Spor
  • 13.6.2016 01:50

Spor yazarlarından milli maç yorumları

Euro 2016 D Grubu ilk maçında Türkiye, Hırvatistan'a 1-0 mağlup oldu. SABAH Spor yazarları bu zorlu karşılaşmayı yorumladı.

MURAT ÖZBOSTAN: 3 şey kaybolmuştu!

İlk maçlar her zaman zordur. Kazanmak ya da sahadan en azından bir beraberlikle ayrılmak hiç yoktan iyidir.. Ne yazık ki olmadı.. Tabii ki, moral bozmamak lazım.. Önümüzde iki maç var.. Psikolojimizi bozarsak ikinci maçımızda da hüsran yaşarız.. Şimdi hemen ayağa kalkma zamanı. Yenilgiyi hafızalarımızdan silmeliyiz. Bu konuda da en büyük görev yine Fatih Terim ve ekibine düşüyor.. Gelelim maça.. Türkiye, Fransa biletini alırken, o müthiş yenilmezlik serisini yakalarken, ortaya koyduğu fark futboluydu. Mücadele, hırs ve istek.. Bu üç kavram dün Hırvatistan karşısında yoktu.. Kendimizi kandırmayalım.. Maçın son bölümleri hariç Hırvatistan karşısında hiç varlık gösteremedik.. Adamlar sağlı sollu tam 35 tane orta yaptılar. Gökhan Gönül ve Caner'in bulunduğu kanatları o kadar güzel kullandılar ki.. Özellikle de Caner'in kanadında madenbuldular, bir kanal açtılar desek hiç abartı olmaz. Oğuzhan, Arda ve Hakan gibi yıldızlarımız hayal kırıklığı yarattı. Arda kadar tüm takımın fiziksel gücü zayıftı. Bunun nedenlerini, bu kazaya neden uğradığımızı İspanya maçına kadar analiz etmeliyiz.. İkili mücadeleleri kazanamadık. Özellikle üçüncü bölgede zayıf olduğumuz da ayrı bir gerçek. Kazanmak için pozisyon lazım, gol lazım. Biz, hücumda çoğalamıyoruz, biz organize ataklar yapamıyoruz. Adam eksilten, topu alıp gidecek adamlarımız var ama onlardan yararlanamıyoruz!.. Takımın en dikkat çeken özelliği bazı isimlerin (Mehmet Topal, Hakan Çalhanoğlu) mevkilerinde değil başka yerlerde oynamaları.. İspanya maçında daha organize daha motive ve fizik gücü yüksek bir takım ile sahaya çıkmalıyız.. Yoksa yine hüsran yaşarız.

RIDVAN DİLMEN: Bir gömlek iyiler!

