem, ahiret cennettir.
Cehennemde dert, sıkıntı ve üzüntü bitmez.
Gerçek Mümin; bu dünyada dert ve sıkıntısının hiç eksik olmayacağına inanan kimsedir.
O hayal ettiğimiz dünyadaki rahat ve huzuru unutalım. Çünkü Allahü teala’nın ilahi adaletinde çok temel bir şey var. 
Ya orası ya burası.  
Orada bir eli yağda olmak, burada da bir eli balda olmak yok. 
Eğer hem orada hem burada rahatlık olsaydı Allahü teala öncelikle Habibine verirdi. Allahü teala; “Âlemleri senin için yarattım” dediği Habibini, dünyada en fazla acı çeken kişisi yaptı. Sırf bize misal olsun diye.
Bize mi düştü rahat ve huzurlu hayat. 
Hem dünyada keyif çatmak, hem ahirette keyif çatmak yok böyle bir şey.  
Olmayan ve hiç olmayacak böyle bir şeyin kendisine nasip olacağını düşünmek ahmaktır. 
Aklımızı başınıza devşirelim. Bu işin şakası yoktur. Bu iş ya oradır ya buradır. O nedenle hem orada huzur hem burada huzur olmaz. 
Eğer ahirete talip iseniz, dünyada her anın sıkıntılı geçmesine talip olmuşsunuz demektir. Bunu dışında hiçbir ölçü yoktur. 
Bu bir oyun değildir. Bu bir kişinin yaşamında en ciddi olaydır. Bu hafife alınamaz. 
Onun için aklınız bir köşesinde geçen huzur ve rahat hayatı silip atınız. 
İkisine birden talipseniz, gidin secdeye kapanın. Alnınızı secdeden kaldırmadan tövbe edin. “Ya Rabbi, Beni af edin” deyin. Çünkü bilesiniz ki bir büyük hata yaptınız. 
Burada bilmeniz gerekli esas nokta şudur. Eğer kalbinizi yerli yerine oturtur, aklınızdan hayal kurduğunuz dünyaları siler atarsanız zaten Allahü teala sizlere bir takım nimetler ihsan eder. 
Hepimiz kimseye muhtaç olmadan bir hayat süreriz
Bir daha ve tekrar olarak söylüyorum; kardeşim işimiz kolay değil. 
Bunun karşılığında ödülün büyüklüğünü düşünün. 
Dünyada bir şey yok. Burası bir çöplük. 
Dünyaya sevgi ve muhabbetinizi, kaldırıp atın. Onun yerine ahiret sevgisi koyun. 
Şu anda açık ve net olarak söylüyorum. Eksiksiz hepimizin tövbeye ihtiyacımız var. 
Bu yüzden sık sık tövbe etmeliyiz. 
Tövbe etmeyi unutuyorsak Emin olun ki bunu şeytan unutturuyor.
Şeytanın unutturduğu şey mutlak sizin aleyhinizedir
Sözün Özü 
UNUTURSAN, UNUTULURSUN!
Rabbim ne kendini ne Habibi’ni ne de büyüklerimizi unutturmasın (AMİN)
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ

 

Güncellenme Tarihi : 24.1.2024 12:53

İLGİLİ HABERLER