Gündem
  • 19.4.2011 10:54

ŞOK KARARA SİYASİLERDEN İLK TEPKİ... SEÇİM ERTELENEBİLİR Mİ?

BDP, desteklediği 7 aday için Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından veto kararı vermesi ardından izleyeceği yolu 2-3 gün içinde belirleyecek. Seçime bağımsız girebilmek için BDP Genel Başkanlığı’ndan istifa eden Selahattin Demirtaş, YSK’ya itirazda bulunacaklarını, sonuç alamazlarsa, kesin kararlarını 2-3 gün içinde vereceklerini söyledi.

SEÇİME GİRMEYEBİLİRİZ

YSK’nın kararı, Kürtlerin demokratik siyasete katılımını engelleyen bir karardır" diyen DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ise , parti olarak ne yapacaklarına karar vereceklerini ancak eğilimin seçimlere girmeme yönünde olduğunu söyledi.

AK PARTİ VE CHP'DEN YSK'YA TEPKİ

Selahattin Demirtaş, "Faşizan bir tutum ve siyasi bir komplo, devlet komplosu” derken, Meclis’teki iki parti de YSK’yı eleştirdi ama AK Parti’den BDP’ye de suçlama geldi.

CHP adına konuşan Sezgin Tanrıkulu ise, YSK'nın veto kararını siyaseten meşru görmediklerini söyledi.

AK Parti ise hem YSK'yı hem BDP'nin tavrını eleştirdi. Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, siyasi katılımları engelleyen bütün tasarrufların karşısında olduklarını söyledi.

BDP'lilerin "Bu bir komplo" yorumuna da tepki gösteren Çelik, "Bu bir komplo ise BDP'nin de buna ne kadar teşne olduğu ortaya çıkıyor" dedi.

"BDP KARARI KULLANIYOR"

BDP'nin Yüksek Seçim Kurulu kararını kullanarak AK Parti ile çatışma zemini yaratma gayretinde olduğunu savunan Çelik, "Gerçekten Kürt sorununu çözmek istiyorlarsa, yapmaları gereken terörü adres göstermek değil, demokratik taleplerin ivmesini yükseltmektir" diye konuştu.

YSK KARARI GÖZDEN GEÇİRMELİ

YSK'nın kararını değerlendiren TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de, "Karar parlamentonun misyonunu zayıflatmıştır" dedi.

Şahin, "Demokratik vicdanın kabul edilebileceği bir karar değil. Şartlar müsaitse YSK kararı gözden geçirmeli" diye konuştu.

TUZAK MI KURUYORSUN?

Kararla ilgili bir değerlendirme de eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan geldi.

Baykal, kararın Türkiye'nin nasıl ciddi bir yönetim kriziyle karşı karşıya bulunduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi.

Kararın üzüntü verici olduğunu kaydeden Baykal, "Hata olduğunu önceden ilan et de aday olmasın. Onu da yapmayacaksın. Tuzak mı kuruyorsun?" diye sordu.

Bu arada, YSK'nın 12 bağımsız milletvekili adayının, adaylıklarının iptaline ilişkin kararı ilgili il seçim kurullarına gönderildi.

SEÇİLME VE SEÇME HAKKINA DARBE VURULDU

Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, yazılı açıklamasında, verilen karardan kişilerin sorunu olmadığını, seçilme değil seçme hakkına "darbe" vurulduğunu öne sürdü.

"YSK’nın bu kararı, bütün Türkiye’yi ilgilendiren vahim sonuçlar doğurabilecek niteliktedir" diyen Kurtulmuş, "Demokratikliği ve adilliği yüzde 10 barajı nedeniyle zaten tartışma konusu olan 12 Haziran seçimleri, YSK’nın bu kararı ile demokratik meşruiyetini bütünüyle kaybetme noktasına gelmiştir. Endişe ederiz ki, seçimin güvenliğini, hatta ülke barışını ciddi bir şekilde tehdit edecek sonuçlar doğurabilir" ifadelerini kullandı.

SEÇİM SADECE 39 GÜN ERTELENEBİLİR

YSK’nın, ikisi milletvekili 12 bağımsız aday hakkındaki ‘’Veto’’ kararı ortalığı karıştırırken Ankara’da ‘’Seçimin ertelenmesi’’ tartışmaları başladı. Ancak Anayasa gereği 12 Haziran seçimleri en çok 39 gün süreyle ertelenebiliyor.