Beklediğimden iyi bir Hırvatistan'la karşılaştım. San Marino ile oynadıkları maçlarını izlediğimde rakip zayıf olmasına rağmen hücum organizasyonlarında sakin, oyun yönünü çabuk değiştirebilen ve tehlikeli bölgeye gelince de atağı sonuçlandıran bir görüntü vermişlerdi. Tabii ki oyuncuların hepsini tek tek tanıyoruz. Beni ürküten; rakibin hem pas üretiyor olması, daha da önemlisi çok üst düzey oyuncularının olmasıydı. Pas yapabilen şut çekebilen, iyi orta yapabilen tecrübeli bir takım. Oyun anlamında da bize üstünlük sağladılar... Beklediğimden fazla sağlamdılar. Fakatilk yarının en net pozisyonunu Ozan Tufan'la biz bulduk. Bu golü atabilmek o kadar önemli olacaktı ki rakibin rahatlığı üzerinden gidecekti. Ne kadar tecrübeli olurlarsa olsunlar sertleşecek ve sinirleneceklerdi.
İlk yarı 0-0'a kilitlenmişken, yediğimiz sürpriz gol, 'zaten takımımız içindeki bir kaç oyuncunun maç devamlılığı olmadığı için' ilerleyen dakikalarda başımızı ağrıtacaktı. Geri dönüş zor olacaktı. İkinci yarı uzatma dakikalarına kadar Hırvatlar, dönen topları hem hücum hem savunmada aldılar, sürekli pas yaptılar. Turnuvanın en sağlam sağ tarafı onlarda herhalde. Srna-Brozovic ikilisine Modric ekleniyor, hatta ikili orta sahanın önünde forvet arkası gibi oynayan Rakitic, Barcelona'da sağ oynadığı için sürekli Arda ve Caner'in kanadından geldiler. Bu en büyük silahımız Arda'yı da yıprattı. Srna ve Brasavic'e Modric ve Rakitic eklenince Arda ve Caner savunma yapıp yıprandılar. Orta saha oyuncuların yardımı gerekiyordu yapamadık.
Fatih Terim hep 'Seviye' der. Evet gerçekten seviye var orada.Hırvatlar bizden bir gömlek iyi takım. Bu tabii ki bir son değil. Daha oynayacağımız iki maç var. Bugün oynanacak Çek Cumhuriyeti-İspanya maçında Çekler'in puan almasını istemiyorum. 2008'e de böyle başlamıştık. İnşallah İspanya maçında moral olarak toparlarız. Bir gerçek var ki yine pas yapan bir takımla oynayacağız. Yine özellikle VazquezIniestaFabregas gibi pas adamlarıyla oynayacağız. Bizim en büyük handikapımız sezonu yüzde yüz tamamlayamayan kritik futbolcularımızın olması. Belki Fatih Hoca daha dinamik oyuncuları kullanır. Orta saha dinamizmi için Mehmet Topal'ı ortaya çekmekte fayda var diye düşünüyorum. Sonuçta iş bitmedi. Ama bu maçtan bizim grubun en güçlü grup olduğu belgelenmiştir. Gerçekten güçlü bir rakiple oynadık.

 ÖMER ÜRÜNDÜL: Yıldızlarımız suskun kaldı

Bizim takımımız ilk yarıda iyi bir rakibe karşı kontrollü bir anlayış sergiledi. Zaman zaman hazırlık paslarına ağırlık vererek hücumda rakibe devamlılık şansı verdi. Mandzukic iyi marke edildi. Orta sahalarının iki önemli ismi Modric ve Rakitic'in ileriye alışılmışservisleri, en aza indirildi. İlk yarıda tedirgin olduğumuz çok kısa bölümler, çok iyi bir ofansif bek olan Srna'nın üç tane sağ kanat atağıydı. Hücum bölümümüz ise yeterli olmadı. Arda Turan fizik olarak hazır olmadığı için adam eksiltemiyordu. Cenk Tosun, hava toplarını alamıyor, top saklayamıyor, adam eksiltemiyordu. Oğuzhan da devreye giremeyince, gol ümidimiz duran toplara kalmıştı. Bir de Gökhan Gönül'ün iki önemli ofansif girişimi vardı. İlk yarıda oyunu iyi tutmamız ve iyi mücadele etmemiz sayesinde rakibe net pozisyon vermedik. Ama Modric'in devre biterken, ekstra vuruşuna yapacak birşey kalmamıştı. İkinci yarıya yenik durumda olduğumuz için doğal olarak kontrollü anlayışı bırakarak başladık. Hücumgirişimlerimizde organize olamadığımızdan geniş alanda yakalanıp,arka arkaya ciddi tehlikeler atlattık. Srna'nın yerine Hırvatistan'da sol kulvarda Perisic devreye girdi.
Fatih Terim, bütün hamlelerini kullandı. Ama beraberlik golü için yeterli baskıyı kuramadık. Pozisyon da bulamadık. Sonuç olarak ilk maçı kaybettik. Aslında dün çok kritik oyuncularımız beklenen performansı sergileyemediler. Tabii bunun bana göre en önemli nedeni karşımızda olan takımın güçlü olmasıydı. İki tane çok etkili kanat oyuncuları var, Srna ve Perisic gibi. Modric; Real Madrid, Rakitic; Barcelona'nın direkt oyuncuları. Eleştirileri yaparken, bunları da göz önünde bulundurmamız şart. Örneğin Modric, bütün sezon Real Madrid'de haftada iki gün sürekli oynarken, bizim yıldızımız Arda çok az oynadı. Bana göre; dün en iyi görevi yapanlariki stoperimiz ve Caner'di. Moralimizi bozmamamız lazım. İki maçtan alınacak 4 puan bizi gruptan çıkarır. 3 puan ve iyi averajla en iyi 3. olarak çıkarız.

