
SOSYOLOJİ PROFESÖRÜNDEN İLGİNÇ İDDİALAR: TESETTÜRLÜ SAYISI AZALACAK…
Prof. Faruk Birtek’e göre Türkiye’de yaşanan çalkantıların temel nedeni değişen sınıflar. “Eski elit ve yeni elit çatışıyor” diyen Birtek ekliyor: Gerilimin ipuçlarını görmek için iki grubun düğünlerine bakmak yeterli. Hâlâ eski elit ve yeni elit ayrı ayrı düğün yapıyor. Birbirlerinin düğünlerine gidiyorlar, ama düğünleri hâlâ ayrı
ARKA PLAN
Bu gün iktidar partisinin karşı karşıya bulunduğu sorunların temelinde, elinde bulundurduğu büyük güçten kaynaklanan tedirginliğin yattığı iddia ediliyor. Bu iddiayı geçtiğimiz hafta bizzat parti içinden bir ses, Kırıkkale milletvekili Vahit Erdem dile getirdi.
Biz de tedirginliğin ve Türkiye’nin çalkantılı resminin arka planını anlamak için cuma günü Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Faruk Birtek’le bir araya geldik.
Yıllardır siyaset sosyolojisi üzerine çalışan Birtek yaşadığımız çalkantıların temelinde değişen sınıfların olduğuna işaret etti. “Yeni elit ve eski elit arasında bir gerilim var” diyen profesör, bu gerilimin ipuçlarını iki grubun düğünlerinde görebileceğimizi söyledi ve ekledi: “Kız alış verişi olmazsa çok tatsız bir durum ortaya çıkar.”
Evet. AKP’ye karşıt görüşte olanlar ya da AKP’den tedirgin olanlar, ki ben değilim, partinin tek başına iktidar olmasından çekiniyorlar. Hak veriyorum. Benim gibi, ne AKP karşıtı, ne de AKP’nin lehinde olmayan, ortada olan biri herhangi bir iktidarın bu kadar güçlü olmasından tedirgin olur. Checks and balances denen denge sisteminin olması lazım.
İcraatlardan kaynaklanmıyor. İçerik değil pozisyon ile ilgili bir şey bu. Yüzde 47 öyle bir güç veriyor ki, insan iktidarın şişmesinden korkuyor. Liberal bir ortam için şişmiş bir iktidar sevimli değil.
Hayır, ajanda ile ilgili değil. Çok kuvvetli iktidarlar esas kendilerine çok dokunurlar, ki bu gün AKP’ye en büyük zararı kendisi veriyor. Yüzde 47 AKP’yi toplumdan koparıyor. Bir de mutaassıp Kemalistler bu gücün altında bir ajanda görüyorlar. Demokrasinin kendi aleyhlerine çalıştığını anlıyorlar ve bu kavram ile olan bağları inceliyor.
Niyet okumaktan. Toplumun onlardan uzaklaştığını hissediyorlar.
Hayır, olmadı.
Toplumdan uzak olduklarının bu kadar bariz ortaya çıkmış olmasından. Artık izole olma ihtimalleri var.
Atatürk’ün bir Batılılaşma ve demokrasi projesi hedeflediğine ve o dönemde Batı’yı en iyi anlamış düşünür olduğuna inanıyorum. Mutaassıp Kemalist dediklerim Atatürk’ten sonra, onun zamanında yaratılmış kadroların, ki bence onlar Atatürk’ün gerisindeydiler, devamı. Bunun örneğini CHP’de görüyorum.
Dağınıklar. Kimse “Biz Atatürk’çüyüz” diye bir parti kurmuyor. Bir “Atatürkçü” Partisi de olamaz bu devirde. Ama Atatürk’ün özlemini okuyarak yola çıkan var. Mesela kuvvetli AB yandaşları böyle bir çizgide.
Hayır, diyemeyiz. AKP’nin Atatürk geçmişini anlayacak bir geçmişi yok.
Hayır, yok. Orada bir boşluk var. Dolması lazım.
