Spor
  • 25.8.2025 12:29

Spor yazarlarından Galatasaray yorumları

"Yunus 'David Silva' Akgün" | Spor yazarları, Galatasaray için ne dedi?

Galatasaray, Süper Lig'in 3. haftasında deplasmanda Kayserispor'u 4-0 mağlup etti. Spor yazarları, Kayserispor-Galatasaray maçını değerlendirdi.

Serkan Akcan: "Kazanç gecesi" | Okan hoca, yaz kampını çoğunlukla arkada Eren, önünde Jakobs ile geçirmişken Kayseri’de bunun tersini yaparak aldığı riske karşılık büyük kazanç elde etti. Eren Elmalı, arkasındaki Jakobs ile soldan top taşımakta zorlandığı bir periyotta belki de sahanın vasatlarından biriyken golüyle hem maçın hem kendinin kaderini değiştirdi. Barış Alper’in yokluğunda sol forvette oynayan Eren Elmalı, bire bir baskılarda takım arkadaşı kadar iyi olmasa da doğru zamanda doğru yerde bulunmayı başararak 2 gol birden attı. Barış Alper’in çıtası çok yüksek, Arabistan’a giderse boşluğunun dolması kolay değil. Dün gece Eren harika iş çıkardı ama bir çiçekle bahar gelir mi? Emin değilim, biraz daha izlemek gerek.

Sane, Sallai ile saha içinde iyi bir iletişim kurdu, birlikte topu rahat götürdüler Kayseri kalesine. Sane henüz kendi standartlarını yakalayamamış olsa da yaklaştığını söylemek mümkün. Sane üzerindeki yabancılığı atmaya çalışıyor, tüm takım onun hatalarına karşı aşırı toleranslı, Osimhen’den Yunus’a kadar herkes onun şutuna ve ekstra çalımlarına saygı duyuyor, onu destekliyor. Dün gece ilk asistini yaptı, üstüne de golünü attı.

Yunus Akgün dün gece Kayseri’ye karşı 60 dakika boyunca harikalar yarattı. Galatasaray’ın yeni Mertens’i, yerli Mertens’i olması muhtemel futbolcusu; Osimhen’in arkasında iyiydi, Sane ile yer değiştirip yardımlaştı, hızlı geçişlerde açık alanda topla yaptığı slalomlar etkileyiciydi, neredeyse tüm hücum aksiyonlarında bir şekilde kadrajın içinde yer aldı. Fakat Kaan ve Icardi’nin girişiyle Eren beke, Yunus sola geçince hücum ayarları yerinden oynadı, sonrasında Yunus peş peşe hatalar yaptı ve oyundan çıktı. (FANATİK

Tunç Kayacı: "Büyük takım gibi" | Hafta içinde beklenmeyen Barış Alper kriziyle çalkantılı günlerden geçerek Kayseri deplasmanına gelen Galatasaray’da, b olayın etkilerinin ne olacağı merak konusuydu. Ancak ilk yarıya baktığımızda gerçekten büyük takım kalitesinde bir maç oynadı Sarı-Kırmızılı ekip. Zaten ezici istatistik rakamları bu tezi fazlasıyla destekliyordu. Barış Alper’i aradı mı derseniz eğer büyük takımsanız bir oyuncunun olup olmaması sizi etkilemez. Dün de Kayseri’de Yunus Akgün sazı eline alınca her şey değişti.

Galatasaray’ın genç yıldızı sahaya kanat gibi çıktı ama Okan Buruk belli ki serbest oyuncu olarak kullandı. O da hocasını mahcup etmedi ve topu her ayağına aldığında klasına yakışır hareketlerle takımını bir virtüöz gibi yönetti.

Genç yıldız, orta alandaki yaratıcığıyla her geçen gün üstüne koyarak ‘bana güvenin’ mesajını veriyor. Gecenin sürpriz golcüsü Eren Elmalı hem savunmasını yaparken hem de hücumdaki katkısıyla skoru belirleyen isimlerden biri oldu. Performansı merakla beklenen Leroy Sane’de de kıpırdanmalar gördük. Açıkçası Lemina ve Barış Alper’in yokluğunu aratmayan bir oyun ve kadro zenginliği içindeki Galatasaray’ın, Süper Lig yarışı için bir endişe yaşayacağını sanmıyorum. Bence sorulması gereken soru, bu kadro Şampiyonlar Ligi için yeterli mi? Kişisel fikrim, A klas seviyesinde savunma ve orta alana takviye yapılırsa her iki kulvarda de sıkıntı çekmez... ‘Muslera sonrası ne olur’un cevabını Günay müthiş özgüveni ve formuyla sahada vermeye devam ediyor…