İSKENDER GÜNEN: Önümüze bakmalıyız

Gruptan çıkmak için mutlak puan ya da puanların önemli olduğu bir gerçek. Yani öncelikle her maç yenilmemek önemli. Dün Fatih Terim'in sahaya çıkardığı 11, topa sahip olmayı öne çıkaran bir 11... Oyunun ilk yarısında belirli bölümlerde topun bizde kaldığıbölümler var ama topa sahip olmak pozisyon üretmeyi zorunlu kılar. Fakat top üçüncü bölgeye geldiği zaman hiçbir etkinliğimiz yok.Hırvatistan hücumda daha çok sol kanadımızdan geldi. Mehmet Topal ve Hakan Balta, ilk yarıda başarılı bir performans göstermelerine rağmen yediğimiz golde kaleci Volkan Babacan'ın hatası vardı.
Oyunun kaderinde etkili olması beklenen Arda Turan uzun süre maç oynamadığı için gerekli yeterlilikte görünmedi. Orta alanda çok şeyler yapmasını beklediğimiz Oğuzhan çok düşük bir tempoda oynadı. Girdiğimiz tek gol pozisyonunda Ozan Tufan daha dikkatliolsa hiç bir etkinliğimizin olmadığı bir anda golü bulabilirdik.
İkinci yarıda Fatih Terim hücumda daha etkili olabilmek için üretkenlikten uzak Oğuzhan'ın yerine Volkan Şen'i oyuna aldı. Sonrasında ise Arda Turan'ı çıkarıp Burak'ı sahaya sürdü. İkili forvete döndükten sonra orta alan tamamen Hırvatların kontrolüne geçti. Direklerden dönen toplardan başka Hırvatların yararlanamadığı iki net pozisyonları var.
Hırvatistan bu maçta görüldü ki, her ne kadar orta alan ve hücumda kenar oyunculardan kurulu bir takım olsa da, savunmasının göbeği ağır ve hata yüzdesi fazla olan bir takım. İlk 11'de Burak'la başlamak daha doğru bir tercih olurdu diye düşünüyorum. ÇünküBurak savunmanın arkasına yaptığı koşularla dengeyi bozan ve oyuncuları rahatsız eden bir isim. Bizim en büyük eksiğimiz hücum aksiyonlarının istenilen düzeyde olmamasıdır. Gerek grup gerek hazırlık maçlarında gol pozisyonu üretmede sıkıntılarımız var. Ve kazandığımız gollerin bir çoğu da duran toplardan geldi. Artık Hırvatistan maçını bir kenara koyup önümüzdeki İspanya karşılaşmasına odaklanmalıyız. İyi bir başlangıç yapmak hem moral hem kendimize güven açısından önemliydi. Fakat gruptan çıkabilmek çok daha önemli.

AHMET ÇAKAR: İster misiniz başlamadan bitiversin!