Sosyal demokrat lafını sevmiyorum. Modası geçmiş bir laf. O dönem bitti. Bence Türkiye’de siyasi anlamda liberal bir partiye ihtiyaç var. Bu AKP değil. O ekonomi alanında liberal. Aslında liberal de değil, neoliberal.
Bence siyasi anlamda tek bir AKP’den bahsetmek zor. Muhafazakâr bir parti. Bunun üstüne taassup var. Bir de miliyetçilik.
Bunu seçimlerde göreceğiz. Devlet tahakkümünden kurtulma vaadi ile gelmiş olan parti bu gün hiç de öyle davranmıyor. 301’de bakın. Getirdikleri düzenleme hokkabazlık.
O bir gaflet. Oraya girmeyeceğim. Kendisi bu lafın en büyük yadsıması. Çok bilinçli söylendiğini düşünmüyorum. Bence Erdoğan’ın testi 301. Bir de polisi güçlendiren yasa. Emniyet Teşkilatı’nı güçlendiren yasaya dikkatli bakmak lazım. İstibdat yasası bu.
Doğru ama halkın yönlendirmesi gereken seçimlerde başka partilerin de olması lazım. Şu an AKP’ye insanların eli mahkum. Türkiye diyalektiğe dönüşmeyen çelişkileri olan bir ülke.
Türkiye için normal. Biz dialektiği yaratmayan bir toplumuz.
Kendi elitlerini yarattılar.
Onlarla koalisyona girmeleri lazım. Ama AKP’nin yarattığı elitler çok tavizsiz. Yer açmıyorlar. Tabii ekonomik anlamda elitten bahsediyorum. Elit demek tam da doğru değil aslında.
Düğünlere bakmak lazım. Hâlâ eski elit ve yeni elit ayrı ayrı düğün yapıyor. Birbirlerinin düğünlerine zaman zaman gidiyorlar ama düğünleri hâlâ ayrı.
Daha görmedim. Kız alışverişi çok önemli. Olacak mı bilmiyorum. Olmazsa çok tatsız bir durum ortaya çıkar.
Tesettür önce artacak sonra da azalacak
Hayır değil. Türkiye kentleştikçe önce tesettür artacaktır, sonra azalacaktır. İntibak edildikten sonra tesettür açılacaktır.
Belki son, belki orta durak. Bilemem. Dünya değişiyor. Bu insanlar da değişecek. Benim eşim 20 yıl önce giydiklerini bu gün giymiyor.
Bugün değil, yarın evet. Para geliyor, onlar da modernleşecek.
Çok güzel bir soru. Fikren hayır, pratik olarak evet. Tüketici olarak evet ama fikren daha geriye gitmiş durumda.
Bence yüzde 47 çok fena bir bela. Fazla özgüven yüzünden fazla yenilik istemiyorsun artık. Mutaassıplaşıyorsun. AKP çok kapalı bir parti.
Siyasette ya da kamuda benim gibileri içine sokmuyor. ‘Yetişmişler’ Ankara kalesine giremiyor. Kendi vasatlıkları ortaya çıkmasın diye yapıyorlar bunu. Madem Erdoğan muhalefeti yeterli görmüyor, biraz bizim gibi uzun yıllardır Türkiye’yi izleyen insanlara açsınlar kendilerini. Bizimle fikir alışverişi yapsınlar. Avrupa’daki bütün partiler bunu yapıyor.
Aman canım, o vitrin yapıyor. Orada konuşulanları tatbik edecek ne imkanı, ne konumu var.
KİM MODERN?
Diyalektik olmayan çelişki burada işte. Sayın Onur Öymen’e bakıyorum. Davranışı, yetişme tarzı Batı’da bulunmayacak bir Batılı. Ona bakınca 19. yy sonundaki İngiliz muhafazakarlarını görüyorum. Konuşmaları fevkalade mutaassıp. İlla ki İslami gericilik olmaz. Öte yandan geçen dönem mecliste Mehmet Elkatmış diye bir AKP’li milletvekili vardı. Ben ondan daha modern söylemi olan, demokrat bir vekil tanımıyorum. Ama giyim tarzı, davranışı fevkalade anti-moderndi.