Saha içini Okan Buruk çözerken yönetimin Barış Alper krizini de büyük kulübe yakışır bir şekilde halletmesi gerekir. Bu konuda da yine kişisel fikrim, tüm hatalı davranışlarına rağmen Barış Alper’i yuvasına döndürüp Şampiyonlar Ligi’nde oynatarak iyice parlatmak daha mantıklı olur. Özetle Galatasaray, ‘zorlanma ihtimali olabilir’ denilen bir deplasmanda kalitesiyle, kollektif futboluyla rahat bir galibiyet almayı başardı. Kayserispor’a gelince... Sadece mücadele yetmedi, özellikle takım savunması olarak çok yetersiz kaldılar ve rakiplerine sayısız gol fırsatı verdiler. Ev sahibi ekip özellikle yenik duruma düştükten sonra maçı çevirebilmek için çaba gösterdi, pozisyonlar da buldu ama kalesinde çok da açık verdi. (FANATİK

Osman Şenher: "Galatasaray zor kaybeder" | Kaliteli futbolcular bir anda maçtaki dengeleri değiştirebiliyor. Galatasaray’ın kadrosuna baktığın zaman Osimhen resmen defansı dövüyor ve dağıtıyor. Sane, müthiş driplingleri olan ve ayağını iyi kullanan bir oyuncu. Rakibe baskı da yapıyor. 4. golü atarak güzel oyununu taçlandırdı üstüne üstlük. Böyle olunca rakip defansın eli ayağı birbirine dolaşıyor. Sonuçta Eren Elmalı, boş alan buldu ve harika iki gol attı.

Ama Mertens aranıyor. Yunus, tamam mücadele ediyor, fakat kafasını kaldırıp iki pozisyonda Osimhen’e topu veremedi mi, vermek mi istemedi onu bilemiyorum.

Sonunda Nijeryalı futbolcu da sahayı yumruklamaya başladı. Haksız mı? Hayır... Yunus oyundan çıktı, Zaniolo girdi. Ve nitekim Osimhen’in attığı 3. golün pasını verdi. Futbol beraber oynadığın zaman güzel bir oyun oluyor. Yunus’un kendisine özeleştiri yapması lazım.

Lemina’nın yokluğunda Torreira’nın yanında Sara oynadı. Sara’nın takıma ne katkısı oldu bunu anlayamadım. Ama oynadığı pozisyonda daha aktif olması, iyi paslar vermesi gerekir.

2 Eylül’de Şampiyonlar Ligi listesi verilecek. Orta sahada olduğu gibi, sağ bekte de büyük sorun var. Tamam Sallai elinden geleni yapıyor. Türkiye’de idare eder, ama Avrupa’da hiç kusura bakmasınlar oradan çok pozisyon verilir. Ve nitekim dün gece Kayserispor o bölgeden çok boşluklar buldu.

Son sözüm de Günay için olsun. Yönetim Günay’ı yedek bırakacak bir kaleci almamalı. Bu çocuk harika bir karakter ve iyi bir kaleci. Eğer yedek bırakırsanız, Manchester City’nin başına gelenler Galatasaray’ın da başına gelebilir. (MİLLİYET)

Attila Gökçe: "Hücum çetesi" | Günün konusu: Barış Alper Yılmaz’ın Kayseri deplasmanındaki yokluğu. Maça başlarken herkesin kafasında soru işaretleriyle kancalanan Barış Alper Yılmaz-Galatasaray ayrışması elbette sıkıntı yaratıyor. Bu iş nasıl sonlanacak, birbirlerinden kopacaklar mı, gider mi kalır mı, bu transfer teklifleri ne kadar etik, ne kadar ahlaklı?

Öğrendiğime göre futbolcu menajerliği yaparak hayata devam eden eski bir gazeteci dostumuz günün birinde Suudi Arabistan’dan gelen teklifi Barış’ın menajerine iletir. Menajer, söylendiğine göre büyük sıçrama yapabileceği 5 milyon euroluk payı için Barış Alper’in de, Galatasaray’ın da kafasını karıştırır.

Bu işin akıl, vicdan, saygı çerçevesinde her iki tarafın hak ve sorumluluklarını unutmadan bitmesini diliyorum.

Kayseri’de 4 gollü bir maça Barış ile giriş yapmak yadırganabilir ama o gerçeklere sırtımızı dönemeyiz.

Oyuna gelince... Osimhen’in maç boyunca Barış Alper Yılmaz’ı özleyerek aradığını söyleyebiliriz. Ceza alanındaki bütün karambollerde, kaotik kapışmalarda evet Osimhen kendince en uygun yerdeydi ama ne Yunus Akgün ne de Leroy Sane ona Barışvari destekte bulunabildiler.