Haftalardır milli takım oyuncularımızı açılışlarda, kapanışlarda, çok şık reklam filmlerinde görüyoruz. Hatta bir şarkı sözü, 80 milyonun diline pelesenk oldu: "Biz bitti demeden bitmez." İster misiniz bu sefer de başlamadan bitiversin! Çünkü düne bakıyoruz; futbol oynamadık... Hücum edemedik, ciddi pozisyon bulamadık. Eğer tek farklı kaybettiysek de şansımıza dua edelim. Bu tür maçlarda bazı oyuncuların yaratıcı özelliği ya da vuruş teknikleri sonuca götürür. Mesela Arda, mesela Oğuzhan, mesela Hakan Çalhanoğlu kalitelerinden çok şey beklediğimiz oyuncularımız. Ama dün sahada yoktular. Takımın neredeyse yarısı, geride kalan sezonun kendi takımlarında ilk 11 oyuncuları değildi. Arda olsun Cenk olsun, Ozan Tufan olsun hatta Caner bile takımlarında direkt oynamamışoyuncular. Bu da böyle maçlarda sıkıntı yaratıyor.
İlk yarıda oyunu orta sahada tutmaya çalıştık. Aslında belli oranda da tuttuk. Hatta bu dakikalarda Ozan Tufan kafayı iyi vursa öne bile geçerdik ama ilk yarının son dakikalarında Hırvatistan sağlı sollu gelmeye başladı. Özellikle sol tarafımızı etkili kullandılar ve dönen bütün toplara sahip olmaya başladılar. İşte bu dakikalardakornerden dönen bir topa Modric gelişine vurdu. Top ayağına oturdu ve Hırvatistan devre biterken skoru yakaladı. İkinci yarı ise Allah'a selamet bir maç izledik. Rakibin direkten dönen iki topu ve ayrıca yine birkaç gol pozisyonu daha geldi ki bunlardan biri gol olsa dağılabilirdik.
Turnuvaya kötü başladık. Sadece skor olarak değil aynı zamanda futbol olarak da... Ama İspanya maçı şimdi daha da kritik hale geldi. Grubun en iyi takımıyla en zor maçı oynayacağız. Kaybedersek sıkıntı büyük. Ama açık konuşayım; bu futbol da İspanya karşısındahiç ışık vermiyor. İsveçli hakem Jonas Eriksson, mükemmele yakın bir maç çıkardı. Sakin, faul tespitleri yerinde ve disiplin uygulaması mükemmeldi.

LEVENT TÜZEMEN: Sürpriz Emre olmalıydı

Fatih Terim'in, Milli Takım'ı Fransa'ya taşıyan oyuncularla Hırvatistan maçına başlaması, "Duygusal karar" olarak görünse de kağıt üzerinde çok yanlış değildi. Oyuna akıl ve kalite koyanoyuncularımız Arda Turan-Hakan Çalhanoğlu- Oğuzhan çok etkisiz kaldı. Bu üçlünün topa hükmetme eksikliği yüzünden Hırvat kalesine Ozan'ın kafa vuruşu dışında etkili hücum edemedik. Arda- Hakan-Oğuzhan üçlüsü topla dikine gidemedikleri gibi hem top tutamadılar hem de rakibin sertlik içeren temaslı oyununa yeterli fizik güçleri olmadığından karşılık veremediler.
Maçta ciddi fark yaratan Hırvatların iki yıldızı Modric ile Rakitic, oyunun iki yönünü eksiksiz ve disiplin içinde oynadı. Arda-Hakan-Oğuzhan üçlüsü top tutamamalarının yanı sıra hücuma gittilergelemediler, savunmaya döndüler bu kez hücuma çabuk gidemediler.
34 yaşındaki Hırvat kaptanı Srna bindirmeleriyle Caner'in bölgesini darmadağın etti ve inanılmaz etkili ortalar yaptı. Hırvat kalesinde yakaladığımız tek pozisyonda Gökhan'ın mükemmel ortasına Ozan Tufan kafayla "stoper" vuruşu yaptığı için golü kaçırdı. Modric'in attığı gol tamamen kaleci Volkan'ın dikkatsizliğiydi. Neden mi? Selçuk topu uzaklaştırdığında Volkan, "Tehlike geçti" rahatlığında olduğundan Modric'in vuruşunu beklemediğinden gereken pozisyon duruşunu yapmadı ve golü yedi.
Fatih Terim'in soyunma odasına yenik giren ve ilk yarı üretemeyen oyuncu grubuyla ikinci devreye başlaması bence akıl tutulmasıydı.Çünkü ilk yarı Milli Takım'ın en büyük eksiği rakip kaleye hızlı top taşıyacak ve çabuk hücumu gerçekleştirecek bir oyuncunun olmamasıydı. Volkan- Burak değişikliği aynı anda ve ikinci yarının başında yapılmalıydı. Ayrıca "Sürpriz" denilen Cenk Tosun tercihiyanlıştı. Hırvat savunmasını ancak rakibin sırtına etkili koşular yapabilen Burak'la rahatsız edebilirdik.
Fatih Terim, Türk futbolunun en cesur hocalarından biridir. Hırvatlar galip durumda ve kapalı savunmaya döndüğü anda Emre Mor'u oyuna almak hataydı. Emre gibi hiperaktif, rakibini kolay geçebilen ve kolay faul kazandıran bir oyuncu ancak skor eşitse oyunda olmalı. Yani; Terim'in ilk on bir sürprizi Cenk değil Emre Mor olmalıydı.

