
Spor yazarlarından Galatasaray ve hakeme ağır sözler
Spor Toto Süper Lig'in 10. haftasında Galatasaray ile Medipol Başakşehir arasında oynanan karşılaşma konuk ekibin 2-1'lik üstünlüğü ile tamamlandı. SABAH Spor yazarları bu zorlu karşılaşmayı değerlendirdi.
Levent TÜZEMEN: Yenilgiye davetiye
Şapka düştü, kel göründü ve Galatasaray mükemmel bir takım olmuş Başakşehir'e, boyun eğdi. Başakşehir'i ön plana çıkaran en büyük faktör, oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlığının olması ve her oyuncunun görev bilincinde hareket etmesiydi. G.Saray'ınsorunu ise oyuncuların birbirine uzak oynaması ve bireysel beceriyle ön plana çıkma saplantısıydı. Riekerink'in, Adana'da öyle ya da böyle kazanan kadroyu bozması, özellikle birden bire Hakan Balta'yı savunmaya monte etmesi, anlamsızdı. Çünkü Semih-Balta ikilisi ne zaman birlikte oynasalar, G.Saray duran toptan gol yiyor.Bu ikili yükselemedikleri gibi hep rakiplerinin altında kalıyor. Başakşehir'in attığı gollerin altında Galatasaray'ın gönderdiği oyuncular vardı. Sabri-Carole ikilisi Ferhat-Uğur kadar hücuma etkili çıkamadıkları gibi orta bile yapamıyor. Haftalardan beri suskun olan Eren'de Riekerink'in ısrarı yanlıştı. Mehmet Batdal, Başakşehir'in tüm hücumlarında Galatasaray savunması önünde pas istasyonu oldu. Batdal, arka direkte mükemmel bir kafa golü atarken Visca ve Mossoro'ya da final pasları verdi. Oysa Eren Derdiyok, pozisyona giremediği gibi Sneijder, Bruma ve Sinan'ın hücuma çıkarken yapmak istedikleri duvar paslarına da katkı sağlamadı. 16 ve 45+1'de Bruma'nın getirdiği iki pozisyonda Eren, topa ya doğru hamle yapamadı ya da bir metreden ıskaladı. Riekerink'in Podolski'yi santrfor oynatmaması, Josue'yi kenarda bekletmesi yenilgiye davetiye çıkardı. Çünkü Podolski oynadığında Batdal gibi pas istasyonu oluyor; Bruma, Selçuk, Sneijder, Sinan gibi oyuncularla duvar pası yapıyor, hatta bireysel becerisini öne çıkarıp sol ayağıyla gol atıyordu. Eren ısrarı Galatasaray'ı Başakşehir'e karşı 10 kişi oynattı. Tolga'nın yokluğunda Nigel de Jong, orta alanı kontrol edemedi. Hollandalı 20 metrekarede oynayarak zaman geçirdi. Bu yenilgi Galatasaray'a zirve yarışında yara verir. Ancak Riekerink, defansı yeniden organize ederek, özellikle yüksek toplarda başarılı, Serdar Aziz'i monte etmeli.
NOT: Muslera'nın ikinci gol öncesi topa vurmaması, laubalilikti. Hakem Ali Palabıyık'ın da kendisini şamar oğlanına çeviren Emre Belözoğlu'na kart bile gösterememesi acizlikti.
Rıdvan DİLMEN: Riekerink G.Saray'ın hocası değil
Önce bir Başakşehir'de neler oluyor ona bakalım; bu takım ligde sadece dört puan kaybetmiş, düne kadar dört deplasman maçını da kazanmış. Dün de beşinci deplasmanına çıktı ve kazandı. Beş deplasmanda sadece bir gol yiyen bir takım... Tam bir sistem takımı.. Fenerbahçe'de tecrübe kazanmış bir Volkan Babacan, stoperleri Bekir ve G.Saray'da oynamış Yalçın.. Önlerinde Türk futbolunun en tecrübeli ismi Emre Belözoğlu... Sağda atletik, çabuk oyuncu Visca, sol kanatta bu sene parlayan Cengiz.. Top rakipteyken de oynamasını biliyorlar, top kendilerindeyken de.. Ve çok tecrübeli bir hocaları var; Abdullah Avcı...