Anayasa’daki 4 yıllık seçim dönemi nedeniyle seçimin en geç 22 Temmuz 2011’e kadar yapılması gerekiyor. Anayasa, savaş durumu hariç, seçimlerin daha uzun süreyle ertelenmesine olanak tanımıyor. TBMM seçimleri en fazla 39 gün süreyle erteleme kararı alsa dahi, yasal engelleri aşmak için yapılması gereken Anayasa değişikliği 227 milletvekilinin yeniden aday gösterilmemesi nedeniyle imkansıza yakın bulunuyor. Anayasanın referandumsuz kabulü için 367 oy gerekiyor.

Seçimlerin 39 gün süreyle ertelenmesi de Anayasa ve yasalar gereği sorunu çözmüyor. 39 günlük sürede TBMM’nin acil yasal düzenlemeler ile soruna çözüm getirmesi çok zor görünüyor. Yeniden aday gösterilmeyen AKP’li 167 milletvekili ile diğer partilerdekilerle birlikte 227 vekil, Anayasa’da yapılması gereken değişikliklere onay vermeyeceği, hatta Genel kurula dahi gelmeyeceği için değişiklik zora giriyor.

BAKANLAR YSK'NIN KARARINI DEĞERLENDİRDİ
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) bazı bağımsız milletvekili adaylıklarının iptaline ilişkin kararını değerlendirirken "Dün aldıkları kararla Türkiye'de demokrasiye zulüm yapma konusunda ne kadar arzulu olduklarını bir kez daha gördük" dedi.
Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'nin 49. toplantısı için Brüksel'e gelen Bağış, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nde Türk kökenli üniversite öğrencilerine hitap etti.
Gençlerden demokrasiye sahip çıkarak Türkiye'deki seçimlerde oy kullanmalarını isteyen Bağış, konsolosluklarda oy kullanılamadığının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:
"Maalesef Türkiye'de YSK var. Dün aldıkları kararla Türkiye'de demokrasiye zulüm yapma konusunda ne kadar arzulu olduklarını bir kez daha gördük. Beğenmesek de maalesef saygı duymak zorundayız. Anayasamız onu gerektiriyor.
Keşke biz arzu ettiğimiz gibi konsolosluklarımızda, elçiliklerimizde sizlere oy kullandırtabilseydik. Ama bu konuda YSK'nın aldığı karar... İnşallah bir daha ki seçime onun gerekli altyapısını da hazırlayıp o tür saçma kararların alınmasını engellemek için elimizden geleni yapacağız."
Bağış, bazı bağımsız adayların seçime az bir süre kala ve başvuruların süresi dolduktan sonra yasaklanmasının "Türkiye'de demokrasi adına hoş bir görüntü vermediğini" kaydederek, "Bunlar yurt dışında maalesef Avrupa Parlamentosu'nda, Avrupa Konseyi'nde çok farklı ortamlarda önümüze gelecek olan konulardır. Bu görüntüler Türkiye'ye yakışmıyor. Bunlar hiçbir şekilde Türkiye'de ne iktidar partisi ne diğer partilerimize artı yazmaz. Bunları hiçbir şekilde kimse hükümetimizle bağlamaya veya ilişkilendirmeye kalkmasın. YSK'nin bu tavrı tamamen kendilerinin yaklaşım tarzıdır. Ümit ediyoruz ki Türkiye bugüne kadar demokrasi yolunda nasıl birçok zorluğu aştıysa bunları da aşacaktır" ifadesini kullandı.
Egemen Bağış, Türkiye'nin demokrasisi sayesinde Tunus ve Mısır gibi ülkelerde ilham kaynağı olduğunu belirterek bu ülkelerde reformları destekleyen AB'nin öte yandan Türkiye'nin katılım müzakerelerini siyasi mülahazalarla engelleyerek kendisiyle çelişkiye düştüğünü anlattı.
Türkiye'nin AB için kilit bir ülke olduğunu vurgulayan Bağış, "Türkiyesiz bir Avrupa'nın hayat damarlarından biri kopmuştur" dedi.
AB'nin bu çelişkili tutumuna rağmen reformları sürdürdüklerini belirten Bağış, "Gandi ne demiş? Gerçek Gandi'den bahsediyorum, çakma Gandi'den değil. 'Sıkılmış yumrularla el sıkışamazsınız'. Ama biz sıkılmış yumruklarla da el sıkıştık" diye konuştu.
Başmüzakereci Bağış, Fransa Senatosu Hukuk İşleri Komisyonu'nun 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını reddedenlerin cezalandırılmasını öngören yasa teklifi aleyhine görüş bildirmesini değerlendirirken, raportörün ikna edici argümanlar ileri sürdüğünü ve bu yaklaşımın benimsenmesi umudunu taşıdıklarını söyledi.
Yasa teklifinin kabul edilmesinin "Fransa demokrasisinin ayıbı bir karar" olacağı uyarısında bulunan Bağış, Fransız Senatosu'nun bu "tarihi hataya düşmeyeceği" beklentisinde olduklarını ifade etti.
Türkiye'nin ekonomi başta olmak üzere diğer alanlarda yaptığı atılımları kültür alanında da sürdürmek için Yunus Emre Enstitüsü'nü açtıklarını anlatan Bağış, Brüksel'deki merkezin Türkiye'deki hoşgörü kültürünü Avrupa'ya tanıtacağını dile getirdi.
Bağış, konuşmasının ardından Yunus Emre merkezinde "Aşk Olsun" adlı Mevlevi temalı fotoğraf sergisini gezdi.

