Spor
  • 12.12.2011 13:40

SPOR YAZARLARINDAN KARADENİZ DERBİSİ YORUMU

 

Trabzonspor - Galatasaray maçı ile ilgili değerlendirmeyer yapan spor yazarları Galatasaray'ın futbolunu yere göğe sığdıramadı.Maçta özellikle Elmander öne çıkan isim oldu.

LEVENT TÜZEMEN: Aslan'ın ruhu farklı

Galatasaray, Fenerbahçe galibiyetinin yarattığı moral ve özgüvenle Trabzon'da kazandı. Maçın başında Elmander'in ekseni etrafında dönerek "mermi"yi andıran bir şutla attığı gol Galatasaray'ın oyunun kontrolünü eline geçirmesini sağladı. Fatih Hoca'nın Fenerbahçe'ye karşı sahaya sürdüğü Elmander-Baros ikili forvetinden Şenol Hoca'nın etkilendiği çok barizdi. Bir takımı başarıya hem oyunun defansif hem de ofansif yönünü oynayabilen top tekniği yüksek, oyun zekası üst düzeyde futbolcular götürür. Şenol Hoca'nın daha önce hiç denemediği, Adrian-Burak-Henrique-Halil dörtlüsünü bir arada oynatması "kazanmak için" görüntüsü verse de tamamen bir fanteziydi.

Galatasaray'ın bu sezon taktiksel ve zihinsel anlamda iki ayrı ruhla oynadığını görüyoruz. Türk Telekom Arena'da Galatasaraylı oyuncular yüksek tempolu, agresif, önde basan rakibi bunaltan ve coşkulu oyunu tercih ediyor. Herkes Trabzon'da Fenerbahçe maçındaki gibi bir Galatasaray bekliyordu. Ama deplasmanlarda bu Galatasaray'ı göremeyiz. Çünkü Galatasaraylı oyuncular deplasmanda telaş yapmamaya özen gösteriyor.

Trabzon'da da oyunun direksiyonu ve vitesi Galatasaray'ın elindeydi. Ligin en çok gol atan ve en az gol yiyen takımı Galatasaray'daki bu farklılık savunma ve hücumu takım halinde yapmaktan kaynaklanıyor. Ben Galatasaray'ın bu "ruh" farklığını üç günde bir yapılan maçlara bir "ayar yapıldığı" olarak görüyorum.

SON 30'DA RAKİBE SAYGI...

Hakan Balta-Eboue ikilisi pozisyon hatası yapmadığı gibi topu kullanırken sakin, hücuma çıkarken kontrollüydü. Ujfalusi-Semih göbekte rakiplerini kaçırmadı; hem yüksek hem de ilk toplara doğru zamanlamayla bastı. Melo bazen riskli davranırken genelde savunmadan topla çabuk çıkıp hücuma derinlik kazandırdı. Selçuk için ıslıklar altında oynamak zordu ama hiç sinirlenmedi. Kendisine yapılanlara attığı enfes frikik golüyle yanıt verdi.

Elmander yine çalışkan ve özveriliydi. Kazım ve Baros sırıtan oyunculardı. Bu ikili, fizik güç yetersizliğinden olacak, çok top kaybettiler. Emre Çolak çok çalıştı ancak duvar pası yapma konusunda cesaretli olmalı.

Zokora'nın atılmasından sonra Galatasaray'ın Trabzon üzerine gitmemesi sürekli pas yapması maçın "ağır çekim"e dönmesi tamamen futbolcuların "rakibe saygı" psikolojisiyle ilgiliydi.

MURAT ÖZBOSTAN: Altın hafta

Bir yanda Lille maçı sonrası demoralize olmuş, sanki Avrupa'ya veda etmiş bir Trabzonspor, diğer yanda Fenerbahçe'yi yendiği için morali tavan yapmış bir Galatasaray...

Trabzonspor, çift forvet Burak ve Henrique ile başladı. Ama bütün toplar Burak'a gidiyordu. Tek gol ümidi Burak'tı.. Ötesi yoktu çünkü Halil ve Henrique çizgiye yakın oynuyorlardı. Bu tabloda Trabzon'un hücum gücü bir kişiye kalıyordu. Bir ara bordo-mavili takım hücum yaparken, 5 futbolcu orta sahada bekliyordu. Bir adım atmadılar! "Aman gol yemeyeyim" diye işi sağlama almaya çalışıyorlardı. Fakat bu da işe yaramadı; Galatasaray akıllı oyununun karşılığını 3 golle aldı. İlk yarı birkaç şutu dışında Trabzon'un pozisyonu dahi yoktu. İkinci yarı top çeviren Galatasaray, 10 kişi kalan Trabzon'u iyice yordu, bezdirdi ve üç puanı aldı. Yani Aslan için kolay bir maç oldu.

