TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Yer Bilimleri Enstitüsü tarafından yapılan araştırmada, 7 Temmuz 2000'deki 4.8 ile 16 Ocak 2001'deki 4.4 büyüklüğündeki iki depremin, Tuzla -Maltepe hattında karada meydana geldiği belirlendi. 25-50 kilometre uzunluğunda olabileceği belirtilen ve aktif olan fayın Gebze, Darıca, Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe'yi içine alan bir hattı izlediği ortaya çıktı. Merkez Başkanı Prof. Dr. Naci Görür, bu hat üzerinde meydana gelen depremlerin Kandilli Rasathanesi'nin de verdiği bilgiler doğrultusunda bugüne kadar hep Marmara Denizi'nde olduğunun sanıldığını belirterek, şunları söyledi:
'TEHLİKELİ DEPREMLER'
''Fayın karada, Darıca'dan Maltepe'ye kıyı boyunca uzanan hat üzerinde olduğu ortaya çıktı. Bu depremler sığ depremler. Derinliği 7 kilometre. Bunlar tehlikeli ve hasar yapıcı depremlerdir. Gebze, Darıca, Tuzla, Kartal, Pendik, Maltepe hattı çok yoğun nüfus birikiminin ve çok önemli yapıların olduğu bir bölge. 1999 depremlerinden sonra da bu bölgede önemli hasarlar meydana geldi. Bu fayın araştırılması gerçekten İstanbul için hayati bir önem taşıyor.''
'EK BÜTÇE LAZIM'
Yaz boyunca bu fayda çalışmalar yapacaklarını, bunun için 300 milyar lira gibi bir bütçe ayırdıklarını anlatan Görür, ''Ancak bu bütçe küçük, daha ek bütçeye ihtiyacımız var. Bunun için hükümetle görüştük. Bu çalışmayı, MTA, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü, Yıldız Teknik Üniversitesi ile Almanya'dan Darmstadt Teknik Üniversitesi ve Sayer Şirketler Grubu adlı özel bir şirketle birlikte yürüteceğiz'' dedi. Prof. Naci Görür, mevcut fayı öğrenebilmek için bölgede sismik yansıma ve kırılma yöntemlerini uygulayacaklarını belirterek, yapacakları çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:
DİNAMİT PATLATILACAK
''160 kuyu açmayı düşünüyoruz. Bu kuyuların her biri 20 metre derinlikte olacak. Bu 160 kuyunun her birine 10 - 15 kilo dinamit koyacağız ve bu dinamitleri patlatacağız ve böylelikle yapay bir sismik kaynak üretip ölçümleri yapacağız. Altı tane de 40 - 50 metre derinliğinde kuyular açacağız. Bunlara da 50 kiloluk dinamit koyup patlatacağız. Sonuç itibariyle aletsel kayıtlarımızı almış olacağız.'' Kaynak bulabilirlerse dinamit patlatma yerine vibro sistem denilen sarsma yöntemiyle çalışacaklarını kaydeden Görür, ''Bunların nedeni bu hattaki depremlerin kaynağı, buradaki mevcut sismik zonun nasıl olduğu, ne anlama geldiği, Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ile ilişkisinin ne olduğu, İstanbul'da beklediğimiz deprem sonucunda bu hattın nasıl davranacağı, ne büyüklükte bir deprem oluşturacağı ve nasıl zarar vereceği konusunu öğrenmek'' dedi.
TEHLİKENİN BOYUTLARI 4 AŞAMADA SAPTANACAK
Görür, projenin aşamalarını da şöyle özetledi: ''20 istasyonda 10 ay sismolojik izleme yapılacak. Mikro deprem dağılımlarını göreceğiz. Bu bize fayın özellikleri hakkında önemli ipuçları verecek. İkinci olarak fay mekanizma çözümleri üzerinde çalışacağız. Bununla da fay zonunun sismotektonik yapısını ve KAF ile olan ilişkisini tanımlamaya çalışacağız. Üçüncü yöntem daha önce bahsettiğim kuyular açarak sismik yansıma ve kırılma yöntemi. Son olarak GPS ve mikrogravite ölçümleri yapacağız. Bununla da faydaki enerji birikimini, deformasyonu, yamulmayı inceleyeceğiz.''
(Milliyet)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:08