-"KARAR, HÜKÜMET İLE İLİŞKİLİ DEĞİLDİR"

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker de Diyarbakır'daki Demirok Düğün ve Konferans Salonu'nda AK Parti milletvekili adaylarının tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını iptal etmesine değinerek, rakiplerinin sahadan çekilmesinden yana olmadıklarını belirtti.
Bu kararın kendilerini sevindirmediğini ifade eden Eker, ''Biz rakiplerimizle sandıkta mücadele etmeyi tercih ederiz. Bizim arzumuz budur. Yüksek Seçim Kurulunun aldığı karar, hükümet ile ilişkili değildir. Hükümetin bir kararı değildir. Çünkü aynı YSK bizim genel başkanımızı da 2002 yılında seçime girmekten men etti. İşte tam da bu tür uygulamalar sebebiyle AK Parti'nin 3. dönem iktidara gelmesi ve geriye dönüşü olmayacak bir şekilde Türkiye'nin sivil bir anayasaya kavuşması lazım'' dedi.

-GÜNAY: ÇOK ÜZGÜNÜM

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce hazırlanan ''Türkiye Okuma Kültürü Haritası Projesi''nin sunumunun ardından çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''Bağımsız milletvekili adaylarının, adaylıklarının veto edilmesi gündeme yerleşti bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine Günay, ''Çok üzgünüm. Türkiye'nin demokratik ufkunu açacak olan bir seçime giderken, demokratik yaşamı kısıtlayan yeni düzenlemelerin seçim kurulu eliyle gündeme getirilmiş olması ve bunun dayanaklarının yasada, anayasada bulunuyor görünmesi gerçekten Türkiye'nin demokratik gelişmesi açısından kaygı verici bir durum. Bu da bizim yeni bir anayasa yapma ihtiyacıyla nasıl, her gün yeni bir olayda yeni baştan karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor'' dedi.

-"YSK'YA TALİMAT VERİLDİĞİNİ SÖYLEMEK, HAKSIZLIKTIR"

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Parlamentoda YSK'nın, aralarında BDP'nin desteklediği bazı adayların da bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayının başvurusunu iptal etmesine ilişkin sorularını yanıtladı. Elitaş, adaylık engellemesini ilk yaşayan siyasi parti olduklarını belirterek, YSK'nın 2002 yılı seçimleri öncesinde AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da adaylık başvurusunu kabul etmediğini anımsattı.
Bunun yanında, Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulması ile ilgili kanunda, 120 günlük süreyi 60 güne indirdiklerini kaydeden Elitaş, YSK'nın, TBMM'nin iradesini yok sayarak kanunu eski haline getirdiğini ifade etti.
Elitaş, YSK'nın, yurt dışında yaşayan Türkler'in oy kullanmasına ilişkin düzenlemenin uygulanmasını da ''hazır olmadığını'' gerekçe göstererek engellediğini, bu nedenle yurt dışındaki 2,5 milyon vatandaşın oy kullanamayacağını söyledi.
BDP'nin, YSK'nın kararıyla ilgili hükümet yönelik eleştirilerini değerlendiren Elitaş, ''Haksız bir eleştiri. 3 Kasım 2002 seçimlerinden bu yana yaşadığımız örnekleri ifade ettim. Bu konuda mağdur durumda olan bir siyasi partinin YSK'ya talimat verdiğini söylemek, YSK'ya, Türk milletine yapılan büyük bir haksızlıktır'' dedi.