PERDE 5'TE AÇILDI
Galatasaray 5'te golü buldu. Kazım, sağda Cech'ten kaptığı topu Elmander'e aktardı. İsveçli, şık bir şekilde Tolga'yı avladı: 0-1. Gol oyunu hızlandırdı. 11'de Henrique'nin pasında, Burak'ın yerden şutunda Muslera hata yapmadı. 14'te Colman'ın şutu tribünleri heyecanlandırdı. 44'te Galatasaray farkı ikiye çıkardı. Selçuk'un kullandığı frikik Tolga'nın bakışları arasında 90'dan içeri girdi: 0-2. Galatasaray, ikinci yarıya da iyi başlayan taraftı. 47'de Melo üçüncü golü kaçırdı. Yıldız futbolcunun vuruşu direğin dibinden dışarı giderken stat buz kesti. 55'te Zokora atıldı. Evsahibinin işi artık iyice zordu. Galatasaray 10 kişi kalan rakibi önünde kontrolu tamamen eline aldı. 68'de Elmander karşı karşıya pozisyonda sert vurdu Tolga üçe izin vermedi. Son bölümler G.Saray'ın şut denemeleriyle geçerken eski bir Trabzonlu Ceyhun noktayı koydu: 0-3.


ELMANDER COŞTU BİR KERE
Fatih Terim'in F.Bahçe derbisinde olduğu gibi yine Baros ile birlikte çift forvet sahaya sürdüğü Elmander dün akşam açılışı yapan isimdi. İsveçli, Kazım'ın kaptığı topa sol ayağıyla nefis vurdu ve 5. dakikada Galatasaray'ı öne geçirdi. 6. golünü atan Elmander, bu sezon 36 şutta 20 isabet sağladı.


İSKENDER GÜNEN: Trabzonspor'a yakışmadı
Bir maçta mağlup duruma düşebilirsiniz ya da 10 kişi kalabilirsiniz. Ama maçın son dakikasına kadar mücadele etmek zorundasınız. Üstelik Trabzonspor gibi bir takımın formasını giyiyorsanız, pes etmek, maçı bırakmak gibi kavramlardan uzak durmalısınız. Maçın ikinci yarısında Zokora'nın oyundan atılmasından sonra Trabzonspor'un oyunu tamamen bırakarak rakibine teslim olması kendi tarihine yakışmayan bir görüntüydü.
Maça savunma oyuncusu Cech'in yaptığı büyük hatayla Elmander'in ayağından yediği golle yenik başlayan Trabzonspor, oyun bazında çok olumsuz bir 90 dakikaya imza attı. Trabzonspor'un sahaya çıkardığı 11'de savunmanın dört oyuncusunun önünde Zokora'yla birlikte toplam beş futbolcu takım hücuma çıktığı zaman hiçbir destek vermeyi düşünmediler. Önde Burak tek oyuncu olarak görev yapıyor. Trabzonspor'un tüm gol umutları bu oyuncuya atılacak uzun toplardan oluşuyor. Kenarlarda Halil ile Henrique iki kenar oyuncusu özelliğinde olmamalarının yanında hücumda Burak'a yaklaşmayı düşünmeyerek kenarlarda kalmayı tercih ediyorlar. Orta sahadan da Adrian ve Colman gibi becerisi yüksek oyuncular da çok pas hatası yaktıkları için Trabzonspor, hücumda çok etkisiz kaldı.
İlk yarının sonlarında ise serbest vuruştan Trabzonspor'un yediği golde baraj hatalıydı. Burada barajı yanlış kurduran kaleci Tolga'nın hatası vardı.

