Spor
  • 26.6.2008 12:23

SPOR YAZARLARI NE DEDİ? YAKTIN BİZİ RÜŞTÜ!

ERMAN TOROĞLU: IŞIK GÖZÜKTÜ (HÜRRİYET)

Kötü maçlar oynadık. Maçları bırakmadık. Sonra kazandık. Şansımız da vardı. Ama, dün gece bu turnuvanın en iyi maçını oynadık. Yapılabilecek her şeyi yaptık. Forvette biraz cılız kaldık. Rüştü inanılmaz bir hata yaptı. Ama, aynı hataya benzer bir hatayı rakip kaleci de yaptı.

Almanya, hiç beklemediği bir şekilde dirençli bir Türk Milli Takımı gördü. Fatih Terim, takımı geriye çekerek defans yaptırmadı. Hücum ettik, presi ileride bastık. Almanlar oyun kuramadılar. Hep korkarım. Böylesine maçlarda kötü bir gol yersin ve biter. Maalesef yine aynısı oldu.

Bu turnuvadan sonra şu iyi düşünülmeli ve karar verilmeli. Futbol Federasyonu, Fatih Terim, Spor Bakanı. Bunlar topluca bir konsensüs yapmalı ve yürümeli. Çünkü, Türk futbolundaki ışık gözüktü. Türkiye’de futbol dürüst oynanırsa, iyi mücadele edilirse, yeni futbolculara şans verilirse, çok şeyler olacak.

Hakem rezaletti

Teknik, taktik olarak burada fazla bir şeyden bahsetmeye gerek yok. Ama, dün gece bir numaralı yardımcı hakem inanılmaz rezaletti. Hakem derseniz, bir şeyler yapmak istedi. Eveledi, geveledi ama bazı şeyleri göstereyim derken, ipin ucunu kaçırdı. Sarı kartı vermiyor, veremiyor. Ama bu sefer Almanların penaltısını veremiyor. Dönüyor, Kazım yere indiriliyor. Onu da veremiyor.

Öyle veya böyle. Bu şartlarda Avrupa’da son 4 takım arasına kalmamız başarıdır. Daha iyisini yaparmıydık, yapardık. Ama bunları tartışmak maç yazısında olmaz.

En güzeli şu oldu. Ay yıldızlı ekibimiz bu turnuvanın en fantastik takımı oldu. Ne zaman, ne yapacağını kimse kestiremedi. Heyecan verdi, renk verdi.

Silahımızla vurulduk

Biz Milli Takım olarak son dakikalarda maçlar çevirdik bu turnuvada. Yani maçı bırakmadık. Eskiden bırakırdık. Ama Alman Milli Takımı eskiden de bırakmazdı, şimdi de bırakmadı. Bizi kendi sihalımızla vurdular. Yani, bir son dakika golüyle.

Final oynar mıydık. Oynardık. Özellikle bu Almanlara oynadığımız topu gördükten sonra oynardık. Yazık oldu.


KAZIM KANAT: YAKTIN BİZİ RÜŞTÜ (SABAH)

Futbolu biz oynadık. Finali de biz hak ettik. Bırakın finali Avrupa Şampiyonluğunu da biz hak ettik. Ama ne oldu?
Aptalca üç hatalı golle tüm hayallerimiz yıkıldı.
Birinci gol. Top bizde, gole giderken kaptırdığımız topla gol yedik. Nerede Rüştü Reçber?
İkinci gol. Pozisyon yok, sadece yüksek bir yan orta var. O yüksek topa Rüştü Reçber çıktı. Boşa çıktı. O top da gol oldu.

Eğer kalede iyi bir kaleci olsaydı, bu maç böyle mi olurdu? Elbette tüm faturayı Rüştü Reçber'in önüne koymak istemem. Basit ve sıradan hatalar var ama en büyük hatayı takımın kaptanı ve en tecrübeli oyuncusu yapıyorsa o zaman kendimizi analiz etmek zorundayız.

Türkiye, Türkleri gururlandıran bir futbol oynadı. Stattan başımız dik ayrıldık. Karşılaşmanın sonunda Türk futbolcusu alkışlar içinde uğurlanırken, Almanya'nın sahada çılgınca sevinmesi, bu maçın büyüklüğünü gösterir. Bu maçın büyüklüğü Türkiye'ye aittir. Sadece Almanya sevindi.