ERMAN TOROĞLU: Biz bitmişiz kardeşim!

Bazı şeyleri tadında bırakmıyoruz. B..unu çıkarıyoruz. Neymiş efendim, "Biz bitti demeden bitmezmiş..." Yahu kardeşim! "Biz bitti demeden bitmişi" bırakın zaten biz bitmişiz.
Arda Turan çıkana kadar bir kişi eksik oynadık. Arda Turan, Türkiye'ye gele gide, reklam filmi çevire çevire fazla yorulmuş olmalı! Bakınız, futbol çeneyle oynanmıyor, koşarak oynanıyor. Bir tarafta Arda Turan diye bir oyuncu var, Milli Takımımızın el freni...Yürüyecek hali yok. 20 metrekarede futbol oynuyor. "Her topu bana verin" diyor, "Her topu ben atayım" diyor. Sağa sola konuşuyor.
Bir de rakip takımda Modric diye bir oyuncu var. Adam sahanın her yerinde mücadele ediyor. Koşuyor, topu almak için boşa çıkıyor.Bizdeki Arda Turan gibi arkadaşının ayağından gidip topu alıp,oyunu yavaşlatmıyor.
Bir orta sahamız var. Ver geriye, ver yana. Tut, tekrar geriye ver. İleriye oynayan yok. Böyle futbolu rahmetli babam da oynar mezardan çıkıp. İlerde bir tane futbolcu bırakmışız kaderine, adama top gitmiyor. Adamı oyundan alıyoruz. Neye göre oyundan alıyoruz anlamak mümkün değil. Adama on tane top attınız da adam gol mü kaçırdı, topu mu ezdi? Adama top veremediniz ki!
Peki arka taraf ne yapıyor? Çekilmişler geriye, beyefendilere bir de okey masası kuracaksın taş oynayacaklar. Ne güzel dünya! Niye ileri çıkamıyorlar? Çünkü rakip takımın her futbolcusuyla teke tek kalırlarsa adamlar çalımı basıp gidecekler. Doksan dakika maçı televizyondan izledim, doksan dakika boyunca maçın hareketli anlarında bizim en geride oynayan adamla en ilerde oynayan adam arasındaki mesafe açıklığı yüzünden bizim takımın on futbolcusu bir arada ekranda gözükmedi. Ama Hırvat takımının ben onfutbolcusunu sıkça gördüm.
Dün zavallı bir futbol ortaya koyduk. Bu durumun da tek sorumlusu vardır: Fatih Terim. Maçta bizim takımdan 'şu çok iyi oynadı' diyeceğiniz kim vardı? Yediği şanssız vuruş golünde topa geç yatmasına rağmen maçın genelinde kaleci Volkan iyi işler yaptı. Ne hücum yapabildik ne defans. Maç 1-0 bittiyse futbol adına şansımız vardı ondan.
Hakem maçın genelinde iyiydi. Yine alakasız yerlerde sarı kartlar gördük. Maç yarım saat daha uzasa veya Volkan Şen maça yarım saat erken girse gene atılacaktı. Şimdi rakibimiz daha zor; İspanya. İşimiz mucizelere kaldı. Anlaşılıyor ki bu kafada devam edersek bırakın "Biz bitti demeden bitmeyi", son maça çıkmadan da dönebiliriz.
Maalesef Türkiye'de oynanan futbolun Milli Takım daha da altına düştü.