-"BARAJ YÜZDE 5 OLSAYDI BU TARTIŞMALAR YAŞANMAYACAKTI"

DSP İzmir İl Başkanlığında düzenlenen toplantıyla milletvekili adayları tanıtıldı. DSP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir 2. Bölge 1. sıra milletvekili adayı Erol Tuncer, yaptığı konuşmada, partisinin barajı aşarak parlamentoya girme mücadelesi verdiğini belirtti.
Bugüne kadar yapılan seçimlerin her birinin ayrı bir önem taşıdığını, 12 Haziran genel seçiminin de önemli olduğunu dile getiren Tuncer, ülkenin şu anda terör ve Kürt sorunu, ekonomik durum, demokratikleşme, yeni anayasa, başkanlık sistemi ve yolsuzlukla ilgili tartışmaları yaşadığını savundu.
Türkiye'nin cari ve bütçe açığından yakasını bir türlü kurtaramadığını, büyümenin ihracata ve borca dayalı olduğunu, Türkiye'nin işsizlik sorununun çözülemediğini ileri süren Tuncer, Türkiye'nin ekonomik büyüklük anlamında dünyada 16. olmasına karşın kişi başına düşen gelirde dünyada 55-60. sırada yer aldığını öne sürdü.
Yüzde 10 seçim barajını da eleştiren Tuncer, bir basın mensubunun DSP'nin iktidarda bulunduğu dönemde bu konuda neden bir düzenleme yapılmadığına ilişkin sorusu üzerine, o dönemde bunu değiştirecek çoğunluğa sahip olamadıklarını söyledi.
Bir basın mensubunun YSK'nın 12 bağımsız adayla ilgili iptal kararına yönelik sorusunu Tuncer, şöyle yanıtladı:
''Yüzde 10 baraj sebebiyle BDP seçime girmek yerine bağımsız adaylar yoluyla parlamentoya girmek istiyor. 2007'de de girip grup kurdular. Mecburen kanunu yandan dolaşarak çözüm bulunuyor. Baraj yüzde 5 olsaydı bu tartışmalar yaşanmayacaktı. YSK kararları kesindir. YSK son karar merciidir. Bağımsız adaylar il seçim kuruluna başvurularını yapıyorlar. Yanlışlık olma ihtimaline karşı siyasi partilere 2 gün süre veriliyor. BDP'nin bu şansı yok. Kürt kökenlilerin temsili ilişkileri yumuşatır. BDP'nin grup kuramaması, seçimlere girmemesi siyasi bunalıma dönüşebilir. Bunu tasvip etmiyorum. Dilerim bu noktaya gelmez.''

-"SEÇİM SONUÇLARI ETKİLENİR"

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ise yaptığı yazılı açıklamada, YSK kararının ''siyasi bir karar olarak'' algılandığını belirtti. Kararın sonuçlarının da siyasi olacağını ileri süren Topçu, şunları kaydetti:
''Sandıktan hormonlu sonuçlar çıkacaktır. Bu da hem demokrasi hayatımız hem de toplumsal huzurumuz açısından sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır. Bu durum sürpriz olmuştur ve şuyuu vukuundan beter olmuştur. Mevcut durum seçim sonuçlarını direkt etkileyecek bir olaydır. Birileri bu kesimlerin daha fazla oy almasını mı istiyor acaba diye insan düşünüyor. Şiddete bulaşmamak kaydıyla bütün görüşlerin örgütlenme ve seçilme hakkına saygı duyulmalıdır. Türkiye'de uygulanan yüzde 10 seçim barajı seçmenin iradesinin sandığa yansımasını engellemektedir. Seçim barajı uygulaması bir kısım zorlama yöntemlerle aşılmaktadır.''
Topçu, açıklamasında seçim barajının ''makul bir seviyeye'' indirilmesinin toplumu rahatlatacağını da savundu.