Önce Torreira... Şimdi de Eren Elmalı... Bu adamlar gol atmıyor, rol çalıyor. Eren en azı dişli forvetlerin bulunduğu takımda peş peşe iki golle caka yapıyor. Hakkıdır, alkışlayalım.

Sonrası malum... Osimhen, Zaniolo’nun asistiyle sezonun açılış golünü attı, derken Leroy Sane’nin dördüncü golü günün skoru oldu. Galatasaray bildiğimiz Galatasaray’dı. Maçın son bölümlerini üç santrforla (Osimhen, Icardi, Zaniolo) oynayarak hücum çetesi olduğunu ortaya koydu. Ev sahibi Kayserispor uzun toplarla aradığı kontratak fırsatlarını buldu ama değerlendiremedi. (MİLLİYET)

Ömer Üründül: "Okan Buruk çok şanslı bir hoca" | Galatasaray uzun zamandır alışılmış deplasman galibiyetlerine bir yenisini daha ekledi. İlk yarıda kontrol, tamamıyla Galatasaray'ın elindeydi. Hücum girişimleri tempolu değildi. Ama bir tarafta kaliteli ayaklar olursa karşıda da kısıtlı kadro varsa o zaman bütün avantaj senin lehine oluyor. Galatasaray ilk devrede skor avantajını da buldu. İkinci yarı başlar başlamaz hakem Alper Akarsu, Sane'nin yaptığı net faulüne 'devam' deyince Kayserili oyuncular durakladı ve Galatasaray'ı rahatlatan ikinci gol geldi. Ondan sonraki uzunca bölüm karşılıklı ataklarla geçti. Galatasaray farkı artırabilirdi ama Kayseri de çok önemli üç fırsattan birini değerlendirebilse belki de kolay maç zora girebilirdi. Son dakikada Osimhen farkı 3'e çıkardı. Sonuçta Galatasaray, bir 3 puanı daha hanesine yazdırdı. Torreira her zamanki gibi dinamo görevini kusursuz yaptı. Yunus ilk yarıda yüksek kalitesi ve oyun görüşüyle liderlik yaptı. Sane ve Osimhen çok önemli oyuncular ama fizik olarak hazır değiller. Tabi bu kadar kalitesi zayıf ligde güçlü oyuncuların olursa genelde istediğin sonuçları alıyorsun. Örneğin; dün gece takımın lokomotifi Barış Alper yoktu. Orta sahanın savaşçısı Lemina yoktu. Değişen bir şey olmadı. Gelelim Okan Buruk'a… Bir teknik adam deplasmanda iki farklı öndeyken çift santrfora dönmez. Eğer Cardoso net pozisyonu değerlendirse sonuç kestirilemezdi. Eren'in yapısı, kesinlikle kanat forveti görevine uygun değil ama ilk 2 golü attı. Okan hoca çok şanslı bir teknik adam. (SABAH)

Bülent Timurlenk: "Sağlam tarif" | Mahallesindeki gence, amatör küme maçında tribünden taktik veren kahveci dayı tiplemesinde bir adam Türk futbolunun en önemli yıldızlarından birinin menajeri olursa neler olacağını bir hafta boyunca Galatasaray gündemini takip edenler gördüler… Okan Buruk'un orta sahaya transfer yapmama ısrarı, Lemina'nın sakatlığıyla birlikte Kayseri'de doğal olarak Sara ve Torreira'nın birer pozisyon geriye kaymalarına sebep oldu. Buruk'un 4-2-3-1'i tarifi net bir yemek gibi… Sıkıntı; malzeme tedarikinde bazen sıkıntı çektiğinde ürettiği çözümler… Mesela hazırlık maçlarında denediği Jakobs, Eren ikilisinden sol kanadı kurmak gibi… Eren iki golle tabelaya adını yazdırdı ancak oyun olarak eksik kaldığını söylemek lazım. Set hücumunda sabırlı top çeviren ancak solundan verim alamadığı ilk yarıda Sane ve Yunus'la sürekli yer değiştirince bir verimsizlik çıktı ortaya… Ancak bu takımın geçiş hücumlarında da etkili silahları var. Yunus ilk golü hazırlayan adamdı. Sane bütün kariyeriyle bu lige elbette damga vuracak. İkinci yarıda farka koşan Galatasaray'da bir-iki eksiliğin altını çizmek lazım. Osimhen yürekten, coşkulu oynayan bir adam ama istediği topu alamadığındaki vücut dili takım arkadaşlarının moralini bozuyor. Dün Yunus'ta olduğu gibi. Ağustos ayında gol yemeden 3 maçta 10 golle 9 puan… Gelecek transferlerle geliştirilecek daha çok şey var. (SABAH)

 

 

