SPOR PROGRAMLARINDAN SÜPER DİYALOGLAR

ERCAN SAATÇİ'NİN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

İşte o diyaloglar

Spor programları artık bir sit-com -durum komedisi- tadında olmaya başladı. Ya kavga izliyoruz, ya müthiş gaf, ya da mükemmel espriler. Eğleniyoruz, öğreniyoruz, gülüyoruz.

SPOR yorumcuları birer televizyon starı olma yolunda hızla ilerliyorlar ve yorumcuların hemen hemen tümü ağabeyim, arkadaşım. Onların hoşgörüsüne sığınıyorum. Çünkü bu haftadan itibaren o müthiş diyalogları bu köşeye taşımaya karar verdim.

NOT: Bu diyalogların tamamı MEDYA TAKİP şirketinden alınmıştır. Medya Takip’e teşekkür ederim.

MARATON PROGRAMI...

Animatör hocam

(Erman Toroğlu ve Şansal Büyüka)

ET: Ne idü belirsiz bir animasyoncuyu...

ŞB: Animatör hocam...

ET: Animasyoncuya sen uçağın şeyini verirsen ... direksiyonunu, verirsen olayları bu hale getirir abi.

Şey haklı, şey haksız

ET: Araba kazalarında trafik polisi ne diyor abi; arkadan vuran yüzde yüz haklı.

ŞB: Haksız hocam karıştırma (aynı anda düzeltir)

ET: Şey haksız, şey haklı.

Hepsi iyi oynadı

ŞB: Genelde bakıldığında Manisa takımı iyi oynadı

ET: Tek tek iyi oynadı, 3’e 3 iyi oynadı, 6’ya 6 iyi oynadı, 11’e 11 iyi oynadı... Teknik direktörü iyi oynadı, malzemecisi iyi oynadı, hepsi iyi oynadılar"

Kamera altı

ŞB: Herkes kendi hükmünü, kendi kararını versin hocam. Diyelim ki tartışılan bir penaltı pozisyonu var, pilot kameradan getirelim, yer kamerasından getirelim, pilot altından getirelim, "Başka ne kamera var arkadaşlar?" (Gülerek)

Yedim ishal oldum hocam

(Yarım kalan maç ve hakemin önceki günden kalan oyuncu değiştirme talebini uygulatması üzerine)

ET: Maç tatil, biz akşam yattık Trabzon’da hocam. Gittik dokuz buçuk, on yattık ben yediğimden ishal oldum.

ŞT: Zehirlendin.

ET: İshal oldum ya tutamıyorum... Tutamıyorum ya, ishalim maça geldim. Ya biraz ekzejere ediyorum, tutamıyorum kenara geldim oturuyorum. Lan durmuyor çocuk bezi bağlasan yandan akıyor, paçalarımdan aşağı akıyor, nasıl oynarım yaaaa, yav nasıl oynarım gülüyorsunuz, ya tutamıyorum ishali. Allah aşkına sevgili Şansal, böyle bir mantık var mı ya? Devam ediyim mi?

ŞB: Et, konuşacak halde değilim. (kahkaha atıyor)

ET: Di mi abi, tutamıyorum yav, sıkıyorum sıkıyorum gidiyor. Paçalarından aşağı akar derler ya, giremem oyuna ya..

ŞB: Bırak da reklama girsin bari hocam

ET: Girsin hocam girsin.

Dağılmış dağılmış

ET: Bir ara vardı bizim mahallede, adalet diye bir kız vardı, tanıyordum güzel bir kızdı, sonra ne oldu bilmiyorum. Dağıldı diyorlar, sağa, sola gitti diyorlar, yan yollara gitti diyorlar.

ŞB: Hımmmm

ET: Adalet çok önemli hocam.

ŞB: O günden beri bir daha bulamadın mı adaleti ha? Belki Avrupa’ya falan gitmiştir? Evlenmiş olabilir, gitmiş olabilir, hani Almanya’ya, İspanya’ya Amerika’ya yerleşmiş olabilir.

ET: Dağılmış oralarda, dağılmış.

Tita oldu Titanik

ET: Şimdi, Tita sakatlandı, öldü, yerde, hem daldı mart kedisi gibi bayılttı adamı, hem de yattı bağırıyor.

(Görüntüleri izleyip Tita’nın kalktığını görünce) Yavrum Tita, bak şimdi Tita gitti, öldü, mahvoldu Tita. Tita şimdi zırt diye kalkıcak, çek benim kelleyi bak Tita kalktı. Hooop peki sen öldün demin yaa? Buyur abi Tita canlandı. Tita bir anda Titanik oldu şuraya bak...

Baklava ve penaltı

(Programın ortasında aniden)

ŞB: İmam Çağdaş’tan baklavalarımız geliyor hocam.

ET: Dün yedim Deniz restoranda, İmam Çağdaş vardı.

ŞB: İmam Çağdaş nerden geldi aklına?

ET: Deniz restorana getiriyorlar.

ŞB: Burda penaltı var mı hoca?

TELEGOL PROGRAMI...

Ben gol atacağım

(Ziya Şengül ile Adnan Aybaba)

ZŞ: Sen dikkat et, böyle her yan topa girersen çapraz bağların falan sakatlanır, sonra Allah korusun top oynayamaz hale gelirsin, futbolcu terimi bu. Her yan topa girme

AA: Ben gol atacağım...

ZŞ: Sen hayatında topu görsen bomba filan zannedersin de, gol atmaya falan gelme, dinle

Yazlık stat

ZŞ: Bak kardeşim, ben sana bi şey söyleyeyim. Animasyon nerede olur?

AA: Otellerde olur

ZŞ: Burası (stat) otel mi?

AA: Eee zaten yazlık bir yer abi orası, neticede hava da güzel, sıcak...