MUSTAFA MUTLU''NUN VATAN''DAKİ YAZISI:
''VEREM, ET VE SÜTTEN BULAŞIYOR'' UYARISI
Dünkü yazımda içten içe ilerleyen sinsi bir tehlikeden, veremden söz etmiştim. Merkezi Ankara''da bulunan Tıp Kurumu''nun hazırladığı ''''Verem Raporu''''na göre ülkemizde her yıl 40 bin dolayında insan bu hastalığa yakalanıyor, tam 3 bini de ölüyordu...
Yazıma duyarlı çevrelerden ciddi katkılar geldi...
Bunlardan biri de veterinerlik dünyamızın duayen isimlerinden Prof. Dr. Hazım Gökçen...
Sayın Gökçen veremin koyun, sığır gibi geviş getiren hayvanlarda sıklıkla görüldüğünü belirtiyor ve özetle şunları söylüyor:
''''Eğer veremli bu hayvanların etleri ve sütleri tüketilirse, onlardaki bu hastalık insanlara da bulaşır. Elimizde güvenilir istatistiki veriler olmasa da günümüzde Türkiye''deki ineklerin yarısından fazlasının veremli olduğu rahatlıkla söylenebilir. Hayvanlarda veremin ortadan kaldırılamamasının en önemli nedeni, ayrılan bütçenin yetersizliğidir. Halen yürürlükte olan Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu''na göre hayvanlarda verem, ihbarı mecburi ve tazminatlı bir hastalıktır. Ama tazminat miktarı o denli düşüktür ki, hayvan sahipleri bunu genellikle gizlemektedir. İşte; sizin de yazdığınız gibi insanlarda verem hastalığının artmasının en önemli nedeni, bu hastalığa hayvanlarda sıklıkla rastlanması ama önlem alınmamasıdır. Oysa veremin önlenmesinin yolu, tek tek sineklerle mücadele etmekten değil, bataklığı kurutmaktan geçer. Bataklık ise hastalıklı hayvanlardır. Devlet insanlardaki veremin tedavisine ayırdığı paranın yarısını hayvanlara harcasa ve hastalıklı hayvanlar itlaf edilebilse, hem yılda 3 bin insanımız boşu boşuna ölmeyecek, hem de kamu bütçesine önemli bir tasarruf sağlanmış olacaktır.''''
***
Prof. Dr. Hazım Gökçen''in bu uyarısından sonra hemen şu hatırlama yararlı olur:
Sakın ''''et yememeye, süt içmemeye'''' kalkışmayın... Çünkü veteriner kontrolünde elde edilen et ve süt ürünlerinin tüketilmesinde hiçbir sakınca yok. Sakınca, kaçak olarak üretilen et ve sütün tüketilmesinde.
Şimdi sıra Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı''nda...
Umarım yılda 40 bin kişinin hastalanmasına, 3 bin kişinin ölümüne daha fazla seyirci kalmazlar ve gerekli önlemleri ''''bilimin uyarıları ışığında'''' almakta gecikmezler.
Eylemcilere dikkat!
PKK; Şemdinli''deki olayları fırsat bilerek tüm güneydoğuda provokatif eylemlere yöneldi. Terörist başı lehine sloganların atıldığı, PKK''nın efelik tasladığı bu eylemlere katılanların görüntülerine alıcı gözle bakın...
Çoğunluğun kadın ve çocuklardan oluştuğunu göreceksiniz! Yani PKK her fırsatta sözüm olan isyan fitilini ateşliyor (!) ama kadın ce çocukların arkasına saklanarak...
Ne cesaret ama!
Bütün hekimler göreve
Malatya Çocuk Yuvası''nda şiddete maruz kalan çocuklar, getirildikleri İstanbul''da tepeden tırnağa muayeneden geçirilmişler. Aralarında ayağı kırık olanlar, kulaklarına, burunlarına plastik tıkaç kaçanlar bile tespit edilmiş. Bu çocuklar artık (özel...) çünkü bütün Türkiye''nin gözü, kulağı onlarda...
Peki; ya diğerleri?....
Diğer çocuk yuvalarında yaşayan, Malatya''dan getirilenler kadar gözönünde olmayanlar ne olacak? Onların aralarında benzer sorunları yaşayanların olmadığından nasıl emin olacağız?
***
Bütün illerimizdeki takip odalarını göreve davet ediyorum: En kısa zamanda uzman hekimlerden oluşan ekipler kurulmalı ve Çocuk Esirgeme Kurumu''na bağlı yuvalardaki tüm çocuklar kapsamlı bir muayeneden geçirilmeli...
Bu, bizim onlara insanlık ve vatandaşlık borcumuz...
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:39