YSK KARARINA ELEŞTİRİLER
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, YSK'nın iptal kararının yasal olduğunu, ancak böyle bir düzenlemenin gerekli olup olmadığı konusunun tartışılabileceğini söyledi.
Gazetecilerin, Yüksek Seçim Kurulu'nun, bazı bağımsız milletvekili adaylarının başvurusunu iptal etmesine ilişkin sorularını yanıtlayan Yakut, kararın tamamen yasal olduğunu söyledi.
Milletvekili olabilme şartlarından birinin, ''kişinin hüküm almaması, eğer hüküm almış ise memnu haklarının iadesinin verilmesi'' olduğunu ifade eden Yakut, ''YSK'nın kararı, mevcut yasalar karşısında tamamen kanuni. Ama, böyle bir düzenlemenin olması gerekli midir değil midir konusu tartışılabilir'' dedi.
Bu durumun daha önce bir örneğinin yaşandığını belirten Yakut, MHP'den aday gösterilen Ali Halaman'ın, daha önceki cezası ile ilgili memnu haklarını almaması nedeniyle adaylığının iptal edildiğini anımsattı.
Yakut, adaylıkları iptal edilen kişilerin daha önce memnu haklarının idesini almaları halinde YSK'nın böyle bir karar veremeyeceğini kaydetti.

-CHP'Lİ TANRIKULU: DOĞRU BİR KARAR DEĞİL

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise YSK'nın 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını iptal etmesiyle ilgili, ''Doğru bir karar değil'' değerlendirmesi yaptı.
Terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK ile ilgili dava duruşmasını izlemek üzere Diyarbakır Adliyesine gelen Tanrıkulu, burada gazetecilerin YSK'nın 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını iptal etmesiyle ilgili sorularını yanıtladı.
Adaylardan hem Hatip Dicle hem de Leyla Zana'nın mahkemeden memnu hakların iadesi kararı aldığını, bu nedenle bu kişilerin seçilmelerine hukuken engel olmaması gerektiği düşüncesinde olduğunu bildiren Tanrıkulu, şöyle dedi:
''Siyasal hiçbir mahkumiyetin Mecliste temsil edilmeye engel olmaması gerekir. Bu nedenle doğru bir karar değil. Ayrıca hukuken de ben doğru olduğunu düşünmüyorum. Memnu hakların iadesi kararı af dahil bütün sonuçları ortadan kaldıran bir yetkiye sahiptir. Ayrıca daha önce vekillik yapmış Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel'in de 4 yıl sonra bir daha milletvekili seçilmeyecekleri yönündeki YSK kararı da Türkiye'de hukukun garabetini ortaya koymaktadır. Bu karar bana göre sadece adayların adaylıklarının iptali ile sınırlı kalmayacaktır. Biz öteden beri bütün bunları görerek, Türkiye'de sorunların Mecliste çözülmesi açısından, seçim barajının düşürülmesini ve siyasal partiler yasası ile seçim yasasının değiştirilmesini ve demokratik hale getirilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Bütün bu öngörülerimiz bugünler içindi ve Türkiye içindi. Türkiye'de sorunların barış içerisinde toplumsal uzlaşma içerisinde çözülmesiydi. Bu nedenle CHP'nin bu öngörüsü bir kez daha doğru çıkmıştır, sivil toplum örgütlerinin öngörüsü doğru çıkmıştır. AKP'nin bu inattan vazgeçmesi gerekir.''
Tanrıkulu, ''BDP, parlamentonun toplanmasını istiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, ''Bizim CHP'nin yetkili kurumları buna karar verecektir. Bugün MYK toplantımız var'' yanıtını verdi.
Tanrıkulu, ''BDP'nin bölge milletvekili adaylarının adaylıktan çekilmesini istediğine ilişkin'' soru üzerine de ''O konuyu şimdi değerlendirmek konumunda değilim. Ama ben bu kararın siyaseten ve hukuken doğru olmadığı görüşündeyim'' dedi.

-ZEYBEK: HERHANGİ BİR KOMPLO GÖRMÜYORUM

DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek de ''Sanki sadece YSK'nın bağımsız adaylara yönelik bir uygulaması gibi anlatılıyor. Halbuki arşiv taraması sırasında bizim partimizden de 12 arkadaşımızın adaylıkları iptal edildi. Fakat biz yerine başka adayları koyduk, eksiklerimizi tamamladık ve seçime giriyoruz. Şu haliyle işin içinde herhangi bir komplo görmüyorum. Tabii bir hadisedir, büyütülecek bir şey yoktur. Kötü niyetliler bunu kullanabilir, bunu yaşayarak göreceğiz. Herhangi bir siyasi baskı olsa en az yarısının adaylıkları iptal edilirdi'' görüşünü de ifade etti.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 18:21

İLGİLİ HABERLER