Galatasaray'a gelince; Geride kalan dokuz haftada iki tane iyi oyuncu vardı, Muslera ve Bruma... Bruma uçuyordu, Muslera kurtarıyordu... Bir yerde uçmayacak, bir yerde kurtarmayacaktı...Riekerink'e bir anda Guardiola havası verildi. Şöyle geride kalan haftalara baktığımızda müthiş oynadığı üç tane maçını söyleriz. Riekerink, değişiklikleri de yapamıyor. Değişiklikleri yaptıkça sürekli geriye doğru giden takım görüyoruz.. 2-1 mağlupsun Podolski diye bir silahın var... Podolski'yi niye oyuna sokmuyorsun.. Bir antrenör burnundan kan akan Sinan yerde yatarken ve 2-1 geride iken yanında da Podolski varken niye oyuna sokmaz anlaşılır gibi değil..
Başakşehir'in ilk golü güzel bir organizasyonla geldi.. İkinci gole de tamamen çalışmışlar.. İki tane futbolcu yalancı ofsayt koşusu yaptı. Yalçın da güzel bir vuruşla golü attı. Başakşehir yüreğini de koydu içine... Duygularıyla oynayan bir Başakşehir vardı. Boşuna lider değiller... Duygularını oyuna yansıtmayan bir Galatasaray vardı.İkinci yarının ilk 20 dakikasına kadar Başakşehir bana göre iyi oynamadı. Buna rağmen Galatasaray o kadar kötüydü ki maksimum berabere kalırdı... Bakın G.Saray Avrupa'da yok... Büyük takımlar 'oh az maç oynayacağız' diyemez... Çok maç oynamak avantajdır...Oyuncuların duyguları gidiyor.. Sneijder geçen hafta 18 kişilik kadroda neden yoktu. Yasin neden kadro dışı? Bu uygulama kulübe ceza veriyor, oyuncuya değil... Riekerink için tecrübeli teknik direktör asla diyemem. Podolski gibi bir silah 12 dakika kala oyuna girmez.. Sen bu şekilde Podolski'yi idare edemezsin, Sneijder'i idare edemezsin.. Galatasaray herkesin antrenörlük yapabileceği bir kulüp değil. Stoperlerin devamlı değişiyor, sağ bekin sürekli değişiyor. Oyuncu liderin enerjisi ile gider. G.Saraylı oyuncular hocalarını karar verici olarak görmüyor.
At sahibine göre kişner
Büyük oyuncular büyük antrenörlerle daha iyi oynar. Bizim bildiğimiz Sneijder bu mu?... Sneider'i kapıdan kovsan bacadan içeri girer. Sneijder, Galatasaray'dan daha iyi bir takım bulur mu?.. Bulamaz... Büyük oyuncular, büyük yıldızlar geldikleri takımlara uyarlar... Quaresma geldi, Beşiktaş'a uydu... Çünkü Beşiktaş'ın başında Şenol Güneş var. At sahibine göre kişner... Riekerink altyapıda oyuncu yetiştirebilir ama Galatasaray'ın teknik direktörlüğünü yapamaz... Sneijder, Fatih Terim'le, Mourinho ile çalışmış... Şimdi, kendisinin teklif ettiği ancak rüyasında bile göremeyeceği Riekerink G.Saray'ın hocası olmuş. Riekerink hocaolursa yıldızlar küser, skorlar da böyle aldatıcı olur... Belki dünya iyisi insandır ama Galatasaray'ı kaldıramaz.
Erman TOROĞLU: G.Saray ne oynuyor?