Levent Tüzemen: "Aslan'ın maestrosu Yunus Akgün" | Galatasaraylı oyuncular, hafta içi yaşanan Barış Alper Yılmaz olayından kafaca etkilenmemişler. Başta Yunus Akgün olmak üzere takım olarak kazanmaya konsantreydiler. Okan hocanın hazırlık maçlarında denediği Jakobs-Eren ikili formülü Kayseri'de meyvesini fazlasıyla verdi. Jakobs savunmada zaman zaman aksadı ama Eren Elmalı hem Jakobs'a desteğe geldi hem de Galatasaray'ın sürpriz golcüsü olarak sahne aldı. Okan hocayı bu formülünden dolayı kutluyorum. Yunus Akgün çok yetenekli bir oyuncu. Galatasaray'ı Kayseri'de bir lider gibi yönetti. Savunmaya geldi, top aldı; Galatasaray'ı hücuma hızlı ataklarla taşıdı. Ayrıca Yunus, Sane ile de uyumlu bir birliktelik gösterdi. Bu ikili, bu sezon Galatasaray hücum hattında etkili işler yapacaktır. Okan hoca da 10 numara gibi oynattığı Yunus'un performansını gördükten sonra elinin güçlü olduğunu anlayacak ve rahatlayacak. Eren'in attığı ilk gol hazırlanış olarak mükemmeldi. Kaleci Günay oyunu çabuk başlattı, Yunus 70 metre taşıdığı topu rakip defans arkasına hızlı koşu yapan Sane'nin önüne bıraktı. Alman yıldızın vuruşu kaleciden sekti, pozisyonu takip eden Eren golü yaptı. Bu golde Yunus, Sane ve Eren'in solak oyuncular olduğunu hatırlatırım. Yunus'u izlerken büyük keyif aldım. Nereden bakarsan bak her tarafından kalite akıyor. Osimhen, çalışkandı, sürekli gol atmak için didindi. Zaniolo'nun attırdığı golün başlangıcında da pozisyonu yaratan isimdi. Osimhen ısındıkça gol yükünü sırtlayacaktır. (SABAH)

Uğur Meleke: "Yunus 'David Silva' Akgün" | Ben bir David Silva hayranıyım...

Pep Guardiola 2020’de onu Manchester’den gönderdiğinde gerçekten üzülmüştüm, çünkü benzersiz bir futbolcuydu Silva. Hem merkez orta saha hem de kanat oynayabilen, savunma arasında kimsenin görmediği boşlukları süzüp derin paslar atan ama o fırsatı bulamadığında da adeta topu ayağına yapıştırarak dripling yapabilen bir sanatçıydı. Onun keyfi yerindeyse, günündeyse sadece onu seyretmek için bir bilet alıp gidebilirsiniz stadyuma. Ben kendisini iki Avrupa Şampiyonası finalinde canlı seyretme fırsatı bulmuş şanslı bir sporseverim.

Dün Kayseri’de Yunus Akgün’ü izlerken zaman zaman David Silva geldi aklıma. Galatasaray’daki eksiklikler sebebiyle dün 10 numara rolünde oynadı Yunus. Derin paslarıyla Sane’yi defalarca pozisyona soktu, gerektiğinde de merkezden driplinglerle sırtında taşıdı adeta takımını. Küçük fiziği, hem süratli hareket etmesi, hem de hızlı kararlarıyla zaman zaman David Silva gibiydi sahada dün Yunus... Zaten maçın fişini de 36’ncı dakikada 40 metrelik bir driplingle çekti.

Galatasaray bildiğim kadarıyla kaleci ve stoper takviyesinden sonra bir fırsat daha bulursa ofansif orta saha da almak istiyor ama Yunus’un bu on numara performansı sonrası transfer stratejisi de değişebilir Okan Buruk’un.

Galatasaray dün Kayseri’de Yunus, Eren, Günay, Osimhen ve Sane’nin iyi performanslarıyla belki farklı kazandı ama ev sahibi ekip de hiç fena olmayan sinyaller verdi gelecek için. İlk 11’de 6 yeni oyuncusu olan Markus Gisdol’ün özellikle korner setlerini çalıştırdığı barizdi. İki-üç kez Günay’ı blokladılar, Jung’laDenswil’le gol şansları yakaladılar.

Ayrıca geçen sezon Jakirovic döneminde olduğu gibi sağda Gökhan-Ramazan-Cardoso ile dengesizlikler yarattılar. Birkaç pozisyon da ürettiler ama Davinson-Jakobs ikilisi çoğunlukla kesti Cardoso’nun koşularını. Samsunspor’u en dipten 1 puanla alıp saygıdeğer bir oyunla ligde bırakan Markus Gisdol’ün Kayseri’de de iyi bir oyun inşa edebileceğine inanıyorum ben. (HÜRRİYET)

Güncellenme Tarihi : 25.8.2025 12:35

İLGİLİ HABERLER