Şimdi gelelim futbolun gerçeğine... Sahaya 14 kişi çıktık. Üstelik bu takım rezerv takım. Ama 10 futbolcu görevini yaptı.
Bütün dünyaya Türklerin çağdaş futbol oynadığını kanıtladı. İşte önemli nokta da bu. Türkiye evine dönerken 'Avrupa'nın 4 büyük takımından biri' unvanı ile dönüyor. Belki skor olarak 4. konumda olabiliriz. Ama futbol olarak birinci olduğumuzu kabul edelim.

RIDVAN DİLMEN: BUNUN ADI DEVRİMDİR (MİLLİYET)


Futbolun klasik cümlesiyle başlayalım. Kazanmayı sonuna kadar hak ettiği halde kaybedenler için, “Galiptir bu yolda mağlup” denir. Bu tespit dün gece de doğrulandı.
Maalesef en iyi oynadığımız maçı kaybettik. Dünya futbolunda abartmıyorum devrim yaratacak önemli bir olay yaşandı. Bugün Avrupa’da herhangi bir kulüp antrenörü kadroya baksa kaleci Rüştü dışındaki 10 oyuncudan defans oyuncusu olarak bir tek Gökhan Zan’ı transfer eder. Sabri, Aurelio, Hamit, Kazım, Ayhan, Hakan Balta, Mehmet Topal hep daha çok ofansif oyuncular. İşte bu oyuncular, Hırvatları, Almanları durdurmak defansla olmazı öğrettiler. Hücum yaparak olur dediler, topa sahip olarak, iyi pas yaparak bunu başarırız dediler.

İnandığını yaptırdı
Podolski belki de dünyanın en iyi sol kanat oyuncularından bir tanesi. Sabri bir kere savunma yapmaya kalktı, Podolski ortaladı gol oldu. Onun dışında Sabri sürekli hücum yaptı, Podolski ise onu kovalamaktan kendi oyununu oynayamadı. Diğer oyuncularımız da hücum ederek savunma yaptı.
Portekiz maçında geride kalabalık bekledik, goller yedik. İsviçre maçında kalabalık bekledik gol yedik. Çek maçında yine kalabalık bekledik, iki gol gördük kalemizde. Aynı maçların bir de ikinci yarılarına, son bölümlerine bakın. Hücum ettik ve goller attık, kazandık. Yoksa mucize, tesadüf falan değil bu işler.
Hücum oyuncusuna savunma yapmayı öğretmek zordur, ancak Fatih Terim takımına kendi inandığını yaptırdığı zaman başarılı oldu. Ben Terim’i boşuna eleştirmedim. Çünkü benim tanıdığım Terim o değil, buydu. Defansa doğru değil, hep öne çıkarırdı Terim takımını.
Bir sürü milli takım antrenörü var burada. Hepsi üst düzey isimler. Hangisi bu kadar hücum oyuncusuyla takımına savunma yaptırmayı başardı? Düşünün 2-1 geriye düşüyorsunuz, oyunun bitimine de çok az bir süre kalmış. Kolaya kaçabilirsiniz. Başkaları kaçıyor zaten. Bazen stoperinizi ileri gönderirsiniz doldur, boşalt için.
Bizde oyuna Gökdeniz ile Mevlüt giriyor arkadaşlar. Terim’in bu hamleyle takıma verdiği mesaj nedir biliyor musunuz? OYNAYIN...

Bizi hatırlayacaklar
Sabri hazırlık pasından sonra rakibini geçiyor, ön direğe kesiyor, Semih topu iğne deliğinden geçirerek golü atıyor. Hiç kimse Avrupa şampiyonalarında üçüncüyü, dördüncüyü hatırlamaz, ama bizi futbol oynayan takım olarak gayet iyi hatırlayacaklar.
Teşekkürler dünya futboluna yeni bir felsefe kazandıran Fatih Terim’e... Teşekkürler bu felsefeyi uygulayan oyuncularımıza...
Hakem penaltı verdi, vermedi, bilmem ne... Kötü hakem zaten. Ama bir yardımcı hakem vardı, ona kötü hakem değil, kötü adam diyorum. O futboldan silinmeli. Günahtır...

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 08:20

İLGİLİ HABERLER