
ŞOK ÜSTÜNE ŞOK YAŞAYAN BABAYA 'DERHAL BOŞAN' BASKISI
Tuncay Engin, hiçbir babanın kolay kolay üstesinden gelemeyeceği iki büyük şoku üstüste yaşadı. Önce, canı gibi sevdiği 2 yaşındaki oğlu Şeref Can'ın kaybolmasıyla yıkıldı... 4 ay boyunca tüm Türkiye'de oğlunu aradı. Tam umudunu kesmişken çocuk bulundu. Fakat talihsiz baba, Şeref Can'ına kavuşmanın mutluluğunu yaşayamadan bir başka şokla sarsıldı. 4 aydır gözyaşı döktüğü Şeref Can kendi oğlu değildi ve kaybolmasının ardında, kendisini yıllardır aldatan eşi ile Şeref Can'ın gerçek babası vardı. Bu korkunç gerçekler, sadece onu değil 4 ay boyunca acılarını paylaşan, onlarla gözyaşı döken tüm Türkiye'yi şaşkına çevirmişti. Hatta Türk halkı, kendini babadan daha fazla aldatılmış hissetti. Kendisiyle birlikte büyük bir oyuna gelen Türk halkından özrü de yine baba diledi. Büyük bir çöküntü yaşadığı için psikiyatristi Dr. Tanju Sürmeli'nin eşliğinde VATAN'a konuşan Tuncay Engin, "Şeref Can'ı bulmak için bütün birimler seferber oldu. Analar benimle birlikte gözyaşı döktü ve çocuk bulundu. Peşinden bir sürü olayla karşı karşıya kaldık. Ben olayların bu şekilde gelişmesinden hoşnut değilim. Ben Türk toplumunu aldatacak hiç bir harekette bulunmadım ve çok üzgünüm. Türk toplumundan da, böyle buruk bir sevinç ve üzüntü yaşattığımız için özür diliyorum" dedi.
Boşanacak mı?
Yasak ilişkinin patlak vermesinin hemen ardından yaptığı, "Eşimin yanındayım" açıklamalarıyla özellikle aile çevresinde şaşkınlığa yol açan Engin'e, ilk tepki babası Ali Engin'den gelmişti. Baba Engin, oğlunun yaşadıklarının "çok zor" olduğunu belirterek, "Onun durumu zor ama evlilik sürerse oğlumuzu reddedeceğiz" dedi. Annesi Suna Engin de, "Zaten kapanmadan önce mini etek giyiyordu. Karısını boşasın" diyerek benzer bir rest çekti. Tuncay Engin de gerek ailesinden gerekse toplumdan gelen baskılara dayanmaya çalışıyor. Eşinden boşanıp boşanmayacağı henüz belli değil. VATAN'a yaptığı açıklamada da değerlerine sahip çıkacağını ve bundan sonra kendisi için yeni bir gelecek başladığını söyledi.
Kızımın da annesi...
Ancak kararı ne olursa olsun, Engin'in çocuklarından vazgeçmeye hiç niyeti yok. "Yıldız, 7 yaşındaki kızımın da annesi. Onun geleceği için alacağım kararlarla, kendi özel yaşantımı sürdüreceğim. Hayatımıza devam etmek için bazı unsurlar var. Ben çözüm arayışı içindeyim. Hukuki çerçevede gerekirse DNA testi yaptıracağız ve sonuçlara göre gerekeni yapacağız. Bizim soyadımız Engin. Bu soyadını, bedeli ne kadar ağır olursa olsun taşıyacağız" sözleriyle de gerek Şeref Can'a gerekse kızına sahip çıkacağı mesajını verdi.
Türk filmine çevrilmesin
Engin, sağlıklı bir karar alabilmek için basının da kendilerini rahat bırakmasını istedi: "Olaylar haber harbi şeklinde devam ettikçe herkesin psikolojisinin daha da bozulacağından ve bir vebal ödeneceğinden korkuyorum. Kurban aranmasın. Bundan sonra kesinlikle hiçbir basın yayın organıyla görüşmeyeceğim ve açıklama yapmayacağım. Bazı basın organları bu olayı bir Türk filmine çevirme gayretleri içinde. Olayların gittikçe magazinsel bir hale gelmesinden endişe duyuyorum."
Annenin ruh sağlığı bozuk
Yıldız Engin'in psikolojik anlamda ciddi sıkıntıları var. Kendisine ilaç tedavisine başladık. En az 6 ay tedavi görmesi gerekir. Anneye herhangi bir psikolojik baskı yaratılırsa hem kız çocukları, hem de Şeref Can için ciddi sorunlar çıkacaktır. Onlara sahip çıkalım Yanlızca bir film gibi izlenmesin. Bu olayda yanlızca kadını suçlamamalı. Burada evli bir kadınla ilişki kuran bir erkek de var. Şeref Can'ın annesini suçlamanın yanında bu olayların içine giren erkeğin de suçlanması gerekir. Biz bunu münferit bir olay olarak görmemeliyiz. Türk aile yapısında çatlamalar ciddi derecede oluyor. Türk toplumu ve devlet bu konuda ciddi araştırmalar yapmalı. Bence bununla ilgili çok ciddi çalışmalar yapılmalı. Bu aileye de, kendi iç sorunlarını kendi içlerinde halletmeleri için yardımcı olmak gerekir.