KIRMIZI KARTLA OYUN BİTTİ

İkinci yarı 2-0 geride başlayan Trabzonspor'da Şenol Güneş, Burak'ın yanına Henrique'yi koyarak 4-4-2'ye döndü. Ama Zokora'nın hiç gereği yokken rakibine yaptığı hareket sonucunda kırmızı kartla oyun dışı kalmasından sonra Trabzonspor için maç bitti.
Oyunun bundan sonraki bölümlerinde Galatasaray, rakibinin hiçbir baskısı olmadan çok rahat bir şekilde maçın son dakikalarında attığı golle üç puanı alan taraf oldu.
Bu maç bir kez daha gösterdi ki Trabzonspor'un böylesi büyük maçlarda bugünkü kadro yapısı sorunlar yaşayacak. Şenol Güneş, öncelikle bu oyun kurgusunu değiştirmek zorunda. Çünkü 4-4-2 bugünkü kadro yapısına daha uygun bir sistem olarak öne çıkıyor.

CENGİZ TOKGÖZ: G.Saray hak etti (FOTOMAÇ)

Şenol Güneş ile Fatih Terim el ele çıktılar, sarıldılar, öpüştüler, şans dilediler. Çok güzel bir görüntü idi.
Avni Aker tıklım tıklım.
Zemin futbola uygun. Ancak bordo-mavili takım kazanmak için uygun değil. 45 dakika zevkli geçti. Cech'in büyük hatası gol getirdi.
Ama savunma elek gibi.
Burak önde tek ve Semih'in iyi markajında. Halil, Burak ve Henrique aynı yerin oyuncuları.
Biri sağda, diğeri solda.
Bu nedenle kanat akınları yoktu. Bunun yanı sıra Semih Burak'a, Eboue Halil'e ve Hakan da Henrique'ye adım attırmadı.
Adrian evlere şenlik. Atakta 6 bordo-mavili futbolcu savunmada çakılı. Böyle bir takım kazanabilir mi? Kazanamadı da. Bir de tribüne laf.
Selçuk'u yuhalamaktan takıma destek veremediler.
Trabzon yorgun
Bordo-mavili futbolcuların yorgun oldukları açıkça belli idi. Melo'nun mutlak pozisyonda golü atamaması Trabzonspor için büyük şans idi.
Kuddusi Müftüoğlu'nun Zokora'ya gösterdiği kırmızı kart çok ağır. Şenol Güneş, çökmüş orta saha için Aykut'u çok geç hatırladı.
Genç Aykut bu takımda oynamalı. İkinci yarıda oyuna hakim Galatasaray iyi yardımlaştı, oyunu istediği gibi yönlendirdi...
Trabzonspor yenilgiyi, G.Saray da galibiyeti hak etti.

OLCAY ÇAKIR: İddia'lı lig! (FOTOMAÇ)

Rakibi tarafından iyi uyutulan bir Trabzonspor ve bir; kişiye kilitli, iki; 61. dakikaya odaklı uyuyan tribünler...
Saha içindekiler için "bir rakiple mücadele etmek" gibi mazeret varken; Trabzonspor tribünlerinin mücadelesi kiminleydi acaba?
Ve kazanan kim oldu şimdi?
Oyunun yattığı anları; koca ilk yarıda "bir dakika" olarak tespit edebilen; uyutan bir hakem!
Ancak onu konuşmaya dahi sıra gelmeyecek kadar kötü bir Trabzonspor kurgusu.
Oyunun tempo aldığı anlarda gelen kritik fauller sonrası gelen durgunluk, bu tuzağa çok kolay düşen Trabzonspor.
Ve buna katkı veren hakem! Ön tarafta haftalardır kredisinden yiyen koca Burak Yılmaz.
Sadece transferinde kopan gürültüyle bizleri uyandırabilen, başka da katkısını göremediğimiz Adrian.
Oyun anlayışını haftalar sonra bozan kenar yönetimi.
Maç temposunun getirdiği yorgunluğa ve bıkkınlığa sonuna kadar eyvallah!
Ancak kıt kanaat kornere kadar getirdiğin topu, her defasında ve haftalardır ön direkte heba etmek. Buna ne diyeceğiz?
Tüm bunları yazarken aklıma Lille maçı ve izlerken bile yorulduğumuz o tempo geliyor.
Siz de haklısınız çocuklar diyorum!
Not: "82 helal puan" alan çocuklar hangi formayı giyerse giysinler; seni şampiyon yaptılar, bunu asla unutma! Ve çelişme!