Kendi bahçesine bakmayıp benim bahçeme b.k atan komşuyu hiç sevmem. Şimdi soruyorum: Beşiktaş'ın oynadığı maçtan sonra Riekerink Efendi, beyanat verdi. "Beşiktaş'ın attığı gol ofsayt" dedi. Sen Beşiktaş'ın Napoli'de attığı üçüncü golün ofsaytını bırak. Senin takımın baştan aşağı ofsayt! G.Saray ne oynuyor? Bunu söylemek için en az 5-6 futbolcunun ne oynamadığına bakmak lazım. Sarı-kırmızılılardaki bu 5-6 futbolcu sahte mücadele ediyor, göz boyuyor. Başakşehir hücuma kalkıyor, 5 G.Sraylı oyuncu santra civarında! O sırada Başakşehir orada bir futbolcusunu bırakmış durumda. O zaman ne oluyor? Eren, rakip defansın ortasında yanında kimse yok. Ne ver-kaç yapacak bir adam var, ne de rakibe yüklenecek. AbdullahAvcı, Bruma'yı durdurdu, biraz da Sneijder'i perdeledi G.Saray bitti.Çünkü G.Saray, futbol oynamıyor, aldatıyor. İşin daha başka bir yönü; dakika 60'tan sonra bakın G.Saray'ın maçlarına... Topu sağdansoldan, daha çok da ortadan topu şişiriyorlar. Rakip aut çizgisine inmeden seyirciyi aldatıyorlar. Başakşehir'in defansının ortasında iki tane kule var. Biri Yalçın, diğeri Bekir... E kalecinin de hava hakimiyeti iyi. Havadan attığın topa bir kişi vuramaz, nitekim vuramadı. O zaman topu niye kaldırıyorsun! Bir de şu var; 2-1 mağlupsun hâlâ Podolski'yi kenarda tutuyorsun. Adamın maça girmesi, ısınması zaten 8-10 dakika sürer. Podolski'yi o dakika oyuna alsan ne olur, almasan ne olur? Başakşehir'in bir oyun planı var. Rakibin etkili yerlerini mümkün olduğu kadar alınan tedbirle köreltiyorlar. Kendi etkili yerlerinden gol bulmaya kalkıyorlar. Karadeniz dağlık arazidir biliyorsunuz. Evlerin arasında mesafe fazladır. Ellerinde böyle kavalın çok ufağı, çok iptidai ama çok iş gören bir alet vardır. Kuş sesi gibi bir ses çıkarır bu alet. Ve re-s men bununla konuşurlar. Dün gece Emre ile Yalçın, bu alet olmadığı için ellerle, kollarla, parmaklarla, gözlerle konuştular. Yan toplarınhepsinde tehlikeli oldular. Bir de gol çıkardılar. Batdal hareketleniyor, yaptığı kısa deparlarla rakip defansı aldatıyor, arka bahçeye gönderiyor. Ön bahçede Yalçın işi bitiriyor. E peki Yalçın'a önlem alan var mı veya oldu mu? Yok...
G.Saray'ın bu şekilde ligde yürümesi zor. Başakşehir ufak ufak geliyor. Ligi ilk 3'te bitirlerse başarı. Ama bir kısım yazılı ve görsel basın Başakşehir'i kasıtlı olarak şampiyonluğa aday gösterecekler. Bu baskının altında ezilsin, öbür takımlar malı götürsün diye.
Peki dönelim hakeme... Bir hakemi verdiği faullerden dolayı eleştirebilirim. Onun o andaki görüşü. Tartışabilirim... Ama bir şeyi tartışmam. Sen hakemsin, futbolcu gelip seni itiyor ve sen o futbolcuya gerekeni yapamıyorsun. Nerede oldu? Emre'de... Geldi seni itti, kımıldayamadın. Büyük ihtimalle Emre olduğu için!!!
Murat ÖZBOSTAN: 36'lık Emre kadar G.Saray'ın gücü yoktu!
Önce Medipol Başakşehir'i tebrik ederim.. Belki fazla inanan yok ama Başakşehir şampiyon olursa, kimse şaşırmasın.. Dün akşamki karşılaşmada Galatasaray'ın görüntüsü vasat değil, vasatın altıydı.. 2-1 geriye düştüler skoru lehine çevirecek gücü yoktu. 36 yaşındaki Emre Belözoğlu, Galatasaray'dan diriydi. Bir de taraftarının önünde oynuyorsun. Sezon başından beri kağnı gibi olan Galatasaray'ı hızlandıran tek adam Bruma'ydı.. Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı, 3 kişiyle ablukaya alınca, o da devre dışı kaldı. Wesley Sneijder ve Selçuk İnan güçsüzdü.. Aslan, kart cezalısı olan Tolga Ciğerci'yi mumla aradı... Sarı-kırmızılı takımın yediği goller de skandaldı. 1.96 boyundaki Mehmet Battal'la 1.70'lik Sabri Sarıoğlu hava topuna çıkıyorsa vah Galatasaray'ın haline.. Beklerin kısa olursa kaderine de razı olacaksın. İkinci golde Yalçın defansından gelip kafayı çakıyor... Onu kontrol etmesi gerekn Eren ise uyuyor... SONUÇ: Galatasaray, bu karşılaşmayı çok fazla hafife almış.. Teknik direktör Riekerink de dersine hiç çalışmamış.. Başakşehir'i anlatacak bir yardımcısı yok mu? Hollandalı teknik adama da yazık!