Bir dönem Birleşmiş Milletler’in Kuzey Irak’ta yürüttüğü İnsan Hakları Projesi’nin sorumluluğunu üstlenen Kuzey Iraklı Davut Bağıstani, ABD ile PKK arasındaki buluşmayı doğruladı: "Görüşmeleri ben organize ettim ve bizzat da katıldım" dedi.
ABD - PKK görüşmesi, PKK Başkanlık Konseyi Üyesi Mustafa Karasu’nun imzasıyla ABD Dışişleri Bakanlığı’na yazılan iki sayfalık bir mektupla ortaya çıkmıştı.
Davut Bağıstani, Erbil’de yaşıyor. Çok iyi Türkçe biliyor. Barzani’ye yakınlığıyla tanınsa da diğer Kürt gruplar arasında da sayılan bir isim...
‘TÜM YAZDIKLARINIZ DOĞRU’
Kendisiyle dün, önce internet aracılığıyla İngilizce yazıştık, sonra telefonda uzun süre söyleştik. Yazıları okumuştu.
"Yazdıklarınızın hepsi doğru" dedi.
Görüşmelere bizzat kendisinin önayak olduğunu söyledi. Gerekçesini de şöyle açıkladı:
"11 Eylül’den sonra dünyada da Ortadoğu’da da koşullar tamamen değişti. Terörün hiç şansı kalmadı. PKK’lılara bunu söyledim. ‘Sizi El Kaide gibi görebilirler. O zaman durumunuz kötüleşir. Oysa yeni bir süreç başladı, dünya dengesi yeniden kuruluyor. Orada yerinizi almalısınız’ dedim. Düşündüler. Başta çok çekindiler, güvence istediler, ama sonra bana güvenip kabul ettiler."
Bağıstani daha sonra "öbür tarafa" yani ABD’lilere gitmiş. Amerikalılar, müttefik Türkiye’yi rahatsız etmeye çekindikleri için görüşmelere gayri resmi olarak katılmayı kabul etmişler. PKK’nın silahlı mücadeleden vazgeçmesi karşılığı Amerika’nın bu süreci destekleyebileceğini söylemişler.
İlk görüşmede PKK’lılar ABD yetkililerine "Siz bu savaşta Türkiye’nin yanında yer aldınız. Üstelik başkanımızı tutup Türkiye’ye verdiniz. Ama gördüğünüz gibi ardından Kürtlere yönelik bir açılım gelmedi" demiş.
Bunun üzerine - mektupta belirtildiği gibi - PKK’nın silahsız mücadeleye geçmesi, buna karşın ABD’nin de demokratik açılımlar için Türkiye’ye baskı yapması konusunda ilke anlaşmasına varılmış.
Bağıstani’ye "O ilk görüşmeden sonra yeniden buluştular mı?" diye sordum.
"Tabii... 5 - 6 görüşme oldu" dedi.
Son buluşma 1.5 ay önce gerçekleşmiş. Ancak hem Türkiye’nin, hem bölgedeki Kürt grupların tepkisinden korkulduğu için Kuzey Irak’ta buluşma olmamış.
"Yeni buluşmalar da olacak" diyen Bağıstani’ye bu görüşmelerden ne sonuç umduğunu soruyorum. Şöyle yanıtlıyor:
‘YARA DERİNLEŞİYOR’
"Kürt meselesi silahla hallolmaz. Başkalarıyla ve aramızda yaptığımız savaşlar, yarayı derinleştiriyor. Bu yolla bir yere varılamaz. Bir dönem Türkiye ve İran’daki Kürtleri Batı Bloku destekledi, Irak ve Suriye’dekileri de Doğu Bloku... Savaşı biraz da şartlar zorluyordu. Ama bugün şartlar değişti. ABD artık tek süper güç... Bu gerçeği kabul etmek ve buna göre hareket etmek zorundayız."
Bağıstani’ye ABD’nin sicilini hatırlatıyorum: "Bilmez miyim" diyor, "Uzun bir tarihi geçmişimiz var ABD ile... Mesela İran’da 60’lı, 70’li yıllarda Kürtleri destekliyordu, ama Kissinger, ilk fırsatta sattı Kürtleri... İran - Irak Savaşı’nda ‘Halepçe’ye kimyasal silahı İran attı’ dediler, sonra yeni çıkarlarına göre yeni bir senaryo kurup ‘Saddam attı’ya çevirdiler. Bugün de kara kaşımız, kara gözümüz için işbirliği yapmıyor bizimle..."
"- Ne için yapıyor?"
‘ABD’NİN HEDEFİ BÜYÜK’
"- Ortadoğu’da bir projesi var ABD’nin... Bu proje sadece Irak’la sınırlı değil. Suudi Arabistan’dan Suriye’ye, İran’dan Pakistan’a, Afganistan’dan Orta Asya cumhuriyetlerine kadar uzanan bir proje bu..."
"- Peki dün kendi çıkarı için sizi sattığını düşündüğünüz bir ülkeye bugün nasıl güveniyorsunuz?"
"- Güven yok. Ama süper gücü karşımıza alamayız. En azından onunla çatışmamak, onu bertaraf etmek zorundayız. Görüşmelerin amacı budur. Yoksa çıkarı söz konusu olduğunda ABD, Türkiye’nin de dostu değildir."
‘Türkiye’nin politikası yok’
Kuzey Irak’taki durumu sorduğumda ise Bağıstani, Türkiye’nin bir müdahalesine hiç sıcak bakılmadığını belirtiyor. "Türkiye, geçmişte Kürtler arasındaki çatışmaları besledi. Bu yanlış bir politikaydı. Şimdi ise bölgeye yönelik bir politikası yok. Oysa görev Meclis’indir" diyor. Her iki tarafta da savaşın sürmesinden yana olanlar bulunduğunu hatırlatıp provokasyonlara karşı uyanık olunması gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye’nin hemen yanı başında geleceğin pazarlığı yapılıyor, temelleri atılıyor. Türkiye, sessizce sonucu bekliyor.
milliyet
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:11