Terim’in aradığı yıldız; takımı!
Gökmen Özdemir /VATAN
İNSANIN inanması zor ama; G.Saray futbol oynuyor. Üç sezonluk kâbus bitti sarı-kırmızılı taraftarlar için. Artık onların takımları da sahada güçlü, kuvvetli, kudretli bir duruş sergiliyor. Bunun mimarının da Fatih Terim olduğu net şekilde ortaya çıkıyor her hafta. G.Saray maç maç üzerine koyarak geldi bu noktaya. Önce defansif sorunları halletti Terim, sonra da ofansif.. Arada takım ruhunu kazandı G.Saray.. Bunda G.Antep maçının ne kadar önemli olduğunu anlatmakta fayda var. Belki sarı-kırmızılılar o gün 4-2 kaybetti ama o gün sahada gösterdikleri mücadele, daha doğrusu futbolcuların birbirlerine olan ihtiyaçlarını anlamaları çok önemliydi..

-GEÇEN sezonu 82 puanla tamamlayan takımlardan önce F.Bahçe’ye çarşamba sahayı dar edip yenen G.Saray, dün de Trabzon’a bir saniye bile nefes alma imkanı tanımadı. Terim kazanan, daha doğrusu çok iyi oynayan 11’ini bozmadan çıktı Trabzon’da sahaya. Zaten tersini beklemek Terim’i tanıyanlar için sürpriz olurdu. Güvenli bir savunma, çok etkili bir hücum hattı, hareketli orta saha, yine mükemmel bir Elmander..

-AMA artık yazmalıyım. Kötü oynarken yerden yere vuruluyordu, iyi oynarken de alkışlanmalı.. Hakan Balta geri döndü. Hem de bir maçlık değil.. Maç maçtır iyi oynuyor. Hem savunmada hem de hücum da! Fizik olarak çok güçlü. Zaten takımdaki tecrübeli isimler formda olduğu için bu kadar kolay sahaya atıyor Emre Çolak’la Semih’i Terim.. Dökülen bir takıma yama yapmak zordur, sırıtır. Ama takım istim üzerindeyken, yenilere yardım eder.. Emre ve Semih’in kendi performansları kadar takım performansı da onları yukarı çekiyor. Bunu da unutmamak lazım.

-2 maçta 6 gol attı G.Saray geçen yılın 82 puanlılarına. En önemlisi bir gol yedi. Ki onu da yemeyebilirlerdi. 6 golün dağılımına bakalım.. 2 golü forvet, 3 golü orta saha, bir golü de defansı atmış G.Saray’ın. Yani yükü paylaşmış.. Mekanik bir takım olmuşlar.. En doğrusu da bu sanki. Eğer elde % 100 bir yıldızın yoksa, takımını yıldız yaparsın.. Fatih Terim işte asıl bunun için tebrik edilmeli. Çünkü en zoru budur. Yıldız sana maç kazandırır ama sen takımına maç kazandırıyorsan “Teknik direktörün takıma katkısı nedir?” sorusu “% 100’dür” diye cevaplanır..

KIRMIZI YANLIŞ

-DÜN Fatih Terim Engin’i oyuna sokup takımının frenine basmasa maç farklı noktalara giderdi. Ama yaşanan kriz ortamında hassas noktaları germemek de çok akıllıca bir yaklaşımdı Terim adına. Tecrübe de bu olsa gerek.

-KUDDUSİ Müftüoğlu’nun Zokora’ya gösterdiği kırmızı kart yanlıştı. Ama gerçek şu ki maçın dengesini bozmadı. Çünkü Trabzon 11 kişi oynasa da G.Saray’ın üzerine gidemeyecek kadar yorgun fakat en önemlisi dağınıktı. Eboue’nin kendi kalesine doğru vurduğu top da olmasa, pozisyona giremeden maçı tamamlayacaklardı. Selçuk ve Ceyhun’un Trabzon’a gol atmaları ise kaderin bir cilvesi olsa gerek.

F.Bahçe etkisi

Reha Muhtar -

1319 gün sonra gelen F.Bahçe zaferi, G.Saraylı oyunculara mucizevi bir değişim yaşattı

2 hafta önce izlediğim G.Saray gitmiş, yerine kendisine inanılmaz güvenen bir takım gelmiş. Artık oyuncular yeteneklerinin farkında. Yürüyüşleri bile değişmiş. Bir ara sanki sahada Barcelona vardı

- G.Saray neden kazandı, Trabzon neden kaybetti?