METİN TEKİN: Asla enseyi karartmayalım!

Ne umduk ne bulduk Hırvatistan karşısında? 
Ne umduk? Esasında her iki takımın da maçın başında yapmak istedikleri şey topa sahip olup, oyunu ve tempoyu kontrol etmekti.Biz bunu belki ilk yarıda topa sahip olma anlamında yaptık ama çok önemli bir kriter olan, etkili olmak ve etkili oynamak bizimyapamadığımız işti. Tam tersi de Hırvatların yaptığı iyi şey oldu.Ama buna rağmen Ozan Tufan ile yakaladığımız pozisyon belki demaçın en net şansıydı
Kadroya baktığımızda; evet, topa pasla sahip olabilecek Selçuk, Ozan, Hakan Çalhanoğlu, Arda ve Oğuzhan gibi oyuncularımız vardı.Eksik olan ise rakibin arkasına geçecek ve koşu özelliği olan bir oyuncuydu. Çünkü sadece pas yapmak pozisyon üretmek anlamında size yetmez ki yetmedi de... 
Yani belki topa sahip olma anlamında umduğumuzu yapabildik.. Ama yapamadığımız şey üretkenliğimizdi. Ve Modric'in golüyle de burada kaleci Volkan'ın da hatalı olduğunu söylemek lazım, geri düştük. 
 Caner, Arda ve Gökhan gibi maç eksiği olan oyuncuların ilk 11'de olması doğru seçim miydi? Ne düşünüyorsunuz? 
Milli Takımımızın oynadığı hazırlık maçlarını düşündüğümüzde bunu artık eksik olarak düşünmemek lazım. Bu oyuncular, MilliTakımın hazırlık maçlarında oynadılar ve bunun zaafiyet olduğunu düşünmüyorum... Arda Turan'dan ise tabii ki daha fazla rol almasınıbekliyoruz. Çünkü Milli Takım'daki görevi Barcelona'daki gibi basit oynamak değil... Bu kadar içten ve yürekten oynamasına rağmensorumluluk almasını da bekledik... 
Adam eksiltmeyen, riske girmeyen bir Arda Turan oyunu, Milli Takımın ihtiyacı olan şey değildi ama buna rağmen çok erken oyundan alınması da sorgulanbilir, 'Niye?' diye... Beklenen rolü üstlenemese bile... Caner'in bölgesinden de Srna ile çok etkili olan bir Hırvatistan kenarı vardı ki, rakip adına da oyunu çözen bu oldu. 
 Fatih Terim'in oyuncu değişikliklerinde geç kaldığı yönünde eleştiriler var... 
Ben açıkçası Oğuzhan'ın devre arası çıkmasını beklemiyordum... Savunmadan topla çıkma işini Selçuk yapıyor ama pas için esasekürisi Oğuzhan'dı... Bana göre; erken bir değişiklikti ve ikinci yarı daha çok süre alabilirdi. Arda Turan değişikliğine gelince... Böyle sorumluluk verdiğiniz bir oyuncudan bu kadar erken vazgeçmek, iyi gününde olmasa dahi sorulacak sorulardan biri olabilir. 
 Sizce şansımız ne bundan sonra gruptan çıkmak için? 
Öyle bir statüsü var ki turnuvanın, en iyi 4 tane üçüncünün de gruptan çıkacak olması çok şeyi değiştiriyor. Bir yerde son maça sıfırpuanla bile çıksanız her zaman üst tur şansınız var. İlk maçta enseyi karatmanın gereği yok... Çünkü son maça kadar, tıpkı yarı finaloynadığımız 2008'deki başlangıcı hatırlarsak, turnuva mantığında şansımız olduğu müddetçe coşkumuz da devam etmeli...

 

Güncellenme Tarihi : 13.6.2016 02:20

İLGİLİ HABERLER