- YILLAR önce bütün dünyada büyük ses getiren bir film vardı. Adı ‘Kelebek Etkisi’ydi. Dün G.Saray’ın neden kazandığı soruyorsunuz bana, bunun tek bir yanıtı var: ‘F.Bahçe etkisi’. 2 hafta önce seyrettiğim G.Saray gitmiş yerine kendisine inanılmaz derecede güvenen, topa vuruşları, sahaya basışları, yürüyüşü bile değişmiş bir G.Saray gelmiş. Bir takımın 10 gün içinde bu kadar değişebilmesi için başından bir mucize geçmiş olması lazım. Trabzonspor gibi Şampiyonlar Ligi’nden 7 puan almış takımla Trabzon’da mücadele ediyorsunuz ve o rakibe top göstermiyorsunuz. F.Bahçe galibiyeti 1319 gün sonra geliyorsa G.Saray futbolcusunun yürüyüşünü bile değiştirir. Dün Elmander’in ve Selçuk’un ilk yarıda attığı 2 muhteşem golde G.Saraylı futbolcuların yaşadıkları inanılmaz özgüven patlamasının rolü vardı. ‘F.Bahçe etkisi’ sadece G.Saray futbolcusunda değil, G.Saray teknik heyetinde de vardı. F.Bahçe maçını 3-1 kazanan kadroyu hiç değiştirmeden sahaya sürmüştü Fatih Terim. Trabzon’la deplasmanda çift santrfor oynuyorsunuz. Engin’in cezası bitmiş, F.Bahçe maçında oynayan genç Emre Çolak’la mücadele ediyorsunuz. Daha 4 hafta önce ‘Beşiktaş maçına uygun mu?’ diye sorulan Semih’i Türkiye‘nin en golcü oyuncusu Burak’ın başına veriyorsunuz. G.Saray inanılmaz bir top mu oynadı? Hayır. Olağanüstü bir mücadele mi sergiledi? Hayır. G.Saray futbolcusu F.Bahçe galibiyetinden sonra yeteneklerinin farkına varmış.

KAZIM BİLE OYNUYOR

ELMANDER, Selçuk ve Ceyhun’un golleri o yetenek patlamasının sonuçları. Kazım top oynamaya başlamış. İtalya’da ‘Altın bidon’a aday gösterilen Melo dün tank gibi Trabzon orta sahasını ezip geçti. 2. yarıda 10 kişi kalan Trabzon karşısında G.Saray bir ara Barcelona gibi oynadı. Zavallı Ayhan maça girmek için oyunun durmasını beklemekten tam 7 dakika saha kenarında ağaç oldu. Neden, çünkü G.Saray pas yapıyor oyunun tüm kontrolünü elinde tutuyor, Trabzon’u oynatmıyor, oyunu kestirmeden 6-7 dakika sahada top çeviriyor.

*****
4 Hakemi nasıl buldunuz?

- KUDDUSİ Müftüoğlu maalesef kötü maç yönetti. G.Saray’ın 2 atağında Trabzonlu futbolcular elle oynadılar, bunları görmedi. Baros’un pozisyonunda Cech tam ceza sahası çizgisinin önünde topu koluyla aldı. Ayrıca bir kez de Burak elle oynadı Müftüoğlu onu da göremedi. Bu iki hatanın üzerine Zokora’yı rakibine yumrukla vurdu diye direkt kırmızı karttan ihraç etti. Bence o pozisyonda Zokora’nın rakibine sarı kartlık faulü vardı. Direkt kırmızı kart göstermeyebilirdi. Çünkü darbe biraz da pozisyonun gelişinden kaynaklanıyordu. Sarı kart evet fakat kırmızı kart ağır bir karar. Kuddusi Müftüoğlu dua etsin ki maçın o kadar net ve tartışılmayacak sonucu var. Hataları maçın sonucuna hiçbir şekilde etki etmedi. Bu kararlar başka maçta olsa başına çok büyük işler açabilirdi Müftüoğlu’nun.

*****
- 2 hafta önceye göre G.Saray’da değişen ne?

- TAKIMLARIN kaderinde hayatı değiştiren maçlar vardır. 1 G.Saray futbolcusu için kaderin değiştiği an 1319 gün sonra gelen F.Bahçe galibiyetidir. G.Saray takımı yıllardır üzerine sinmiş o ezik ruh halini silmiş ve G.Saray gibi sahada oynamaya başlamış. Buna kısaca, ‘G.Saray üzerindeki F.Bahçe etkisi’ diyoruz.

 

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 11:30

İLGİLİ HABERLER